1
Küreklerimizle, felekle birlikte gittik 
 Tanrının yanına yağmurun altında 
 Ve çamurda, bir ölümün müjdesini taşıyarak. 
 Toprak genişti, dalgalarla birlikte gittik 
 Ölümün sicimine bağlandık 
 Ömrümüz gökyüzünün bulutlan arasındaydı 
 Ve aralık pencerelerde dualar:
"Ey tanrım, yalnızlıktan kurtarırsın 
 Bütün bu insanların arasından ve evrenden? 
 Nerede karşılayacaksın bizi, toprağındaki o 
 ahirette.
Önceki vatanımızda
Ölümün yapraklarında ve hayatın
rüzgarında?
Ey tanrı bizde, benzerimizde
Korkumuz güneşten üzüntümüz nurundan
Hüznümüz dünden kalma
İşte onunla dönüyoruz önceki ömrümüze
“Ey ben olsaydım bu ekinin zaferi
Bu toprakta, yaratılan ve yaratan
Ey inen çamur ben olsaydım
Veya inen yıldızların arasına arasına
Ki görmesin bu alem görmememiz için
İki kadının bacak aralarındaki ateşi"
2
Geçmişten dönse zaman 
 Zaman hayatın yüzünü yutsa 
 Toprak irkilse uyansa geçmiş 
 Ey ağıt bize ikazındır bana söyle.
Hayat toplansa geçmişte söylenenlerle 
 Ruhlar uzaklaşır çakıl taşlarıyla dalgalarda 
 yuvarlanıp
Ve çamur iki su arasında taşlaşır
Açarız tufanın derinliğini
Okşarız inleyen köklerini
Yolu şaşırıp döneriz, mağaradan çıkarız
değiştirir bizi önümüzde yığılan gök
İnilti denizine gireriz benden yayılır nağmeler
Söylentisine kıyamıyoruz geçmişin.
nehrin kıyısında dönüşümüz ölüm
Buna da razıyız umudumuz tükenir
Suyun sınırı buz tutmaya başlar
Geçmişin bitimiyle üzgün
Geçmişimize kıyarız kendi geçmişimize
Yeni bir yanılgısı belki bu su birikintisinin.
Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı