Şiir, Sadece: 2015-09-06

12 Eylül 2015 Cumartesi

Gel Ey Zahit

Gel ey zahit bizim ile çekişme
Hakk'ın yarattığı kul bana neyler
Kendi kalbin arıt bize ilişme
Sendeki küfr bendek'imana neyler

Zahit sen bu sırra erem mi dersin
Erenler halinden bilem mi dersin
Mescit hak meyhane haram mı dersin
Hak olan mescide meyhane neyler

Zahit sen bu yola diken ekersin
Hatıra dokunur gönül yıkarsın
Yüküm vardır deyü zahmet çekersin
Yavuz baçcı yüksüz kervana neyler

Sekiz derler şol Cennet'in kapısı
Hakk'a doğru açılırmış hepisi
Korkusun çektiğin Sırat köprüsü
Onu doğru geçen insana neyler

Pir Sultan Abdal'ım er haksın er hak
Münkir olanlardan ıraksın ırak
Kurdun işi namert lokmasın yemek
Hak için adanan kurbana neyler


Pir Sultan Abdal

Gel Güzelim Kaçma Benden

Gel güzelim kaçma benden
Yad değiliz bülbülüz biz
Biz yol ehli kardaşlarız
Erkan içinde yoluz biz

Söyleşelim halden hale
Dilleşelim dilden dile
Biz gezeriz ilden ile
Taze açılmış gülüz biz

Gel söyleşelim bu sözü
Hakk'a edelim niyazı
Ko kınasın iller bizi
... biz

Eğer zahirde batında
Görünen her sıfatında
Cevahir sarraf katında
Nadan yanında puluz biz

Pir Sultan'ım ne ağlarsın
Gözünden kan yaş dağlarsın
Sen bizden ateş umarsın
Yanmış üfrülmüş külüz biz


Pir Sultan Abdal

Gel İmdi Oku

Gel imdi oku ol Ümmül Kitab-ı
Gözü ile görmüş var mıdır Hakk'ı
On iki bahçede kırk sekiz kapı
Daim hizmetinde duran kul nedir

Başlayım yoluna ben de Ali'nin
Duası makbuldür gerçek velinin
Üçyüz altmış altı selvi dalının
Budağında açan iki gül nedir

Sana mana verdim sen de al imdi
Eğer arif isen sen de bil imdi
Ezelden Cennet'te sen de bu imdi
Bir kandil içinde iki nur nedir

Pir Sultan Abdal'ım çağır ya Gani
Veren Allah yine alır ol canı
Gönül bir gemidir akıl dümeni
Akıl dümen ya söyleyen dil nedir


Pir Sultan Abdal

11 Eylül 2015 Cuma

Gönder Bizi Safa İle

Mihman olmuşum gelmişim
Hakk'a bağlamışım özüm
Ev sahibi iki gözüm
Gönder bizi safa ile

Gelin örselemen bizi
Hakk'a ısmarladık sizi
Ayağın tozuna yüzü
Sürdür bizi safa ile

Sürüye katılan koçlar
O da Hakk'ın emrin işler
Yiyip içtiğimiz kardaşlar
Gönder bizi safa ile

Hey dedeler hey babalar
Yerde gökte hü diyenler
Rıza lokmasın yiyenler
Gönder bizi safa ile

Gidiyoruz hoşça kalın
Gahi siz de bize gelin
Heybemize azık koyun
Gönder bizi safa ile

Pir Sultan ere varalım
Hak divanına duralım
Yolcu çizmesin giyelim
Gönder bizi safa ile


Pir Sultan Abdal

Gönül

Amanın eyle mürüvvet
Gördüğüne tapma gönül
Yüzüne bakmayanın sen
Tozuna da bakma gönül

Bir kardaşa meyil verip
Tuz ile ekmeğini yiyip
Azıcık noksanını görüp
Tez başına kakma gönül

Arap ata binip coşma
Karlı buzlu dağlar aşma
Her gördüğüne sır açma
Doluları dökme gönül

Pir Sultan'ım gündür ava
Çektiğim emekler hava
Nasihatım olsun sana
Sen hatırlar yıkma gönül


Pir Sultan Abdal

Gönül Arzediyor

Gönül arzediyor dosta gitmeyi
Aman Allah yolun pareler beni
Ölem de kurtulam elin dilinden
Yuyalar kefene saralar beni

Bu dünyada hiçbir eyi kalmamış
Yaralısın ama cerrah gelmemiş
Elif sevdiğine malum olmamış
Yakma yar oy diyor yareler beni

Ben Allahtan gelen gazadan kaçmam
Sürahi dibinden badeler içmem
Alem bir yan olsa ben yardan geçmem
Meğer ahdedeler vuralar beni

Evleri var Gürcüm damda tevekte
Yar gele derdime merhemler kata
Mezarım üstünde bu otlar bite
Meğer çift koşalar süreler beni

Pir Sultan Abdalım can göğe ağmaz
Haktan emrolmazsa ırahmet yağmaz
Bu ellerin sözü hiç bana değmez
İlle dostun gülü yareler beni


Pir Sultan Abdal

10 Eylül 2015 Perşembe

Güzellerin Zülfü Destedir

Güzellerin zülfü destedir deste
Erenler har için oturmuş posta
Bir zaman sağ gezer bir zaman hasta
Hasta halin nedir der bulamadim.

Pir Sultan Abdal'ım dağlar ben olsam
Üstü mor sünbüllü bağlar ben olsam
Alem çiçek olsa arı ben olsam
Dost dilinden datlı bal bulamadım


Pir Sultan Abdal

Hak Bizi Yoktan Var Etti

Hak bizi yoktan var etti
Şükür yoktan vara geldim
Yedi kat arşa asılı
Kandildeki nura geldim

Eyyub ile ten erittim
Lal-ü mercan gevher tuttum
Vuslat ile taş arıttım
Ben bu yolu süre geldim

Yunus'la ummana daldım
Kırk gün balık içre kaldım
Davut'la demirci oldum
Örse çekiç ura geldim

Gurbet elinde çatıldım
Ana rahmine yatıldım
İbrahim'le oda atıldım
Gülistanda nara geldim

Sahabelere uğradım
Kudret lokmasın doğradım
Er bir dedim, Hak bir dedim
Bini saydım bire geldim

Bir muazzam büyük şora
N'istersen bulunur ara
Kapısı on iki pare
İstediğim şara geldim

İçi altın dışı gümüş
Suyu şekerle bal imiş
Böyle bezesten düzülmüş
İstediğim yere geldim

Deniz çaldım asa ile
Göğe ağdım İsa ile
Tur dağında Musa ile
Münacatta dura geldim

Pir Sultan Abdal coşkuna
Gel otur gönül köşküne
On iki imam aşkına
Ben bu seri vere geldim


Pir Sultan Abdal

Hakikat Bir Gizli Sırdır

Hakikat bir gizli sırdır
Açabilirsen gel beri
Küfr içinde iman vardır
Seçebilirsen gel beri

Şüphe getirme gönlüne
Hak perde çeker önüne
Dondan bir gömlek eğnine
Biçebilirsen gel beri

Ata ana kavim kardaş
Olduk Hak ehline yoldaş
Can ile baştan ey kardaş
Geçebilrsen gel beri

Pir Sultan'ım ere yettik
Vardık pir damenin tuttuk
Biz ağuyu bala kattık
İçebilirsen gel beri


Pir Sultan Abdal

9 Eylül 2015 Çarşamba

Her Sabah Yüzüme Gülme

Her sabah her sabah yüzüme gülme
Kalbinde Hakk'ın yok dilinden gayrı
Adet eylemişsin dara durmayı
Alnında günah çok terinden gayrı

Dil ile her yola varmak istersin
Varıp o dil ile geri dönmezsin
Hak cemine varıp Hakk'ı görmezsin
Karşında kız ile gelinden gayri

Kız, geline bakan sofu değildir
Kalbinin ecesi safi değildir
Gelme sen Hak ceme yeri değildir
Gelsen de yerin yok külhandan gayrı

Derde düş oluben derman ararsın
Nereden gelip de nere gidersin
Her geldikçe sen yüzüme gülersin
Gerçeğin görmedim yalandan gayri

Pir Sultan Abdal'ım hakkına bakar
Kamil olan çatlar gönlümü yıkar
Kötünün kokusu komşuya sızar
Gelse hayrın görmez şerinden gayrı


Pir Sultan Abdal

Hey Erenler

Hey erenler bir hayale uğradım
Gafilim bu yere geldim bu gece
Garip düştüm kimse bilmez halimden
Kadir Mevla'm eyle yardım bu gece

Katar katar zibalar, sen ben güzel
Yaran güzel sohbet güzel cem güzel
Doldur doldur doluları sun güzel
Sanırım Kadir'e erdim bu gece

Bülbül gibi şakır m'ola dilleri
Sema döner kadeh tutan elleri
Firdevs bahçesinde gonca gülleri
Aklıma geldi de derdim bu gece

Pir Sultan'ım faş eylemez bu sırrı
Etrafımız aldı ihlasın kızı
Huri midir melek midir her biri
Sanırım Cennet'e girdim bu gece


Pir Sultan Abdal

Hızır Paşa Gibi Zalim Var İse

Hızır Paşa gibi zalim var ise
Ne yapayım benim de bir ahım var
Senin tuğlu padişahın var ise
Benim arkam kalem bir Allah'ım var

Şol icra Tanrı'sız yatmaz uyumaz
Kimsenin hakkını kimseye komaz
Hünkar sağır olmuş ünümü duymaz
Masumlar boğdurur padişahım var

Gönül verdim ikrar verdim Haydar'a
Geçmem beni etseler pare pare
Irafızı diye çektiler dara
Acep benim bunda ne günahım var

Pir Sultan Abdal'ım yed-ullahımız
Batına hükmeder padişahımız
Sahip çıkar miskin kul'Allah'ımız
Şefaat edecek güzel Şah'ım var


Pir Sultan Abdal

8 Eylül 2015 Salı

İnilersin Dolap Derdin Ne Senin

Ali Ali deyip ne inilersin
İnilersin dolap derdin ne senin
Sen de benim gibi yaralı mısın
İnilersin dolap derdin ne senin

Kim söktü getirdi seni yerinden
Dağlar taşlar ah eyleyi zarından
Sen de mi ayrıldın nazlı yârinden
İnilersin dolap derdin ne senin

Pir Sultan'ım ahım arşa dayandı
Hasret nârı ile yüreğim yandı
Yoksa Hüseyin'den haber mi geldi
İnilersin dolap derdin ne senin


Pir Sultan Abdal

Kahpe Felek

Kahpe felek sana n'ettim n'eyledim
Attın gurbet ile taşımı felek
İbtida gülmeyen sonra güler mi
Akıttın gözümden yaşımı felek

Ben feleği gördüm elde var iken
Başım alam gidem derdim er iken
Kol kanat bağladım uçam der iken
Kırdın kanadımı kolumu felek

Bak'a şu feleğin işine bak'a
Götürün gömleği istemem yaka
Yönünü döndürmüş geliyor Hakk'a
Sen melamet ettin işimi felek

Pir Sultan Abdal'ım olmuşum hazer
Yarinden ayrılan dünyadan bezer
Ellere baktım ki salınıp gezer
Hemen bana ettin zulumu felek


Pir Sultan Abdal

Kalktı Havalandı

Kalktı havalandı gönülün kuşu
Uçmayınca gönül yardan ayrılmaz
Suyum ısıtsalar tenim yusalar
Yunmayınca gönül yardan ayrılmaz

Ustalar getirin tabutum çatsın
Terziler getirin kefenim biçsin
Ak göğsüm üstünde çimenler bitsin
Bitmeyince gönül yardan ayrılmaz

Düşünce hey deli gönül düşüne
Değirmenler döner çeşmim yaşına
Cenazemi musallanın taşına
Koymayınca gönül yardan ayrılmaz

Sana derim sana ey adem ata
Daha yol mu gider buradan öte
Eyersiz yularsız ağaçtan ata
Binmeyince gönül yardan ayrılmaz

Pir Sultan Abdal'ım canım cezada
Bir candan yarim yok yolum gözede
Ecel şerbetinden bir tas bize de
Vermeyince gönül yardan ayrılmaz


Pir Sultan Abdal

7 Eylül 2015 Pazartesi

Men Aref Sırrını Kardaş

Men aref sırrını kardaş
Bildim sanma bilemedin
Ölmeden öl şu dünyada
Öldüm sanma ölemedin

Göçmeden dar-ı fenadan
Samanı ayır daneden
Kuş gibi iki kez anadan
Geldim sanma gelemedin

Boz bazınan kaz kazınan
Vaz vazınan vız vızınan
Beş vakti bir niyazınan
Kıldım sanma kılamadın

Gerek gücen gerek kakı
Gerek Dürr-i Meknun oku
Sen bu amel ile Hakk'ı
Buldum sanma bulamadın

Mürşit bir ince elektir
Ondan elenmek gerektir
Benlik bir dipsiz külektir
Doldum sanma dolamadın

Pir Sultan Abdal'ım pirdir
İkrarına duran erdir
Cümle sırra aklın erdir
Erdim sanma eremedin


Pir Sultan Abdal

Mescidim Mihrabım

Mescidim mihrabım üstad işidir
Yola secde kılmak farz oldu bize
Bir musahip gerek yola gitmeğe
Evliya buyruğu arz oldu bize

Pir Eşiği Kabe Muhammet mihrap
Özün turap eyle dört kapını yap
Şu dünya fanidir hem hane harap
Güvenme faniye bahara yaza

Cehd eyle halini yoluna uydur
Yoluna uymazsa emeğin zaydır
Nefsine cellat ol canına kıydır
Açılsın güllerin hem taze taze

Ser nedir muhabbet canım arzular
Yol içinde hesap çoktur gaziler
Derdim çoktur yarelerim sızılar
Er olan dayanır bal ile tuza

Pir Sultan Abdal'ım yola gelince
Yolda varlığını ele alınca
Dört kapıya kırk makama erince
Kim bahane bulur şol kamil söze


Pir Sultan Abdal

Mevlâ'm Çün Yarattı Ahmed'i Nurdan

Mevlâ'm çün yarattı Ahmed'i nurdan
İnsan olan gelir nura çevrilir
Böyle kurulmuştur bu çarh-i devran
Mansur olan gelir dâra çevrilir

Yeğin sular dâim engine akar
Pervaneler özün odlara yakar
Serçe kanda olsa aslına çeker
Bülbül olan gelir güle çevrilir

Gümanlı gönülde nur mu eğlenir
Cennet haricinde hur mu eğlenir
Arısız kovanda bal mı eğlenir
Arı olan gelir bala çevrilir

Bir sürçmekle at ayağı kesilmez
Bir suç ile âdemoglu asılmaz
Bu yolu erenler kurdu basılmaz
Yol ehli kandaysa yola çevrilir

Pîr Sultan Abdal'ım yatır hastadır
Elinde gülleri deste destedir
Âdemoglu bir acayip nesnedir
Muhabbetle tatlı dile çevrilir


Pir Sultan Abdal