Şiir, Sadece: Rıfat Ilgaz şiirleri
Rıfat Ilgaz şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Rıfat Ilgaz şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Ocak 2011 Pazar

Vitrinler

Yekpare camların arkasında
Soğuğa yağmura karşı gülen
kalın paltolu mankenler...
Birbirinizi süzer tepeden tırnağa
Karşılıklı gülersiniz!
teki aylık kazancını geçen
bir çift ayakkabı karşısında,
kötü şeyler düşünmezsin, biçimine hayranlıktır duyduğun,
unutursun su içinde yüzen ayaklarını.

Böyle gitmez ya bu işler,
gün gelir bir baltaya sap olursun.
kapısının önünde süpürge salladığın
o kara gözlüyü istersin anasından.
Şimdiden güveylik gömleğin seçilmeli,
bir de kırmızı boyunbağı ister.
Belediye'ye gittiğiniz gün.
Geçmiyesin, o tatlı günlere dalıp da
bir düğün sofrası kadar yüklü
aşçı camekanlarını.
Kim ne derse desin,
bir tavuk kızartması karşısında yakılır,
son sigara


Rıfat Ilgaz

Yaz Geliyor

Hepimize geçmiş olsun,
atlattık bu kışı da burnumuz kanamadan.
Sıkıntımız kalmadı soğuktan yana.
Oduna, bundan sonra
çamaşırdan çamaşıra iş düşecek,
kömüre misafirden misafire…
Lüzum kalmadı tencerenin kaynamasına
açtı gözlerini güneşe soğanlar,
su yürüdü domateslere…
Artık kömürlüğün önünden geçmek
ne beni korkutacak ne oğlumu.
Bir türlü gözü doymayan sobamızı
hapsedeceğiz merdiven altına.
Çoluk çocuk sokaklara dökülecek,
söğüt dalından atına atlayan oğlum
fethedecek Aksaray'ı baştan başa.
Nerde görürse asılacak kuyruğuna
bizi bütün bir kış unutan
sütçü beygirinin
istediğimizi vermeyen mahalle bakkalının
korkarım indirecek camlarını.
Sonra arkasına düşecek
mahalleye şarkılarla giren
kiraz sepetlerinin!


Rıfat Ilgaz

Ziyaret Günü Notları

I

Bugün başlıyor asil çilesi,
Namus yüzünden on beş yıl giyen
Beşiktaşlı Ragıpın,
Bugün tuttu Adana’nın yolunu
İki çocuklu karisi;
Seyhan Bara kontratlı gidiyor.
Kaslar alindi, saçlar boyandı.
Roplar dikildi modaya uygun,
İki çocuk bırakıldı komşuya.
Nedir ki masrafı ikisinin,
Kazan ver postaya,
Altına döndü Çukurova'da başaklar
Parmaklığa dayamış alnını Ragıp'ım
Bekliyor karisini orta koğuşta
Olandan bitenden habersiz.


II

Öğretmeni tanımadan
Öğrendi polisi, jandarmayı,
Koltuğunda babasının çamaşır paketi
Köylü sigarası, üç paket,
Bu da kendi armağanı.
Ayıplasalar da mahallede yeridir
Böyle taşınmasını cezaevine,
Parmak kadar çocuğun.
Komşuya düşer dedikodusu elbet
Kitap yüzünden yatanın:
Böylesi hiç geçer mi gazeteye
Yıl 1944
Babasına bakarsan oralı değil,
Varsın diyor, su yolunda kirilsin
Bizim su testisi!
III

Gün görmüş oğlan şu Fikri,
Bilir nasıl karşılanır
3 numaradan Adalet.
Ne çıkar üstte yok, basta yoksa,
Konyalının ceketi yenicedir,
Temelin pabuçları biçimli.
Uğursuz derler Fatihlinin boyunbağına,
-Bir ayda üç hüküm yedi-
Böyle günde takılır elbet,
Açar çiçek gibi adamı.
Güler yüz, tatlı dil Fikrimden,
At elin, eyer emanet.

IV

Üç kuruş, beş kuruş
Harçlık gelir dışardan,
Esten, dosttan, akrabadan.
Yalnız Necati içerden çıkarır
Genç karisinin ekmek parasını.
Kalmadı elde avuçta,
Buraya düştü düşeli,
Bir gençliği kaldı para eder.
Söyle her ziyaret sonu
Beş liracık sıkıştırır eline;
Her seferinde mahcup,
Her seferinde kendinden iğrenir.

V

Ters yüzüne çevirdiler kapıdan
Tütündeki Seviyeyi.
Sarılacak kocasının boynuna
Neler anlatacaktı, neler!
Simdi düşünüyor kara, kara:
'İhtilattan men'de ne demek?
Gitti havaya gündelik,
Bir de gelip görememek!


Rıfat Ilgaz