Şiir, Sadece

22 Eylül 2014 Pazartesi

Deniz Gecesi

Deniz gecesi, beyaz ve yeşil heykel,
seviyorum seni, uyu benimle.
Gittim, tutuşarak ve ölerek,
bütün yollar boyunca,
benimle büyüdü ağaç, yendi insan
kendi küllerini ve bıraktı kendini
dinlenmeye toprakla çevrili olarak.

İndi gece, görmesin diye
gözlerin onun sefil dinlenmesini:
yakınlık istiyordu, açtı kollarını
korunmuş olarak varlıklarla ve duvarlarla,
ve düştü sessizliğin uykusuna, battı
mezar toprağına kökleriyle beraber.

Fakat ben, ey Okyanus gecesi, geldim senin çıplaklığına.
Aldebarán’ın koruduğu sınırsızlığına senin,
beni oluşturan sevgiyle
senin şarkının ıslak ağzına.

Deniz gecesi, gördüm doğumunu,
sonsuz sedef ışıltısıyla kırbaçlanmış,
gördüm senin yıldız liflerinin örüldüğünü
ve kuşağının elektrik kıvılcımını senin,
ve ahenklerin mavi devinimini
yutulmuş tatlılığını avlarlarken.

Sev beni sevgi olmadan, zalim gelin.

Sev beni uzayınla, nefesinin
akıntısıyla, muhteşem
elmaslarının bütün çoğalmasıyla:
sev beni yüzünün molası olmaksızın,
sun bana yok oluşun temizliğini.

Güzelsin sen, sevgilim, görkemli gece:
koruyorsun fırtınayı korkutulmuş
erciklerinde uyuyan bir arı gibi,
ve düş ve su titriyor kaynak ırmaklarıyla
taciz edilen taslarında göğsünün.

Gecesel aşk, izledim seni her yerde,
senin sonsuzluğunu, titreyen kule
giyinmiş yıldızlarla, ölçüsü
ikircikliğinin, köpüğün
senin kıyılarında yarattığı sevişme yerleri:
zincirlenmişim gırtlağına
ve kumda patlayan dudaklarına.

Kimsin sen? Denizlerin gecesi, söyle bana
senin yalçın saç örtünün bütün
yalnızlıkları kapladığını, kandan ve
çayırlıklardan bu mekanın sonsuzluğunu.
Söyle bana, kimsin sen, gemilerle dolu,
rüzgârın ezdiği kamerlerle dolu,
bütün metallerin hükümranı, derinliğin
gülü, çıplak sevdanın ölçüsüzlüğüyle
kanamış gül.

Dünyanın tuniği, yeşil heykel,
ver bana çan gibi bir dalgayı,
ver bana çılgın turuncu çiçeğin bir dalgasını,
sevinç balosunun çokluğunu, o merkezi
gök kubbeden gemileri, yelken açtığım suları,
o göksel ateşin çeşitliliğini: arzuluyorum
senin sonsuzluğunun tek bir dakikasını ve bütün düşlerden
daha fazlasını, senin boyutunu:
ölçtüğün bütün bu mor, o ciddi
ve düşünceli yıldız sistemi:
karanlığı arayan bütün görkemi
saçının, ve hazırlandığın o gün.

Kavramak istiyorum senin her yerde hazır alnını,
kapatmak istiyorum içimde ulaşmak için
kıyılarına senin, şimdi yitip gitmek için
bütün nefes alan gizlerle birlikte,
senin karanlık çizgilerin saklanmış
bende kan gibi ya da bayraklar gibi,
ve getirmek bu gizli orantıları
her günün denizine, kavgalara,
her bir kapıda olduğu gibi - sevdalanmalar ve tehditler -
uyuyarak yaşar.
Fakat sonra
gireceğim kente senin gibi olabildiğince
çok gözle ve taşıyacağım beni kuşattığın
o giysiyi, ve bırak dokunsunlar bana
kimsenin ölçemediği o kusursuz suya dek:
saflık ve gazap bütün ölüme karşı,
yok edilmez yayılma, bütün uyuyanlar için
ve bütün uyumayanlar için müzik.


Pablo Neruda
Evrensel Şarkı