Şiir, Sadece: çalar saat
çalar saat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çalar saat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Şubat 2017 Çarşamba

Çalar Saat

Kuyulara düşünce taş
Önce korkunuz uyanır:
Geç kaldım.
Yarı karanlık ırmakta sular önce bulanık.
Bir kanadı kırık kuş
Ayağınıza dolanır, çiğnenir telaşlarda.
Sıcak yataklar ansızın
Açılınca kaskatı.

Biraz bir şeydi gece ancak sabaha karşı;
Gördü, çaldı saat; benildeyip uyandınız, yataklar
Evde kimseniz yoksa, yorgun dönüşlere kadar
Açık, perişan, kepaze.

Tam vaktinde iş başında olmak,
Geç kaldım, kuyularda ışıdı su.
Saatlere çaldırdığı biraz şeyin peşinde
Sesi duyan koştu.

Koştu yokuş aşağı rengi atmış bir şapka,
Çanta, gözlük.
Bir eski atkı, adımları yavaş,
Uçar gibi hafif, bir küçük önlük.

Uzun yolunda yayan, basıp gitti bir tütün;
Bir dolu otobüse sığdı son yolcu, bir ruj,
Yetişti tramvaya kahve rengi solgun.
Lacivert buruşmuş.

Yatakların sıcaklığı arkalarda yetim,
Başladı ormanda yarış.
Girdiğim koşuda ben senin gibiyim
Bir kanadı kırık kuş.


Behçet Necatigil
Eski Toprak

25 Aralık 2015 Cuma

Çalar Saat

Çalar saat! uğursuz, kaygısız, korkunç tanrı,
Parmağını doğrultur ve bize der : “Hatırla!”
Aman vermez Acılar saplanacak yakında
O korku dolu kalbin sanki nişan tahtası.

Derinlerde kanatlı bir periyi andıran
Belli belirsiz bir Zevk yitecek ufka doğru;
Bütün bir mevsim için insana sunulan bu,
Hazzın bir parçasını kemirir senden her an.

Saatte tam tamına üç bin altı yüz defa,
Fısıldar her Saniye : Hatırla! - Hızla akan,
Böcek sesiyle, Şimdi der : Ben Geçmiş Zaman,
Ben emdim hayatını kendi pis hortumumla!

Remember! Ey savurgan! Esto memor! Hatırla!.
(Benim maden gırtlağım bütün dilleri bilir.)
Sen ey ölümlü çılgın, dakikalar cevherdir,
İçindeki altın’ı almadan sakın atma!

Hatırla ki açgözlü bir kumarbazdır Zaman
Hile yapmadan her el kazanır! bu bir yasa,
Giderek küçülür gün; gece büyür; hatırla!
Hep susuzdur uçurum; su çekilir saattan.

Derken saat çalacak ve o tanrısal Kader,
Ve eşin yüce erdem, hâlâ bir kız olarak,
Ve son Pişmanlık bir de (eyvah! bu en son durak!),
Ve diyecek : “Geç kaldın! ey koca ödlek, geber!”


Charles Baudelaire
Kötülük Çiçekleri

29 Kasım 2008 Cumartesi

Çalar Saat

Çalar saat! uğursuz Allah, korkunç, bir karar,
Parmağı bizi tehdit eder, bize der: "Hatırla!"
Bir hedefteymiş gibi dikilecek yakında
Dehşet dolu kalbinde ürpermiş ıstıraplar;

Kaçacak ufka doğru o buharı andıran
Zevk, kulisin nihayetinde bir rakkas gibi;
Her insanın bütün ömrü boyunca nasibi
Nimeti bir parça yiyor senden de her an.

Ve saniye, üçbin altıyüz kere saatte
Fısıldıyor: Hatırla! Hatırla! - Koşan böcek
Sesiyle, şimdi der: Ben 'Geçmiş Zamanım' gerçek,
Ve emdim kirli hortumumla ömrünü işte!

'Remember!' Hatırla ey sefih! 'Esto memor!'
(Aşinasıdır hançerem bütün lisanların.)
Dakikalar o külçelerdir ki fani çılgın,
Altınını almadan atmaması doğrudur!

'Hatırla' ki zaman muhteris bir kumarbazdır
Hilesiz kazanır, bu bir kanun, her koyuşta.
Gün sona eriyor; gece büyüyor; hatırla
Susuzdur her girdap; su saati boşalır.

Yakında çalacak saat ve ilâhî kader,
Ve şan dolu Fazilet, henüz bâkire zevce,
Ne nedamet o dahi (ah! son misafirhane!)
Ve hepsi diyecek: "Vakit, koca ödlek! geber!"



Charles BAUDELAIRE

Çeviri : Ahmet Muhip DRANAS