Şiir, Sadece

23 Kasım 2015 Pazartesi

Şişe

Her maddeden geçerler, keskin kokuları var.
Rivayet olunur ki cama bile sızarlar.
Açınca bir sandığı, kökeni Doğu olan,
Kilidi gıcırdayan, sızlanıp surat asan,

Veya ıssız bir evde, siyah ve tozla kaplı,
Geçmiş günlerden kalma küf kokan bir dolabı,
Tanıdık çok eski bir şişe bulunur bazan,
Canlı, dipdiri bir ruh fışkırıverir ordan.

Bin bir fikir uyurdu, koyu karanlık içre,
Ölmüş krizalitler, ürpererek hafifçe,
Ansızın havalanan, açıp da kanadını,
Gök rengi, pembe parlak, her dem altın sırmalı.

O uçuşan hatıra, mest ederek her şeyi
Bozuk havada; gözler kapanır, Baş dönmesi
Yakalar yenik ruhu, iter onu kapkara,
Nurdan insan buğusu yükselen bir çukura;

Yere serer yüzyıllık bir çukur kıyısında,
Lazarus kefenini yırtıp hoş kokar, orda,
Kımıldar uykusunda o görsel kadavrası
Eski, buruk bir aşkın, ölümcül ve alımlı.

Ben kaybolduğum zaman, böylece, insanların
Belleğinde ve bir de uğursuz bir dolabın
Yanına atılınca, kederli, eski şişe,
Çok düşük, kirli, tozlu, pis, çatlak ve pespaye,

Tabutun olacağım, sevimli çirkef, senin!
Her zamanki tanığı gücünün, kuvvetinin,
Meleklerin eliyle sunduğu tatlı zehir!
Ey öldürüp dirilten, beni kemiren iksir!


Charles Baudelaire
Kötülük Çiçekleri