Şiir, Sadece: Bedri Rahmi Eyüboğlu şiirleri
Bedri Rahmi Eyüboğlu şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bedri Rahmi Eyüboğlu şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Yıkansın Gözlerim Yıkansın

Soyunsun gözlerimin cilasında
İçersinden aydınlanmış tarlalar
Soyunsun beyazlığı içlerinden gelen evler
Soyunsun utancını arzular
Yıkansın gözlerim yıkansın! ...

Soyunsun gözlerimin cilasında
Gelmiş, gelecek bütün kızlar,
Soyunsun hafızanın insan gözü değmemiş yerinde
Sineler, buseler, arzular
Ve bütün bir ömür
Lahzada harcansın
Yıkansın gözlerim yıkansın! ...


Bedri Rahmi Eyüboğlu

Kağıt Gemi

Kağıttan bir gemi yaptım küçücük
Ya 5 öpücük sığar içine
Ya 10 öpücük
Kız kardeşim
10 öpücük batar bu gemi dedi
Sen misin
15 öpücük
Anam sakın denize atma dedi
Doğru havuza
Sen misin
Doğru denize,
Ama ıslanmasıyla batması bir oldu.

Bir gemi daha yaparım ne çıkar
Hem bu sefer öpücük yerine
Sunturlu birkaç küfür
Daha birkaç gemi yaparım
Çok şükür...


Bedri Rahmi Eyüboğlu

Sana Büyük Şehirlerden Bahsedeceğim

Sana büyük şehirlerden bahsedeceğim.
En büyük camiler orada kurulur,
En küçük mezarlar orada kazılır
En kara yazılar orda dizilir.

Yüksek minarelerde sela verilir,
Civar hanelerde zina edilir.
Büyük şehirlerde yalan söylenir,
Halbuki küçük köylerin mezarlığı bile yoktur.

Büyük şehirlere bağlanma mehmedim.
Öyle bir şehre yerleş ki,
Küçük olsun fakat bizim olsun.
Sokaklarında tanımadık yüz,
Ensesine şamar atmayacağın kimse dolaşmasın.
Her ağacına elin,
Her karış toprağına terin değsin.
Ve kuytu evlerden birinde
Senden habersiz ölenler olmasın.


Bedri Rahmi Eyüboğlu

Can Tükenir

Kimse bilmez can nerdedir
Can tükenir can tükenir
Saçımın telinden sızar
Gözümün ferinden uçar
Can tükenir can tükenir
Her korku zerresinde ziyan
Her kımıldanışında yaprak
Can tükenir can tükenir


Bedri Rahmi Eyüboğlu

Susadım

Susadım
Üç tane elma soydular, üç tane portakal
Nafile
Bir bardak suyun yerini tutmadı
Acıktım
Kuş sütü, kuru üzüm getirdiler
Nafile
Bir çimdik somunun yerini tutmadı
Seni düşündüm sevgilim şükrederek
Su gibi aziz olasın her daim
Ekmek gibi mübarek.


Bedri Rahmi Eyüboğlu

Hüzün Geldi

Türküler bitti
Halaylar durdu
Horonlar durdu
Al damar, mor damar, şah damar sustu
Bahçeler put kesildi birer birer
Meyveler salkım saçak taş.
Bir bulut uçardı
Başı boş bedava
Yandı kül oldu.
Hüzün geldi baş köşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu.
Ağaç büyür arkasında koşamam
Kervan yürür peşi sıra düşemem
Yıldız akar uçsam da yetişemem.
Hüzün geldi baş köşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu.


Bedri Rahmi Eyüboğlu

Kusura Bakma

Kusura bakma
İçinde bulunduğum an
Bir yarın geçmişte neyleyim
Gelecekte öteki yarın
Zaman dediğin hasba üç ayaklı
Birinin canı ötekinde saklı
Şu anın canı gelecekte
Geleceğin canı geçmişte saklı


Bedri Rahmi Eyüboğlu

Arkadaş Dökümü

Evvela dişlerimiz döküldü
Sonra saçlarımız
Arkasından birer birer arkadaşlarımız
Şu canım dünyanın orta yerinde
Yalnız başına yapayalnız
Kırılmış kolumuz, kanadımız
Tatlı canımızdan usanmışız

Bir şüphedir sarmış yüreğimizi
Ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi
Bir şüphedir demir atmış ciğerimize
Pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi
Düğüm üstüne düğüm şöyle dursun
Bir çalım bir kurum hepimizde
Nereden inceyse oradan kopsun

Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize
Yalan mı? Gözünü sevdiğim karıncalar
İşte: Hamsiler sürü sürü
Arılar bölük bölük geçer
Leylekler tabur tabur

Ya bizler? Eşref-i mahlukat! ..
Boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz

Bizler bölük bölük, bizler tabur tabur
Bizler sürü sepet
Yalnız birbirimizi öldürmüşüz


Bedri Rahmi Eyüboğlu

Paramparça

Ağaç bütün
Işık bütün
Meyve bütün
Benim dünyam paramparça.

Büyük bir ayna kırılmış
Kırılıp yere dökülmüş
Kainat içine düşmüş
Düşmüş amma paramparça.

Yaprak yaprak yapıştırdım
Diyar diyar dolaştırdım
Bir alevdir tutuşturdum
Yandım amma paramparça.


Bedri Rahmi Eyüboğlu

21 Temmuz 2012 Cumartesi

Yar Yüreğin Yar

elmayı ikiye böldüler
içinden kurt çıktığın gördüler
ağacı lime lime dildiler
böceğin halinden bildiler
ferman padişahınsa dağlar bizimdir denildi
dağların bağrı deşildi
çözüldü mevsimlerin sırrı yaprak yaprak
yedi kat yerin dibinden haber getirdi
gözünü sevdiğim tohum, gözünü sevdiğim toprak
kılı kırka yardılar oğul
suyun sudan gizlisi kalmadı
suyun sudan gizlisi kalmadı
buğdayın macerası meydanda
yıldızların sırrı aşikar oldu
arı gözümüzün önünde sızdı balını
karanfil alevini
kırlangıcın alınyazısı
penceremzin önünde yazıldı
bir sensin gizlenen oğul
ağlarsın gizli gizli
seversin gizli gizli
ölürsün gizli gizli
çatlarsın arzudan, iştihadan
yer yarılır yere geçersin
söyleyemezsin
yar yüreğin yar vakit tamamdır
neler aldın dünyamızdan bunca zamandır
yar yüreğin yar gör ki neler var
belki seyyar kuşların ömrü kadar sade aydınlık
belki vişne çiçekleri kadar beyaz ılık
belki çürümüş yılanlar kadar mundar
belki mahzende yıllanmış şarap kadar lezzetli
bir aşktır fışkırıp çıkacak
ne çıkarsa bahtımıza
yar yüreğin yar bölüşelim
beraber ağlayalım dertleşelim
yar yüreğin yar yarmağa değer
bir insan tanımak oğul, bir cihan tanımağa bedel...


Bedri Rahmi Eyüboğlu

Karadut

Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın ağulum
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.


Bedri Rahmi Eyüboğlu

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Sitem

Önde zeytin ağaçları arkasında yar
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
Dalları neyleyim.
Yar yollarına dökülmedik dilleri neyleyim.

Yar yar!..Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım.
Yar yar
Canımın çekirdeğinde diken
Gözümün bebeğinde sitem var


Bedri Rahmi Eyuboğlu

Kara Sevda

...ve nihayet gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı.
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikayelere
kara kara kazanlarda kaynadı
Diyar diyar al kanlara boyandı
Türkülerde ateş alev yandı tutuştu
Gördes kiliminde nakış
Minyatür bahçelerinde suret kesildi.
Ve nihayet gelip çattı
Elveda belirsiz bedava sevince
Uçan kuşa eşe dosta elveda
Bütün haşmetiyle gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı.


Bedri Rahmi Eyüboğlu

7 Mart 2011 Pazartesi

Gazel V

Mefulü/Fâ'ilâtü/Mefâ'îlü/Fâ'ilün


1. Ey bî-vefâ ki âdet olupdur cefâ sana
    Billâh cefâdur olma dimek bî-vefâ sana

2. Geh nâz ü geh kirişnıe vii geh işvedür işün
    Canın sevenler olmasa yiğ âşinâ sana

3. Min cân olaydı kâş men-i dil-şikestede 
    Tâ her biriyle bir kez olaydum fidâ sana

4. Işkımda mübtelâluğumı ayb iden sanur 
    Kim olmak ihtiyar iledür mübtelâ sana

5. Ey dil ki hecre döynıeyüp istersin ol mehi 
    Şükr it bu hâle yohsa gelür bir belâ sana

6. Ey gül gamımda eşk ruhi zerdüm itdi al 
    Bildürdi ola sûret-i hâlûm sabâ sana

7. Düşmez çü şâh kurbı Fuzûli gedâlara 
    Ol şehden iltifat ne nisbet mana sana


Fuzuli

1. Ey vefasız! Cefa etmek sana âdet olmuştur. Billahi! Vefasız olana demek sana cefa etmektir.

2. İşin bazan naz, bazan kaşla gözle cilve yapmak, bazan da işve ve edadır. Canım sevenler seni tanımasalar daha iyi.

3. Ben gönlü kırılmışta keşke bin can olsaydı da her biriyle ken­dimi bin kez sana feda etseydim.

4. Aşkında tutkunluğumu ayıplayan kimse, sana tutulmak insa­nın kendi elindedir sanır.

5. Ey gönül! Ayrılığa dayanamayıp o ay yüzlü sevgiliyi istiyorsun. Bu haline şükret. Yoksa basma bir belâ gelir.

6. Ey gül! Senin gamında, gözyaşı sarı yüzümü al etti. Sabah rüzgârı halimi sana bildirdi mi acaba?

7. Fuzûlî! Madem ki, yoksullar için padişaha yakınlık mümkün değildir, o padişahtan ne sana ne de bana iltifat olabilir.