Şiir, Sadece: Kemal Özer
Kemal Özer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kemal Özer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Şubat 2018 Çarşamba

Ozanın Gözü

Ne zaman titreşen küçük bir alev görsem
anımsarım Devrim Müzesi'ni Sofya'nın,
Sofya'da Devrim Müzesi'nde
bakmaktadır bir camın ardından
Geo Milev'in gözü dünyaya.
Koskoca bir tarihi aydınlatır
o gözdeki küçücük alev,
titreşip durmuştur yıllarca
bir çukurun dibinde
ha söndü ha sönecek.
Görürüm yenik düşenleri aydınlığa,
görürüm boğmak isteyen
kanlı ellerini kıyıcıların,
ve sırtımı ürpertir
bir alevin direnmesi
yıllarca toprak altında.

İşte ozan
- sökmüş ve sökecek tüm şafakların habercisi -
baktığı vakit yıllarca uzaktan
- boynu ipte
ve yanıbaşında cellat
ve dudaklarında "eylül mayısa dönüşecek" dizesi -
baktığı vakit gözlerimize
yansıtmaktadır o alevi.

Ozan öldürülse bile
öldürülemez çünkü tanıklığı
maddenin ışığıdır çünkü
ozanın gözü evrende.


Kemal Özer
Geceye Karşı Söylenmiştir

Yaşamın Bizden İstediği

Ve soyundu özel giysilerinden cellat,
elektrik telini körpe vücutlar üstünde
gezdiren o değilmiş gibi,
kıran o değilmiş gibi parmakların kemiklerini,
o değilmiş gibi bırakan al kanlar içinde,
yalıtmak için insanı onurundan
ne varsa aklın aldığı almadığı

hepsini tasarlayan o değilmiş gibi,
o değilmiş gibi buyuran ve yalanlayan,
göz yuman o değilmiş gibi bütün bunlara,
karıştı aramıza.

Otobüse biniyoruz aynı duraktan belki,
belki karşılaşıyoruz bir köşeyi dönerken,
ilerlese göz tanışıklığı biraz daha
selamlamak zorunda duyacağız kendimizi.
Ve ne kadar unutkan olursak biz
kurtulacak o kadar hesap vermekten,
huzurla bekleyecek yeni görevlerini.

Oysa titiz olmak, yaşamın bizden istediği,
hakkımız yok vazgeçmeye adaletten,
bağışlamaya hakkımız yok geçmiş günleri.
Sabrımız ne kadar yol açarsa acımaya,
ne kadar bağışlayıcı olursak bilelim ki,
o kadar elinden tutuyoruz zorbalığın,
hizmetine koşuyoruz yüreğimizi.


Kemal Özer
Sen de Katılmalısın Yaşamı Savunmaya

Amilcar Cabral İçin

23 Ocak 1973


Öldürdüler Amilcar Cabral'ı.
Bir yol, nedir ki tek başına?
Verdiği yemiş nedir ki bir ağacın?
Nedir ki bir evin kapladığı toprak?
Böyle düşünmez özgürlük savaşçıları
(Biliyordu Amilcar Cabral)
hiçbir yerinde dünyanın.

Herkese açık değilse bir yol,
esirgeniyorsa bir ağacın yemişi,
bir ev sökülüp alınmışsa sahibinden,
nerede olursak olalım
(biliyordu Amilcar Cabral)
kimse özgür değildir o ülkede

Gine, haritada küçük bir ülke,
Afrika'nın en eski insan pazarı.
Nerede olursak olalım
(biliyordu Amilcar Cabral)
bugün altın tozlarını devşirenle
dün insan alıp satanlar aynı.

Haksıza direnmek mümkün, boyun eğmemek güçlüye
doğru kavrıyorsak tarihin yazdıklarını.
Kavrıyorsa bizi, göğün altında bulunmak,
avuçlarımızın içi gibi yumuşacık.
(Biliyordu Amilcar Cabral)
ne insanlar düşünüldüğü kadar sahipsiz,
ne zafer sanıldığı kadar uzak.


Kemal Özer
Yaşadığımız Günlerin Şiirleri

20 Şubat 2018 Salı

Sürek

çözer birgün bukağılardan
atları genişliklere doğru
tutsak olanlarını kırların
şehirlerden itilmiş özsu

ağaç ağaç yürür ormanda
yaralanan derinlik
baltaların mavilediği göçebe uzay
izi sürülürcesine bir geyik

yeniden yaratılır birgün
yeni öyküler için toprak
bütün o kaçışlar dalgınlıklar
yüreğin usançlarını yaşamak

yeniden yaratılır duygu
göz göze gelişler yıpranıp unutulan
unutulan ağızları barbarların
boşlukta bir köprü kemeri kuşlardan


Kemal Özer
Tutsak Kan

Ağıt

annem mi bir kadın
geciken bir kadın geceyatısına
ölüm kendini göstereli babamın saçlarından
günübirlik bir kadın
üsküdar'la İstanbul arasında

babamdı sakalıydı babamın
bir akşam göle batırdı
çıkmamak üzere bir daha
hepsi de ekmek kokardı
sayısı unutulan parmaklarının

akşam bir attır bütün ülkelerde
serin esmer bir attır
terkisine çocukların bindiği


Kemal Özer
Gül Yordamı

18 Haziran 2011 Cumartesi

Bir Karşılık

Zorbakaranlık
uykusundan kaldırdığı yaşlı adamın
eğildi savunmasız kulağına
"Uyan!
- diye bağırdı
bütün saatleri durduran bir sesle - 
Uyan, gece geldi
ve gitmeyecek bir daha!"

Kendinden başka kimseyi göremeyen adam
irkildi
oturduğu iskemlede,
kuşaktan kuşağa geçen birikimi
taşıyarak yılların. bilediği sesinde
"Gücü yetmez
- diye karşılık verdi - 
ne şimdi, ne şimdiden sonra
gücü yetmez hiçbir karanlığın
sürekli kılmaya geceyi"

Ve bütün saatler başladı yeniden işlemeye.


Kemal Özer
Araya Giren Görüntüler

Bana Bulaşmasın

Yağmur çiseliyor ya
bana bulaşmasın der gibi
çekinerek bakıyor penceredeki saksı

kente uzak, kırlara yabancı


Kemal Özer
Araya Giren Görüntüler

17 Haziran 2011 Cuma

Şemsiyeliler

İncecik bir ilkyaz yağmuru
altında yürüyen şemsiyeliler
o kadar güveniyoruz ki birbirimize
dinip dinmediğini anlamak için yağmurun
bakacağımız yerde bir cama, bir su birikintisine
bakıyoruz birbirimizin şemsiyesine.


Kemal Özer
Araya Giren Görüntüler

Her Soluk Alışta

Kaldırın bugün
ne kadar engel varsa
güneşle aranızda,
elinizin değdiği her şey
gökyüzü koksun

Türkülerle doldurun göğsünüzü
açılın kırlara çiçekler devşirin
kolan vurun ağaçtan ağaca
her soluk alışta duysanız bile
o zonklayan hüznü

Bugün ilkyazın ilk günü


Kemal Özer
Araya Giren Görüntüler