Şiir, Sadece: 2011-02-06

9 Şubat 2011 Çarşamba

Meyil Verme Nasa Murdar Olursun

Meyil verme nasa murdar olursun
Dünya kadar malın olsa ne fayda
Tutulur dilin söylemez olursun
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda

Bir gün olur çıkarırlar evinden
Allah'ın ismini koyma dilinden
Kurtulamazsın Azrail'in elinden
Dünya kadar fendin olsa ne fayda

Yalan söyler kov gıybette sözün var
Güvenir gezersin oğlun kızın var
Şunda senin üç beş arşın bezin var
Dünya kadar malın olsa ne fayda

Yalan söyler kov gıybetten geçmezsin
Yersin haram helal geçmezsin
Kesilir nefesin su da içmezsin
Akan çaylar senin olsa ne fayda

Pir Sultan'ım bunu böyle vird etti
Vardı bir mürşitten el etek tuttu
Mürşidin ağırlayan Hakk'a yetti
Tutulmaz nasihatim söylesem ne fayda


Pir Sultan Abdal

Bir Nefescik Söyleyeyim

Bir nefescik söyliyeyim
Dinlemezsen neyliyeyim
Aşk deryasın boylayayım
Ummana dalmağa geldim

Ban Hak ile oldum aşna
Gönlümüzde yoktur nesne
Pervaneyim ateşine
Oduna yanmağa geldim

Aşk harmanında savruldum
Hem elendim hem yuğruldum
Kazana girdim kavruldum
Meydana yetmeğe geldim

Ben Hakk'ın edna kuluyum
Kem damarlardan beriyim
Ayn-ı cemin bülbülüyüm
Meydana ötmeğe geldim

Pir Sultan'ım der gözümde
Hiç hata yoktur sözümde
Eksiklik kendi özümde
Darına durmağa geldim


Pir Sultan Abdal

Ela Gözlerine Kurban Olduğum

Ela gözlerine kurban olduğum
Ecelim gelmeden öldürme beni
Gizlice uğrunda severim seni
Sırrımı kimseye bildirme beni

Seni bana veren ol yüce Gani
Alırlar elimden korkarım seni
Kaddimi büküp de öldürsen beni
Üstüme düşmanım güldürme beni

Ölüm dedikleri gelmez aynıma
Sığa ak kolların dola boynuma
Soyunup eğnimi girsem koynuna
Sabah oldu diye kaldırma beni

Öksüz Aşık bunu böyle söyledi
İndi aşkın deryasını boyladı
Senin aşkın beni mecnun eyledi
Dağlara düşürüp gezdirme beni


Öksüz Aşık

Her Sabah Her Sabah Çıkar Salınır

Her sabah her sabah çıkar salınır
Doğan aylar gibi doğar dolunur
Siyah zülfün mah yüzüne bölünür
Sevdiğim bu benler başa beladır

Cennetin kokusu vardır özünde
Lal ü mercan gelir tatlı sözünde
Kimi gerdanında kimi yüzünde
Sevdiğim bu benler başa beladır

Güzelliğin söylenir ilden ile
Aşıklar içinde düşmüşsün dile
Beyaz gerdanın gümüşten bile
Sevdiğim bu benler başa beladır

Tavus kuşu gibi türlü düzenir
Nice aşıklar var sana özenir
Bu dilberlik sana çok mal kazanır
Sevdiğim bu benler başa beladır

Öksüz Aşık eydür gelin varalım
Varalım da dost cemalin görelim
Leblerin zekatın kime verelim
Sevdiğim bu benler başa beladır


Öksüz Aşık

Sabahtan Uğradım Ben Bir Güzele

Sabahtan uğradım ben bir güzele
Gördüm güzelliğin bildirip gider
Yine kul oldum da durdum selama
Kendin engelimden sakınıp gider

Ben yar ile süremedim demleri
Sayamadım ak gerdanda benleri
Düşürmüş dağlarda mor çiğdemleri
Kolların kaldırmış sokunup gider

Sana huri derler hurisin huri
Yüzünde yanıyor Mevla'nın nuru
Mahın çevresinde aşk yıldızları
Gerdanında benler şakınıp gider

Gözünde ışıldar sevdanın nuru
Aslı melek nesli kendisi huri
Öksüz dermendim gelmedi deyu
Dönmüş ensesine bakınıp gider


Öksüz Aşık

Dağlar Yarimi Gördün Mü

Dağlar yarimi gördün mü
Payine yüzler sürdün mü
Güzel hatırın sordun mu
Mecnunu çok güzel dağlar

Şu dağlardan geldim geçtim
Boz bulanık suyun içtim
Ben yarimden ayrı düştüm
Mecnunu çok güzel dağlar

Dağ başında yurdun mu var
Şikar alan kurdun mu var
Bencileyin derdin mi var
Mecnunu çok güzel dağlar

Dağlar başı yolun olsun
Öksüz Aşık kulun olsun
Yaz kış açar gülün olsun
Mecnunu çok güzel dağlar


Öksüz Aşık

Bad-ı Saba Eser Seher Vaktında

Bad-ı saba eser seher vaktında
Kumrular ötüşür dallar üstüne
Yari gördüm gitti aklım başımdan
Yeşiller giyinmiş allar üstüne

Deli gönül göyrük Arap atlıdır
Aşıkın yüreği yedi katlıdır
Nice sevmiyeyim dili tatlıdır
Lebi şeker eser ballar üstüne

Yalan olmaz aşıkların sözünde
Arzumanım kaldı ala gözünde
Kimi gerdanında kimi yüzünde
Dizilmiş benleri eller üstüne

Öksüz Aşık eder hayalden düşten
Gönül imdat diler yarandan eşten
Hiç eksik değildir ikiden beşten
Engeller har olmuş yollar üstüne


Öksüz Aşık

Gerçek Aşık Olanların

Gerçek aşık olanların
Yüreciği yanar olur
Her canibten suriş ile
Şevki odu kenar olur

Esirgen aşık kişiyi
Şefaat imanlandurur
Susamışları kandırır
Gözü yaşı damar olur

Bir devletlu yohsul olsa
Uslu isen gelme ana
Yazıda kaba ağaca
Ulu kuşlar konar olur

Ozan aşıklar sözünü
Söyle aşıklar dinlesin
Er var içinde od yanar
Er var ana cu nar olur


Ozan

Her Yol Erkan Erenleri Sizin Olsun Bu Yol Erkan

Her yol erkan erenleri sizin olsun bu yol erkan
Ben bir aceb derde düştüm bulunmaya gibi derman

Dostun tecellisi yetti hep gönül mülkünü attı
Benden benliğim mahvetti ne eşkal kaldı ne elvan

Her bir kılım bir göz oldu içim dışım hep yüz oldu
Alem cümle düpdüz oldu ne yadlı kaldı ne yaman

Bütün dünya tenim oldu sekiz cennet canım oldu
Ben sırrın sır benim oldu gizli sırlar oldu ıyan

Dost bana sundu bir dolu içtim onu oldum deli
Kimsenin değilim kulu şimdi sultan oldum sultan

Beni bulmak isteyenler sizi duymak isteyenler
Kendi şehrinizde yoklan gönüllerdir bana mekan

Seyyid Nizamoğlu dedem gören beni sanır adem
Yüzbin dürlü hırkası var geh bundan bakar geh andan


Nizamoğlu

Biz Bu Dünyada Bir Kuşuz

Biz bu dünyada bir kuşuz
Her yana uçup gezeriz
Hakk'ın nimetlerinden yeyip
Suların içip gezeriz

Yolumuz üstünde bizim
Ecel derler bir tuzak var
Hiç ondan korkumuz yoktur
Kanatlar açıp gezeriz

Ön son yollarımız oğrar
Ol tuzağa bir gün bizim
Kurtulmağa derman yoktur
Yok yere kaçıp gezeriz

Üstümüzde avcı durmuş
Boğazlamak ister bizi
Yüzbin türlü fikirleri
Biz kesip biçip gezeriz

Seyyid Nizamoğlu eken
Bunda anda biçer derler
Gözümden kanlı yaşları
Anınçün saçıp gezeriz


Nizamoğlu

8 Şubat 2011 Salı

Oyundan Önce

Kırpar bir gözünü ilkin
süzer her yanını iyice
bakar çivi olmasın, olmasın hırsız mırsız
bakar olmasın kukukuşu yumurtaları

Kırpar öteki gözünü sonra
bir oturur kalkar bir
sıçrar yükseğe yükseğe
sıçrar tepeüstü

Ağırlığınca düşer ardan
düşer derin derin günlerce
batar dipsizliğine kendisinin

Hangisi paramparça olmamışsa
sapasağlam kalmışsa
durabilmişse ayakta
oyunu sürdürür o


Vasko Popa
Çeviren: N. Zekeriya

Oyundan Sonra

En sonunda o eller sarılır karına
ki gülmekten çatlamasın
oysa karnı yok

Bir el güçlükle kalkar
ki alnından soğuk terleri silsin
oysa alnı yok

Öteki el yüreğe uzanır
ki yürek çıkamasın göğsünden
oysa yüreği yok

Her iki el düşer
düşer işsiz güçsüz bağrına
oysa bağrı yok

Bir avuca yağmur yağar şimdi
ötekinden otlar biter
başka diyeceğim yok


Vasko Popa
Çeviren: N. Zekeriya

7 Şubat 2011 Pazartesi

Senin Gözlerin Olmasa

Senin gözlerin olmasa
gökyüzü
inmez ıssız evimize hiç

Senin gülüşün olmasa
duvarlar
yaşamaz gözlerinde hiç

Senin kuşun olmasa
salkımsöğüt
geçmez eşiğimizden hiç

Senin ellerin olmasa
güneş
gecelemez düşlerimizde hiç


Vasko Popa
Türkçesi: Necati Zekeriya

Yorgun Düştü Şiirler

Yorgun düştü şiirler sözcüklerden
kendi dalgalarından
yorgun düşen denizler gibi

Yorgun düştü şiirler
üzerlerine düşen yapraklardan
ve bu her güz böyledir işte

Dilerim bir kez olsun açınca gözlerimi
önümde uçsuz bucaksız bir gök uzansın
kendiliğinden akıversin mavi mavi
hiç lekesiz

Yorgun düştü şiirler sözcüklerden
kendi dalgalarından
yorgun düşen denizler gibi


Vesna Parun
Çeviren: N. Zekeriya