Şiir, Sadece: 2010-05-23

28 Mayıs 2010 Cuma

Dediler Bir Suna Aştı

Hacı Bektaş tekkesinin dışından
Dediler bir suna aştı yalınız
Ayırmışlar yareninden eşinden
Dediler bir suna aştı yalınız

Eşinden ayrıldı Bektaş'a vardı
Kuru göllerde çok savaşlar kıldı
Ayrılık haberin Mucur'dan aldı
Dediler bir suna aştı yalınız

Geçti m'ola Kızılırmak boyunca
Çeken bilir ayrılığın doyunca
Ayırmışlar on'ki imam soyunca
Dediler bir suna aştı yalınız

Aştı m'ola Kırlangıc'ın belini
Avcı rast gelirse yolar telini
Arzulamış gider dostun ilini
Dediler bir suna aştı yalınız

Pir Sultan Abdal'ım gönlümüz paslı
Dudu kumru gibi kafeste besli
Hünkar Hacı Bektaş Veli'dir nesli
Dediler bir suna aştı yalınız


Pir Sultan Abdal

27 Mayıs 2010 Perşembe

Deli Gönül

Bir su bir gölde çok durursa kokar
Azar azar çağla ak deli gönül
Bulanık akma ki içmezler seni
Çeşmenin gözünden çık deli gönül

Ateş gibi birden parlayıp yanma
Yanıp yanıp çevre yanın yandırma
Kah karanlık kah aydınlık görünme
Meydanda mum gibi yan deli gönül

Kaba rüzgar gibi boşa dolaşma
Çalıya çırpıya değip ileşme
Toz toz olup topraklara karışma
Harman yeli gibi es deli gönül

Kara toprak gibi sakin ol otur
Hak'tan ne gelirse kabul et getir
Bahar aylarının yemişin bitir
Herkese gönlünce ver deli gönül

Pir Sultan Abdal'ım bu sözüm haktır
Gaziler sözümün hatası yoktur
Aşıkın maşuktan dönmesi çoktur
Pirin eşiğine düş deli gönül


Pir Sultan Abdal

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Deli Gönül İnil İnil inleme

Deli gönül inil inil inleme
Kadir mevlam hasretime sal beni
Viranlıkta görsen baykuş sanırsın
Bir huma kuşuyum sen de bil beni

Ulu bezirganım kumaş satarım
Gökyüzünden uçan kuşu tutarım
Yetmiş iki dilden bilir öterim
Anın için fark edemez el beni

Ak pınarın boz bulanık seliyim
Ol sebepten aklım yoktur deliyim
Naci derler dört güruhun biriyim
Ararsan hak divanında bul beni

Gider idim ben de kendi işime
Aşkın doluları yağdı başıma
Ağu kattı benim tatlı aşıma
Ummanlara gark eyledi sel beni

Pir Sultan'ım ırak yoldan gelirsin
Gevherin kıymetini nerden bilirsin
Eksikliğim çoktur sen de bilirsin
Eksiklikle kabul eyle gel beni


Pir Sultan Abdal

25 Mayıs 2010 Salı

Derdim Çoktur

Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazalendi yürek yarası
Ben bu derde kande derman bulayım
Meğer Şah elinden ola çaresi

Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim

Türlü donlar giyer gülden naziktir
Bülbül cevreyleme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle güle gelir canlar paresi

Benim uzun boylu servi çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrabımdır kaşlarının arası

Didar ile muhabbete doyulmaz
Muhabbetten kaçan insan sayılmaz
Münkir üflemekle çırağ söyünmez
Tutuşunca yanar aşkın çırası

Pir Sultan'ım katı yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız gelir geçersin
Dilber muhabbetten niçin kaçarsın
Böyle midir ilimizin töresi


Pir Sultan Abdal

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Dereyi Aşağı Gelir Kurdizi

Dereyi aşağı gelir kurdizi
Aç kurdun ağzında bir körpe kuzu
Mevlayı seversen ağlatma bizi
Meleme koyunum vazgel kuzundan

Koyun sen kuzunu kuzulamadın mı
Sağında solunda gizlemedin mi
Aç kurt gelir deyi gözlemedin mi
Meleme koyunum vazgel kuzundan

Yüreğimin ince sızısı mısın
Alnımızın kara yazısı mısın
Abdal Pir Sultan’ın kuzusu musun
Meleme koyunum vazgel kuzundan


Pir Sultan Abdal