Şiir, Sadece: Pir Sultan Abdal Şiirleri
Pir Sultan Abdal Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pir Sultan Abdal Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Eylül 2015 Perşembe

Sabah Seherinde Niyaz Ederken

Sabah seherinde niyaz ederken
Pirim Hacı Bektaş Veli'yi gördüm
Sundu ab-ı kevser mest olmuşum ben
Kanber'in elinde doluyu gördüm

Balıklar oynaşır Baki gölünde
Kumrular söyleşir umran dibinde
Bağlar meyve vermiş baba yolunda
Gülü var dikensiz gülünü gördüm

Pir Sultan'ım eyder elinde harfi
Okur Hak kitabı bilir Aref'i
Ben vech-i ademde buldum Mushaf'ı
Yetmiş iki millet dilini gördüm


Pir Sultan Abdal

Sal Allah'ım Sal Sılama Varayım

Bir bülbülcük konmuş dağlar başına
Sal Allah'ım sal sılama varayım
Şahin yuva yapar kendi başına
Sal Allah'ım sal sılama varayım

Bizim evlerimiz dağdan ötedir
Hısım kavim bize ana atadır
Yad ellerde kalmak kula hatadır
Sal Allah'ım sal sılama varayım

Ekili tarlalar nasıl basayım
Üzerine birkaç kurban keseyim
Bu iş Hak'tan geldi kime küseyim
Sal Allah'ım sal sılama varayım

Atlarımız yemin yedi silindi
İki kardeş karşı karşı, salındı
Ciğerciğim delik delik delindi
Sal Allah'ım sal sılama varayım

Pir Sultan Abdal'ım saki değildir
Tuz ekmek her aşık hakkı değildir
Bu dünya kimseye baki değildir
Sal Allah'ım sal sılama varayım


Pir Sultan Abdal

Sarı Tambura

Gel benim sarı tamburam
Sen ne için inilersin
İçim oyuk derdim büyük
Ben anınçün inilerim

Koluma taktılar teli
Söylettiler binbir dili
Oldum aynı cem bülbülü
Ben anınçün inilerim

Gel benim sarı tamburam
İster üstüme yatıram
Yine kırıldı hatıram
Ben anınçün inilerim

Sarı tamburadır adım
Göklere ağar feryadım
Pir Sultanımdır üstadım
Ben anınçün inilerim


Pir Sultan Abdal

2 Eylül 2015 Çarşamba

Şah'a Giderim

Karşıdan görünen ne güzel yayla
Bir dem süremedim giderim böyle
Ala gözlü Pirim sen himmet eyle
Ben de bu yayladan Şah'a giderim

Eğer göğerüben bostan olursam
Şu halkın diline destan olursam
Kara toprak senden üstün olursam
Ben de bu yayladan Şah'a giderim

Bir bölük turnaya sökün dediler
Yürekteki derdi dökün dediler
Yayladan ötesi yakın dediler
Ben de bu yayladan Şah'a giderim

Alınmış abdestim aldırırlarsa
Kılınmış namazım kıldırırlarsa
Sizde Şah diyeni öldürürlerse
Ben de bu yayladan Şah'a giderim

Pir Sultan Abdalım dünya durulmaz
Gitti giden ömür geri dönülmez
Gözlerimde Şah yolundan ayrılmaz
Ben de bu yayladan Şah'a giderim


Pir Sultan Abdal

Şah-ı Merdan Kullarıyız

Şah-ı Merdan kullarıyız
Mevla'dan gayri değiliz
Kanaat ile yürürüz
İlla tokuz, aç değiliz

Evliya gönlümüz aldı
Kalbimiz nur ile doldu
Gözlerimiz cemal gördü
Cennete muhtaç değiliz

Evvel biziz ahir biziz
Heman leyl-ü nehar biziz
Gül açılmış bahar biziz
Biz yaz olduk kış değiliz

Yüzlerden kırklara erdik
Tarikat ehlini bulduk
Yedilerden haber sorduk
Üçlerdeniz, hiç değiliz

Pir Sultan'ım göçün göçün
Sızdık eridik Hak içün
Dünyayı terk etmek içün
Altun olduk tunç değiliz


Pir Sultan Abdal

Şimdi Bizim Aramıza

Şimdi bizim aramıza
Yola boyun veren gelsin
Şeriatı tarikatı
Hakikatı bilen gelsin

Kişi halden anlayınca
Hakikatı dinleyince
Üstüne yol uğrayınca
Ayrılmayıp duran gelsin

Talib olunca bir talib
İşini Mevla'ya salıp
İzzet ile selam verip
Gönüllere giren gelsin

Koyup dünya davasını
Hakk'a verip sevdasını
Doğrulayup öz nefsini
Şeytanı öldüren gelsin

Pir Sultan'ım çelebiye
Eyvallahım var veliye
Muhiddin'e hal diliyle
Yolum sırrın soran gelsin


Pir Sultan Abdal

1 Eylül 2015 Salı

Varıp Yoldaş Olma Sen Uğursuza

Varıp yoldaş olma sen uğursuza
Komşu olma namussuza arsıza
Sabah selâmını verme pîrsize
Adamın başına belâ getirir

Muhib yoldaş olma kalleş yâr ile
O yâr da durmadı bir ikrar ile
Sakın sohbet etme münkir kör ile
Altının adını pula getirir

Pir Sultan Abdal'ım derdim ziyade
İçilir mi yârsız yad ile bade
Yâr odur ahrette şefaat ede
Sadık yâr insanı yola getirir


Pir Sultan Abdal

Viran Bahçelerde

Viran bahçelerde bülbül öter mi
Gönül eğlencesi gül olmayınca
Merhemsiz çiğ yara pişer biter mi
Bir gerçek veliden el olmayınca

Nefse uyan Hakk'a uymuş değildir
Gaziler namazın kılmış değildir
Bu gezen abdallar derviş değildir
Arkasında hırka şal olmayınca

Tabibsiz yaraya merhem sarılmaz
Mürşit olmayınca pire varılmaz
Yüz bin tabur kursan Yezit kırılmaz
Eli Zülfikar'lı Al'olmayınca

Bu aşk meydanında bir divan olur
O meydana düşen nevcivan olur
İtikatsiz talip boş kovan olur
Vızılar arısı bal olmayınca

Değme arif bunu böyle bilemez
Bilse dahi yine arif olamaz
Her dede ölüyü diri kılamaz
Hünkar Hacı Bektaş Vel'olmayınca

İki melek gelir sual sorarlar
Döker burcunu da gevher ararlar
Bir kılın üstüne köprü kurarlar
Geçemezsin Hakk'a kul olmayınca

Pir Sultan'ım baştan dalga aşırır
O dalgadır aşıkları coşurur
Her bildiğin rehber çiğ mi pişirir
Yanıp ateşlere kül olmayınca


Pir Sultan Abdal

Ya Eceldir Ya Didardır Ya Nasip

Kısmet verip bizi salan çöllere
Ya eceldir ya didardır ya nasip
Felek bizi saldı özge hallere
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Kısmet verip çevre çevre yeldirdi
Bilmediğim hikmetlere daldırdı
Çekip ayrılığın okun doldurdu
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Felek arka vermiş çerhin devine
Arıt kalbin evin iman sevine
Türlü dalga geldi gönlüm evine
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Muhannettir dünyasını kayıran
Şol Gani Settar'dır açlar doyuran
Beni de sevgili yardan ayıran
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Pir Sultan Abdal'ım der ki vardığım
Ulu dergahtır yüzler sürdüğüm
Bilmediğim hikmetleri bildiğim
Ya eceldir ya didardır ya nasip


Pir Sultan Abdal

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Yine Kısmetimiz Kaldırdı Bizi

Yine kısmetimiz kaldırdı bizi
Ne yaman uzağa düştü yolumuz
İneyim gideyim Şam'dan aşağı
Nerde kaldı ana ata ilimiz

Kan olur garibin gözü yaşından
Haber almaz yareninden eşinden
Ağular da sızar canım aşından
Belki pire malum ola halimiz

Urum'un dağları İşçil ovası
Issız kalmaz yavru şahin yuvası
Urum'dan da Şam'a erler duası
Erler olsun kanadımız kolumuz

Pir Sultan Abdal'ım uzak yollardan
Helal olduk yücelerden bellerden
Bir zamanlar biz de gurbet illerden
Ne yaman gurbeti söyler dilimiz


Pir Sultan Abdal

Yine Tamam Oldu Senenin Başı

Yine tamam oldu senenin başı
Aktıkça akıyor gözümün yaşı
Mümin olanlara veriyor cüşu
Münkir Yezit kıymetini bilmedi

İnşallah Yezid'in nesli kırılır
Mümin olan Hak cemine derilir
Bir orucun bin bir hacca yazılır
Oruç tutan ebed mahrum olmadı

Peygamberin vasisini kodular
Adına da Mervan adın dediler
On iki imamı bir bir yediler
Mazlumların ahı yerde kalmadı

Hasan'la Hüseyin Ali'nin oğlu
Yezid'in elinden ciğeri dağlı
Mümin olan Şah'a ikrarla bağlı
İkrarı bend olan yoldan dönmedi

Ne dilersen Hak'tan dile dileği
Muhammet Ali'nin yanar çırağı
Pir Sultan'ın Mevla ile durağı
Pire ikrar veren geri dönmedi


Pir Sultan Abdal

Hü Diyelim Gerçeklerin Demine

Hü diyelim gerçeklerin demine
Gerçeklerin demi nurdan sayılır
On'ki imam katarına düzülen
Muhammet Ali'ye yardan sayılır

İhlas ile gelen bu yoldan dönmez
İkilikten geçip birliğe ermez
Eri Hak görmeyen Hakk'ı hiç görmez
Gözü bakar amma körden sayılır

Bir talip ki ikrarında durursa
Çerağ gibi yanıp yağı erirse
Eksikliğin kendisinde görürse
O da erdir gerçek erden sayılır

Üç gün imiş şu dünyanın safası
Safasından artık imiş cefası
Gerçek erenlerin nutku nefesi
Biri kırktır kırkı birden sayılır

Pir Sultan Abdal'ım Bağdat'tır vatan
İkilikten geçip birliğe yeten
Erenler yoluna kıl ü kal satan
Yolun dikenidir hardan sayılır


Pir Sultan Abdal

29 Ağustos 2015 Cumartesi

Muhabbeti Candan İle Gideriz

Biz burada bülbüllük eylemeyiz
Gülistan kuşuyuz güle gideriz
Bizim kıymatımız bunda bilinmez
Muhabbeti candan ile gideriz

Ne davam var benim şu eller ile
Benim davam Hak ehli kullar ile
Kerbela'ya giden abdallar ile
İmam Hüseyin'e bile gideriz

Öldürelim nefsi dinlemez oldu
Sırr-ı hakikatı söylemez oldu
Şahinim kolumda eğlemez oldu
Turnası çok olan göle gideriz

Cennetin kokusu gelir uçmaktan
Aşıklar usanmaz yiyip içmekten
Öyle namert köprüsünü geçmekten
Akar bozbulanık sele gideriz

Pir Sultan'ım eyder niyazım Hak'tan
Sensin cümlemizi var eden yoktan
Aşıklar usanmaz bayırdan sarptan
Erenler yol kurmuş yola gideriz


Pir Sultan Abdal

Gönül Gel Karardan Aşalım

Gönül gel karardan aşma
Sözüm sana meveddettir
Gafillen bacadan düşme
Evvel kapı şeriattır

Şeriattan edep öğren
Al bu pendi belin bağlan
İlimle üstad olur oğlan
Kimi farz kimi sünnettir

Eğer bu sırra erersen
Dolan kapıdan girersen
Tarikat farzın sorarsan
Yedi farz üçü sünnettir

Gelin girelim bu babı
Açılsın aşkın kitabı
Eğer anlarsan hesabı
Andan sonra tarikattır

Tarikat bir oddur yakar
Kimi ham kimi has çıkar
Her aşık bir çakmak çakar
Çırağın yakan üstatdır

Tarikatta kamil olan
İlmi ile amil olan
Bu yolda mükemmerl olan
Evvel mertebe hizmettir

Hizmet erenler yoludur
Cümle ilmin evvelidir
Ahdimiz kalu beli'dir
Bundan dönen kişi mattır

Kend'özümüze gelelim
Tarikat nedir bilelim
Yoklukta sefil olalım
İbtida yüz iradettir

İbtida talip olunca
Düşmana galip olunca
Dört can bir kalıp olunca
Menzili bi-nihayettir

Hakikat genc-i nihandır
Marifet gevher-i kandır
Yedi yüz yetmiş mizandır
Ötesi ilm-i hikmettir

Mürebbisi Ali gerek
Dört kapıda eli gerek
Müsahibin hali gerek
Zira Ali Muhammet'tir

Pir Sultan der kalu beli
Dedik ya Murtaza Ali
Kim kadeh içer kim dolu
Bu bize bir acep derttir


Pir Sultan Abdal

Naci Derler Bir Güruha Uğradım

Naci derler bir güruha uğradım
Güzel Şah'ım yarlıgasın onları
Muhabbet ettik iradet getirdik
Anlar bizi sevdi biz de anları

Durdukları irfan bağ ile bostan
Silinmiş kalpleri gümandan pastan
Var anın gümanı haman bir dosttan
Arı gibi vızılaşır canları

Cümle bir gerçeğe demişler beli
Tesbihleri Allah Muhammet Ali
Meşrebi Hüseyni ismi mevali
Hüseyin aşkına çıkar kanları

Bir nefesten bir imama uyuldu
Birinin nefesi bine sayıldı
Kaynayuban birbirine koyuldu
Hüseyin aşkına akar kanları

İstemem Cennet'i göster didarı
Hulk-ı Muhammed'den almış kemali
Secdeye inmeden okur duayı
Aşıklar didara dönmüş yönleri

Sırat'ı Mizan'ı anda geçtiler
Benlik kalesini bunda yıktılar
Al geydiler yaslarından çıktılar
Geceleri bayram kadir günleri

Pir Sultan Abdal'ım gerçektir meydan
Özünü saçmıştır sıfat-ı Şeytan
Esrimiş Kırklar'ın içtiği meyden
Güzel Şah'tan koku duymuş canları


Pir Sultan Abdal

28 Ağustos 2015 Cuma

Yine Farz İçinde Farzdır Musahip

Eğer farz içinde farzı sorarsan
Yine farz içinde farzdır musahıp
Dört kapıdan kırk makamdan ararsan
Yine farz içinde farzdır musahıp

Musahipsiz kişi ceme gelir mi
Ettiği niyazlar kabul olur mu
Muhammet Ali'den derman bulur mu
Yine farz içinde farzdır musahıp

Musahipsiz ise ceme götürmen
Tecellisi bozuk Hakk'a yetirmen
Müsahipsiz ile durup oturman
Yine farz içinde farzdır musahıp

Farz Allah'tan kaldı ya sünnet kimden
Müsahibin işi daima sırdan
Musahipli kişi ol Şah-ı Merdan
Yine farz içinde farzdır musahıp

Pir Sultan Abdal'ım hey kerem-kanı
Yine sensin dü cihanın sultanı
Aşnanı buldun müsahibin hani
Yine farz içinde farzdır musahıp


Pir Sultan Abdal

İbrişimden Ala Teli Var

Bir sabah vaktinde yerini görsem
Belirsiz vatanı ili var koçun
Ancak sen bilirsin hey kadir Allah
İbrişimden ala teli var koçun

Koç kuzu kurbandır Hak der atamaz
Sakın inanmayın yemez satamaz
Deryanın yüzünde kırklar tutamaz
Çekilip gitmeğe yolu var koçun

Arif olsam koçun yerini görsem
Mübarek yüzünü yüzüme sürsem
Yaylımı Cennet'tir sulağın görsem
Ab-ı Zemzem suyu gölü var koçun

Akını boyamış türlü donlara
Öyl'olunca dilek geçmez onlara
Teslim tastik olan safi canlara
Yüzünü sürmeğe kali var koçun

Pir Sultan Abdal'ım düşürme harzı
Beraber kılalım sünneti farzı
Dünyada bulunmaz o koçun tarzı
Daha türlü türlü hali var koçun


Pir Sultan Abdal

Hak İçin Kendini Kurban Eyleyen

Hak için kendini kurban eyleyen
Şah-ı Merdan oğlu İmam Hüseyin
Cümle erenlere ferman eyleyen
Erenler serdarı İmam Hüseyin

Muhammet Ali'nin çeşmi çerağı
Erenler rahının bir gül-i bağı
Ciğerler paresi gönül durağı
Gözlerimin nuru İmam Hüseyin

Ceddi Muhammet'tir atası Ali
Anası Fatıma cihana veli
Cümle evliyalar ederler beli
Evliyalar piri İmam Hüseyin

Batının sultanı müminin şahı
Gayıp aleminin şems ile mahı
Şah Hüseyn'em deyu ederler ahı
Matem ile zarı İmam Hüseyin

Pir Sultan Abdal tut damenin anın
Düşmanına düşman ol hanedanın
Nur-ı çeşmidürür Şah Murtaza'nın
Erenler hünkarı İmam Hüseyin


Pir Sultan Abdal

27 Ağustos 2015 Perşembe

Hoşça Tutun Öküzü

Dağdan kütür kütür hezen indirir
İndirir de ateşlerde yandırır
Her evin devleğin öküz döndürür
İreçberler hoşça tutun öküzü

Öküzün damını alçacık yapın
Yaş koman altına kuruluk serpin
Koşumdan koşuma gözlerin öpün
İreçberler hoşça tutun öküzü

Abdal Pir Sultan'ım kaynar coşunca
Tekne hamur kalmaz ekmek pişince
Adem at öküzün çifte koşunca
İreçberler hoşça tutun öküzü


Pir Sultan Abdal

Döndün Mü Benden

Döndün mü benden yüzü dönesi
Ben seni Ali'nin yoluna saldım
İkrarı boynuna kement olası
Ben seni Ali'nin yoluna saldım

Yürü bre yürü yüze gülücü
Bizi görüp de yad elleri sevici
Boynuna uğrasın şahin kılıcı
Ben seni Ali'nin yoluna saldım

Pir Sultan Abdal'ım dertlere derman
Ayrılık elinden halim pek yaman
Şefaat etmesin On İki İmam
Ben seni Ali'nin yoluna saldım


Pir Sultan Abdal