Şiir, Sadece

20 Ocak 2007 Cumartesi

Sonnet XVII



Who will believe my verse in time to come,
If it were fill'd with your most high deserts?
Though yet Heaven knows it is but as a tomb
Which hides your life and shows not half your parts.
If I could write the beauty of your eyes,
And in fresh numbers number all your graces,
The age to come would say, 'This poet lies,
Such heavenly touches ne'er touch'd earthly faces.'
So should my papers yellow'd with their age,
Be scorn'd like old men of less truth than tongue,
And your true rights be term'd a poet's rage
And stretched metre of an antique song:
     But were some child of yours alive that time,
     You should live twice,-- in it and in my rhyme.


William Shakespeare


Hiç kimse inanır mı şiirime ilerde.
Yazarsa baştan başa senin gerçek övgünü?
Tanrı bilir şiirim varlığını gizler de
Şimdi bir mezar gibi örter eşsiz yüzünü.
Anlatsam gözlerinin güzelliğini bir bir
Sayıp değerlerini tüketsem sayıları
Bir gün derler ki “Ozan yalancı mıdır nedir”
“Dünyadaki yüzleri okşamış mı ki Tanrı?”
Solgun tomarlarımı hor görerek yererler
Gerçeği az lafı bol bir bunak diye bir gün:
Hakkın olan övgüye ozan saçması derler
Ve şişirme sözleri antika bir türkünün:
     Ama yetiştirirsen bir yavru o günlere
     Yavrunla şiirimle yaşarsın iki kere.