Şiir, Sadece: 2011-04-10

14 Nisan 2011 Perşembe

Gönül Geç Olmaz Havadan

Gönül geç olmaz havadan
Gel gurbete gidelim gel
Uçur kuşu bu yuvadan
Gel gurbete gidelim gel

Kıyalım baş ile cana
Yaşımız boyanıp kana
Dert oduna yana yana
Gel gurbete gidelim gel

Ahd ile peyman güdersin
Tas tas ağular yutarsın
Bir vefasızı n'idersin
Gel gurbete gidelim gel

Yüreğime dokundu ok
Derdim öküş mihnetim çok
Bizi bunda esirger yok
Gel gurbete gidelim gel

Gam dopdolu canda tende
Huzur kalmadı vatanda
Gönlümüz eğlenmez bunda
Gel gurbete gidelim gel

Doyunca gördüm firkati
Halim yadlu derdim katı
Çekmeyiz biz bu mihneti
Gel gurbete gidelim gel

Gezelim Şam'ı Konya'yı
Meded Allah deyü deyü
Ko bu vefasız dünyayı
Gel gurbete gidelim gel

Terk eyle yari yoldaşı
Gözetgil hale haldaşı
Akıtıp gözlerden yaşı
Gel gurbete gidelim gel

Gel soralım doğru yolu
Bir pire diyelim beli
Bunda n'eylersin Usuli
Gel gurbete gidelim gel


Usuli

Dört Dıvar İçinde Olsa Mekanım

Dört dıvar içinde olsa mekanım
Taşrasından esen yel bana neyler
Yanımdaki sudan korku çekerim
Uzakta çağlayan sel bana neyler

Mekanım balçıktır üstadım Ali
Muhammed nesline demişim beli
Çekerim gayreti sererim yolu
Ben Hak'tan korkarım el bana ne der

Dünyada gerçekler katara uydu
Aşk ile muhabbet ikrarın bendi
Pirimden almışım hayır gülbengi
Haramili olan bel bana neyler

Teslim Abdal eder gözler kanlı yaş
Aradım bulmadım bir sevdasız baş
Herkesin ameli kendine yoldaş
Haramzade olan kul bana neyler


Teslim Abdal

Gafil Durma Şaşkın Bir Gün Ölürsün

Gafil durma şaşkın bir gün ölürsün
Dünya sana baki değil ne fayda
Ettiğin işlere pişman olursun
Pişmanlığın ele girmez ne fayda

Bir gün seni iletirler evinden
Hakk'ın kelamını kesme dilinden
Kurtulmazsın Azrailin dilinden
Türlü türlü yolun olsa ne fayda

Söylersin de sen sözünden şaşmazsın
Helalini haramından seçmezsin
Kepeğin tükenir su da içmezsin
Hep deryalar senin olsa ne fayda

Teslim Abdal eder çöksem otursam
Cümle varlığımı ele getirsem
Şu yalan dünyayı zapta getirsem
Hep dünyalar senin olsa ne fayda


Teslim Abdal

Aşnamdan Ayrıldım Yamandır Halim

Aşnamdan ayrıldım yamandır halim
Adettir aşıkın hali böyle olur
Yar aklımı aldı çevirdi başın
Mecnun dedikleri deli böyle olur

Şu aşkın ateşi bağrımı yaktı
Ah ile feryadım göklere çıktı
Gözlerimden yaş yerine kan aktı
Yaz bahar ayının seli böyle olur

Teslim Abdal ben bu yoldan dönemem
Dünyada piri elimden salmanam
Devlet sofrasına elim sunmanam
Saadetlu Hünkar kulu böyle olur


Teslim Abdal

Gel Seninle Ahd-ü Peyman Edelim

Gel seninle ahd-ü peyman edelim
Ne sen beni unut ne de ben seni
İkimiz de bir ikrarı güdelim
Ne sen beni unut ne de ben seni

Aman kaşı keman elinden aman
Sürdük sefasını etmedik tamam
Ehl-i irfan içre olduğum zaman
Ne sen beni unut ne de ben seni

Hem saza mailem hem de sohbete
Hem sana mailem hem de devlete
Aşkın ile düştüm diyar gurbete
Ne sen beni unut ne de ben seni

Yarimin cemali güneşte mahı
Sana aşık olan çekmez mi ahı
Getir and içelim Kelamullahı
Ne sen beni unut ne de ben seni

Abdal Pir Sultan'ı çektiler dara
Düşmüşüm aşkına yanarım nara
Bakın hey erenler şu giden yara
Ne sen beni unut ne de ben seni


Pir Sultan Abdal

Ne Yatarsın Bülbül Kalk Figan Eyle

Ne yatarsın bülbül kalk figan eyle
Çağırıp ötmenin zamanı şimdi
Kırmızı gül yeşil yaprakta kaldı
Dalında ötmenin zamanı şimdi

Benim Şah'ım gelir türlü naz ile
Dili tuti kalbi irfan söz ile
Kırmızı badeyle cura saz ile
Muhabbet etmenin zamanı şimdi

Benim Şah'ım gelişinden bellidir
Ak elleri deste deste güllüdür
Dertli olanların derdi bellidir
Derde dert katmanın zamanı şimdi

Hoca Ahmet söyle sözünü doğru
Akar boz bulanık dağların seli
Yanına almıştır kuzu dilberi
Sarılıp yatmanın zamanı şimdi

Pir Sultan'ım Haydar netti neyledi
Sarardı gül benzim ayvaya döndü
Dertli olanın derdi belli oldu
Merhemi sarmanın zamanı şimdi


Pir Sultan Abdal

Çıktım Yücesine Seyran Eyledim

Çıktım yücesine seyran eyledim
Gönül eğlencesi küstü bulunmaz
Dostlar bizden muhabbeti kaldırmış
Hiçbir ikrarından hadi bulunmaz

Zülüfleri top top olmuş cığalı
Rakiplerin Hak'tan olsun zevali
Bir günahkar kulum doğdum doğalı
Günahkar kulunun dostu bulunmaz

Kanı benim ile lokma yiyenler
Başı canı dost yoluna verenler
Sen ölmeden ben ölürüm diyenler
Dostlar da geriye kaçtı bulunmaz

Yine kırçılandı dağların başı
Durmuyor akıyor gözümün yaşı
Vefasız ardından gitse bir kişi
Hakikat ceminde desti bulunmaz

Bizde gezer idik irfanda sazda
Bile bulunurduk cemde niyazda
Bize de gel oldu kanlı Sivas'ta
Hızır Paşa bizi asdı bulunmaz

Pir Sultan Abdal'ım destim damanda
İsmim Koca Haydar neslim Yemende
Garip başa bir hal gelse zamanda
Orda her kişinin dostu bulunmaz


Pir Sultan Abdal

Sordum Sarı Çiğdeme

Sordum sarı çiğdeme
-Sen nerede kışlarsın
-Ne sorarsın hey derviş
Yer altında kışlarım

Sordum sarı çiğdeme
-Yer altında ne yersin
-Ne sorarsın hey derviş
Kudret lokması yerim

Sordum sarı çiğdeme
-Senin benzin ne sarı
-Ne sorarsın hey derviş
Hak korkusun çekerim

Sordum sarı çiğdeme
-Anan baban var mıdır
-Ne sorarsın hey derviş
Anam yer babam yağmur

Sordum sarı çiğdeme
Asacığı elinde
Hak kelamı dilinde
Çiğdemde dervişlik var

Pir Sultan'ım erlerle
Yüzü dolu nurlarla
Ak sakallı pirlerle
Çiğdemde dervişlik var


Pir Sultan Abdal

Bülbül Olsam Varsam Gelsem

-Bülbül olsam varsam gelsem
Hakk'ın divanına dursam
Ben bir yanıl alma olsam
Dalında bitsem ne dersin

-Sen bir yanıl alma olsan
Dalımda bitmeğe gelsen
Ben bir gümüş çövmen olsam
Çeksem indirsem ne dersin

-Sen bir gümüş çövmen olsan
Çekip indirmeğe gelsen
Ben bir avuç darı olsam
Yere saçılsam ne dersin

-Sen bir avuç darı olsan
Yere saçılmağa gelsen
Ben bir güzel keklik olsam
Bir bir toplasam ne dersin

-Sen bir güzel keklik olsan
Bir bir toplamağa gelsen
Ben bir yavru şahan olsam
Kapsam kaldırsam ne dersin

-Sen bir yavru şahan olsan
Kapıp kaldırmağa gelsen
Ben bir sulu sepken olsam
Kanadın kırsam ne dersin

-Sen bir sulu sepken olsan
Kanadım kırmağa gelsen
Ben bir deli poyraz olsam
Tepsem dağıtsam ne dersin

-Sen bir deli poyraz olsan
Tepip dağıtmağa gelsen
Ben bir ulu hasta olsam
Yoluna yatsam ne dersin

-Sen bir ulu hasta olsan
Yoluma yatmağa gelsen
Ben de bir Azrail olsam
Canını alsam ne dersin

-Sen de bir Azrail olsan
Canımı almağa gelsen
Ben bir Cennetlik kul olsam
Cennet'e girsem ne dersin

-Sen bir Cennetlik kul olsan
Cennet'e girmeğe gelsen
Pir Sultan üstadın bulsan
Bilece girsek ne dersin


Pir Sultan Abdal

13 Nisan 2011 Çarşamba

Bu Alemi Gören Sensin

Bu alemi gören sensin
Yok gözünde perde senin
Haksıza yol veren sensin
Yok mu suçun burda senin

Kainatı sen yarattın
Herşeyi yoktan var ettin
Beni çıplak dışar'attın
Cömertliğin nerde senin

Evli misin ergen misin
Eşin yoktur bir sen misin
Çarkı sema nur sen misin
Bu balkıyan nur da senin

Kilisede despot keşiş
İsa Allah'ın oğlu demiş
Meryem Ana neyin imiş
Bu işin var bir de senin.

Kimden korktun da gizlendin
Çok aradın, çok izlendin.
Göster yüzünü çok nazlandın
Yüzün mahrem ferde senin

Binbir ismin bir cismin var
Oğlun, kızın ne hısmın var
Her bir irenkte resmin var
Nerde baksam orda senin

Türlü türlü dillerin var
Ne acaip hallerin var
Ne karanlık yolların var
Sırat köprün nerde senin

Ademi sürdün bakmadın
Cennette de bırakmadın
Şeytanı niçin yakmadın
Cehennemin var da senin

Veysel neden aklın ermez
Uzun kısa dilin durmaz
Eller tutmaz gözler görmez
Bu acaip sır da senin 



Aşık Veysel

12 Nisan 2011 Salı

Şafak Vakti

Şafak vaktidir
Terket beni artık hatıra

Bundan böyle ben artık
dağılıp boydan boya mısralarıma
esirler açlar ve mağluplarla
hürriyet ekmek ve zafer türküsünü
gücümün yettiği kadar söyleyeceğim

Sonra bu dehşet ve sefalet içinde
mesut günler vadeden
Bir silah sesi gibi titreyeceğim


Arif Damar
1943
Günden Güne

Sabah

Sabahı etmek zor,
Bitmiyor ki bu geceler;
Çocukların bünyesi içindir, anladım:
Vaktin sıkıcı uzunluğu,
Ya biz, bu uzun vakt-içinde,
Karanlığında gecelerin,
Nasıl yaşarız?

Bütün yeryüzü, bütün gökyüzü
En namuslu vaktini yaşar sabahları.

Aydınlıkla yıkanır,
Sabahtır affeden
Geceler boyu, hayasızca işlenen
Fenalık ve günahları.

Ağaçlar, kırda, dağda, şehirde
Sabahları alımlıdır.
Yeşiline gönül verdiğimiz çimen;
Koklayıp koklayıp da sevdiğimiz
Çiçeklerin her çeşidi,
Sabahları şebnemlidir
Hava sabahları saf
Biz, sabahları namuslu ve iyi

Sabah olmalı, hep sabah kalmalı
Yeryüzü, iffetli bir gül kurusu ışığında
Bütün yaratıkları dünyanın,
Sabahla sağ,
Sabahla dinç,
Kardeş muhabbetiyle selamlar birbirini.
Sabahın serinliği,
Dalgalanmalı daima.
Geniş ufuklarında dünyanın
Barış ve hürlüğün tek ümidi.


Sunullah Arısoy

11 Nisan 2011 Pazartesi

Güvercin

Düşmüş kaleler gibiyim,
Bir sözüm kalmadı söyliyecek.
Acı sularda kaldı umudum
En yalın, en güzel, en gerçek,

Yok, aşkın aydınlık çağrışımı
Artık hatıralar bile yılgın.
Masmavi düşlerin sonrasına
Böyle mi olacaktı ayrılığın?

Sırılsıklam seni baştan yaşarım,
Bir yağmur yağmasın hani, ipince.
Böyle tedirgin mi, mahzun mu olur
Bilemiyorum ah, insan sevince.

Bir yayan - yapıldak gelmesi değil,
Ne hoş, bu yolların gitmesi sana.
Karlı tepelerin ardında mısın?
Duysana, görsene, anlasana!..

Düşmüş kaleler gibiyim,
Bir sözüm kalmadı söyliyecek
Acı sularda kaldı umudum
En yalın, en güzel, en gerçek ...


Feyzi Halıcı

Arzuhal

Bakışlarımla düğüm düğüm
Sana bir şeyler söyliyebilsem.
Sabahlara kadar düşündüğüm
Sana bir şeyler söyliyebilsem...

Hani ne bileyim, masal gibi,
Sularla haşır-neşir dal gibi.
Bir okunmamış arzuhal gibi
Sana bir şeyler söyliyebilsem.

Bakışlarımız aynı duyguda,
Bir besteyi sürüklerken, suda.
Yarı uyanık yarı uykuda
Sana bir şeyler söyliyebilsem

Desem ki, boşluklar bizi sarın,
Ardında kalalım hudutların,
Diliyle toz-pembe bulutların
Sana bir şeyler söyliyebilsem,

Sen, yemyeşil baharın burcunda,
Mevsim erguvanları avcunda.
Gül biten dizlerinin ucunda
Sana bir şeyler söyliyebilsem...


Feyzi Halıcı