Sayfalar

7 Ocak 2010 Perşembe

Oğluma

Sana oğlum demem hayatta çiğsen
İstemem başına altın taç giysen
Yetiştirip iki ağaç diktiysen
İşte sen o zaman benim oğlumsun

Zalimin önünde boyun eymezsen
Haram malı helal deyip yemezsen
Ben islamım o gavurdur demezsen
İşte sen o zaman benim oğlumsun

İyilik etmeyi az çok sezdin mi
Kötüyü gördüğün yerde ezdin mi
Şerefinle gurur duyup gezdin mi
İşte sen o zaman benim oğlumsun

İhsani'yem benim idi giden dün
Yarınlar senindir iyice düşün
İnsan olduğunu ögrendiğin gün
İşte sen o zaman benim oğlumsun


Aşık İhsani

Hey Gidi Hey

Hey gidi hey bir zamanlar
Kandil dağı yaylasında
Dediğim dedikti benim
Kandil dağı yaylasında

Mevsimlerden ilkbahardı
Yerler benek benek kardı
Gönlümce bir hava vardı
Kandil dağı yaylasında

"Şahvelet"ler otağımdı
Delikanlılık çağımdı
Çam dalları yatağımdı
Kandil dağı yaylasında

İhsani'yem koşup seken
Az ilerde Palandöken
Yoktu bileğimi büken
Kandil dağı yaylasında


Aşık İhsani

Sen Ölmüyon

Behey benim yüce Tanrım
Ben ölüyom sen ölmüyon
Bu ne iştir ne hikmettir
Ben ölüyom sen ölmüyon

Anlamak isterim önce
Bunlar reva mıdır sence
Vaktim saatim gelince
Ben ölüyom sen ölmüyon

Barındığın koca handa
Kıyıda kenarda yanda
Belirli belirsiz anda
Ben ölüyom sen ölmüyon

İhsani'yem için için
Şimdi anlıyorum niçin
Allahsız olduğun için
Ben ölüyom sen ölmüyon


Aşık İhsani

6 Ocak 2010 Çarşamba

Gülemezsin Sen

Senin için böyle mecnun olduğum
Ah çekip ağlarım bilemezsin sen
Hasretinle sararıp da solduğum
Akan gözyaşımı silemezsin sen

Vefasız dost hiç halimden bilmiyor
Ahdi çürük ikrarında durmuyor
İnkisar eylesem dilim varmıyor
Bahtı kara olup gülemezsin sen

Siyah saçın ince belik dokutmuş
Gözlerinden kanlı yaşlar akıtmış
Bilmem seni hangi hoca okutmuş
Birden böyle hırçın olamazsın sen

Artır Çırakman'ım derd ü feryadın
Lal olsun dillerim söylersem adın
Şu yalan dünyada gönül muradın
Dilerim allahtan alamazsın sen


Aşık Hüseyin Çırakman

İnsanlık

Odun yok kömür yok param kalmadı
Halimizi bir gel de gör insanlık
Ölmek istiyorum çarem kalmadı
Halimizi bir gel de gör insanlık

Yavrum yılda bir kez yemezken eti
Pirzolayla besler bazısı iti
Nasıldı unuttum kaymağı sütü
Halimizi bir gel de gör insanlık

Genellikle menfaata uyan var
Halk sırtından yeyip yeyip doyan var
Çıkar için insanlara kıyan var
Halimizi bir gel de gör insanlık

Zenginlere dem üstüne dem gelir
Fakirlere gam üstüne gam gelir
Her bir şeye zam üstüne zam gelir
Halimizi bir gel de gör insanlık

Çırakman'ım sazım ile gezerim
Halkım için gerçekleri yazarım
Korkum yoktur hazırlansa mezarım
Halimizi bir gel de gör insanlık


Aşık Hüseyin Çırakman

Doktor Diyor Hiç Üzülme Düşünme

Hasta oldum ciğerimde yaram var
Doktor diyor hiç üzülme düşünme
Zanneder ki çok birikmiş param var
Doktor diyor hiç üzülme düşünme

Arazim yok toprağım yok malım yok
Yekenip de kahamıyom halim yok
Haktan gayrı tutunacak dalım yok
Doktor diyor hiç üzülme düşünme

İneğim yok sağıp südün içemem
Yağı balı görsem ondan kaçamam
Heç bir zaman ben hakkımdan geçemem
Doktor diyor hiç üzülme düşünme

Bir saz ile altı yavru geçimi
Bizim yaşantımız köle biçimi
Ben bilirim sen bilemen içimi
Doktor diyor hiç üzülme düşünme

Çırakman'ım keder gitti gam geldi
Ben de sandım yaramıza em geldi
Bir şeyimden gayrısına zam geldi
Doktor diyor hiç üzülme düşünme


Aşık Hüseyin Çırakman

O Meçhul Köprü

Bir destan aldım ulu merkezden,
Bahseder durur, meçhul eserden
Bir köprü varmış, sorsam Sezerden
Acep nerde o meçhul köprü?..

Neleri kasteder neden dem vurur,
Birçok şeylerden bahseder durur,
Belki de muhayyel bir köprü kurar,
Acep gönülde mi o meçhul köprü?..

Destan çok muğlâk anlayamadım,
Bir mendil bulup sallayamadım,
Sözde avcıyım avlayamadım,
Mehtaba bekçi mi o meçhul köprü?..

Acaba o köprü hayal mi beylik,
Altından su geçer, etraf yeşillik,
Koca bir tabiat, uçarken keklik,
Uçsuz, bucaksız o meçhul köprü?..

Baharda âşıklar toplanır orda,
Kimisi evine, kimisi surda,
Kimi de Niğde'de, kimisi Bor'da
Kimlere uğraktır o meçhul köprü?..

Yalnız köylü mü, hep oradan geçer,
Kimlerin kalbini sevdalar biçer...
Buluşup ayrılan da hep oradan geçer,
Turan elinde mi o meçhul köprü?..


R...A…
Akıl Hastalarının Yazdıkları Şiirler, İnilti

5 Ocak 2010 Salı

Ağaç Destanı

Adıma ağaç dediler
Şimdi dinle nelerim var
Biten meyvemi yediler
Daha daha nelerim var

Muhammedin beşiğiyim
Ulu Kabe eşiğiyim
Çorbanızın kaşığıyım
Daha daha nelerim var

Adem safi damı oldum
Nuh Nebi'ye gemi oldum
Müslümana cami oldum
Daha daha nelerim var

Fidan iken beni kırdın
Saban yaptın tarla sürdün
Dostum beni hor mu gördün
Daha daha nelerim var

Tarak oldum başınıza
Köprü oldum işinize
Her türlü savaşınıza
Daha daha nelerim var

Önündeki masa benim
Elindeki asa benim
Çanak çömlek kase benim
Daha daha nelerim var

Bina oldum yapı oldum
Çeşit çeşit kapı oldum
Kazma kürek sapı oldum
Daha daha nelerim var

Beni kolay mı bulursun
Ayrılsan nerde kalırsın
Ben olmasam sen ölürsün
Daha daha nelerim var

Sağ iken gönümü soydun
Hem de kestin biçtin oydun
Yağ peynir kaymak doldurdun
Daha daha nelerim var

Niçin beni mahvedersin
Ben tüfeksem sen bir ersin
Kabrine bile örtersin
Daha daha nelerim var

Ben ağacım gülüm vardır
Dalımda bülbülüm vardır
Kovanımda balım vardır
Daha daha nelerim var

Her bir yanımdan biçtiniz
Benim kanımı içtiniz
Niçin bağrımı deştiniz
Daha daha nelerim var

Kalem yaptın yazı yazdın
Gemi yaptın suda yüzdün
Sen ne için beni kestin
Daha daha nelerim var

Saz da yaptın tel uzattın
Göğsüme sedef bezettin
Benimle zaman oynattın
Daha daha nelerim var

Kaplarına terek benim
Fırındaki kürek benim
Al bayrağa direk benim
Daha daha nelerim var

Dursun Cevlan çekmem keder
Ağacın medhini eder
Şehirden ta köye kadar
Daha daha nelerim var


Aşık Dursun Cevlani

Hayata Nazar

Herkes için yaşamak bir olmaz hey arkadaş
Hayata bir nazar yap bakın, saadet İçinde kim var?
Kiminin yüzü güler kiminde vardır neş'e
Halbuki kalplerinde gizli bir yara yaşar.

Ben küçücük yavruyum annemin kucağında
Yarın bulunacağım bir mesleğin dalında
Ümitli yaşıyorum ey candan aziz kardeş
Olmazsa öleceğim meslek uğrunda kardeş.

Mesleğimi sorarsan bir lise öğretmeni
Öğretirim onlara matematik dersini
mitlerim hep olsun, kalbin sevinçle dolsun
Bu günden çalışayım, geleceğim iyi olsun.


B...O...
Akıl Hastalarının Yazdıkları Şiirler, İnilti

4 Ocak 2010 Pazartesi

Gül Yüzlüm

Gül yüzlü sevdiğim bostanım bağım
Bir mektup yazayım ellerinize
Merhamet sahibi azizim ağam
Yüreğin acısın kullarınıza

Gül bağrıma çarpa çarpa ağlarım
Boynun eğmiş iniliyor dağlarım
Yas çekiyor mor sümbüllü bağlarım
Mihrican dokundu güllerimize

Uçan kuştan haberini umarım
Bir yel esse selam geldi sanarım
Kerem gibi ben de bir gün yanarım
Ataşlarınıza küllerinize

Muhanet dost beni yaktın yandırdın
Eşinden aynlmış kuşa döndürdün
Geleceğim deyi beni kandırdın
Baka bak'usandım yollarınıza

Zalim ölüm bugün bizi yasıyor
Amanımı mümkünümü kesiyor
Vallahi Al'İzzet sana küsüyor
Bir dahi basmayın illerinize


Aşık Ali İzzet Özkan

Kıskanırım

Mühür gözlüm seni elden
Sakınırım kıskanırım
Uçan kuştan esen yelden
Sakınırım kıskanırım

Kavumundan akrabandan
Kardeşinden öz babandan
Seni doğuran anandan
Sakınırım kıskanırım

Beşikte yatan kuzundan
Hem oğlundan hem kızından
Ben seni senin gözünden
Sakınırım kıskanırım

Havadaki turnalardan
Su içtiğin kurnalardan
Geyindiğin sırmalardan
Sakınırım kıskanırım

Al'İzzeti ancalardan
Elindeki goncalardan
Yerdeki karıncalardan
Sakınırım kıskanırım


Aşık Ali İzzet Özkan

Kömür Gözlüm

Nedendir de kömür gözlüm nedendir
Benim sabahaca uyumadığım
Varmış yad illerin koynuna girmiş
Benim öpmelere kıyamadığım

Goncanın yaprağı gülün dökümü
Esen ürüzgardan alam kokunu
Ben yalınız alamıyom uykumu
Tatlı dillerine doyamadığım

Al'İzzet'im gireceksin kanıma
Nasıl girdin şu hoyratın koynuna
Cellat m'oldun hançer çaldın boynuma
O yarin benlerin sayamadığım


Aşık Ali İzzet Özkan

Dilek

Doktor boy amca
Doktor bey amca
Benim bir ricam var sana
Babamı gönder sen bana
Dua ederim ben sana
Her zaman evlâtlarınla
Allah ömür versin sana
Beni yetim bırakma
El ellerine bırakıp
El gözü gözetletme
Bana sevgili babamı gönderirsen
Her zaman duacıyım ben sana


M…T…
Akıl Hastalarının Yazdıkları Şiirler, İnilti