Şiir, Sadece: Türk Halk Şiiri
Türk Halk Şiiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk Halk Şiiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Eylül 2015 Cuma

Sabah Olur Cümle Alem Uyanır

Sabah olur cümle alem uyanır
Yollar çoğul çoğul eyler sabahtan
Şu çifte kantara neler dayanır
Boz deve yuları teller sabahtan

Bülbülü gülden ayıran muzular
Anasız mı olur körpe kuzular
Peteğin içinde arı vızılar
Alınır oğuldan ballar sabahtan

Aşk ataşı onun oluptur meze
Can dayanmaz bu ataşa bu köze
Bu garip bülbüle ne cefa ceza
Görmeden açılır güller sabahtan

Dudular kumrular peşkeş çekildi
Hayvalar turunçlar çitil dikildi
Ağcabük'e gövel turnam döküldü
Deryalar seslenir göller sabahtan

Balı kudrettendir aslı sinektir
Çıkar çıkmaz yollarımız dikektir
Al kırmızı giymiş pembe yanaktır
Kullar temennaha iner sabahtan

Pir Sultan Abdal'ım seçiktir deyü
Hulle donlarımız biçiktir deyü
Hacet kapıları açıktır deyü
Kullar temennaha iner sabahtan


Pir Sultan Abdal

3 Eylül 2015 Perşembe

Sabah Seherinde Niyaz Ederken

Sabah seherinde niyaz ederken
Pirim Hacı Bektaş Veli'yi gördüm
Sundu ab-ı kevser mest olmuşum ben
Kanber'in elinde doluyu gördüm

Balıklar oynaşır Baki gölünde
Kumrular söyleşir umran dibinde
Bağlar meyve vermiş baba yolunda
Gülü var dikensiz gülünü gördüm

Pir Sultan'ım eyder elinde harfi
Okur Hak kitabı bilir Aref'i
Ben vech-i ademde buldum Mushaf'ı
Yetmiş iki millet dilini gördüm


Pir Sultan Abdal

Sal Allah'ım Sal Sılama Varayım

Bir bülbülcük konmuş dağlar başına
Sal Allah'ım sal sılama varayım
Şahin yuva yapar kendi başına
Sal Allah'ım sal sılama varayım

Bizim evlerimiz dağdan ötedir
Hısım kavim bize ana atadır
Yad ellerde kalmak kula hatadır
Sal Allah'ım sal sılama varayım

Ekili tarlalar nasıl basayım
Üzerine birkaç kurban keseyim
Bu iş Hak'tan geldi kime küseyim
Sal Allah'ım sal sılama varayım

Atlarımız yemin yedi silindi
İki kardeş karşı karşı, salındı
Ciğerciğim delik delik delindi
Sal Allah'ım sal sılama varayım

Pir Sultan Abdal'ım saki değildir
Tuz ekmek her aşık hakkı değildir
Bu dünya kimseye baki değildir
Sal Allah'ım sal sılama varayım


Pir Sultan Abdal

Sarı Tambura

Gel benim sarı tamburam
Sen ne için inilersin
İçim oyuk derdim büyük
Ben anınçün inilerim

Koluma taktılar teli
Söylettiler binbir dili
Oldum aynı cem bülbülü
Ben anınçün inilerim

Gel benim sarı tamburam
İster üstüme yatıram
Yine kırıldı hatıram
Ben anınçün inilerim

Sarı tamburadır adım
Göklere ağar feryadım
Pir Sultanımdır üstadım
Ben anınçün inilerim


Pir Sultan Abdal

2 Eylül 2015 Çarşamba

Şah'a Giderim

Karşıdan görünen ne güzel yayla
Bir dem süremedim giderim böyle
Ala gözlü Pirim sen himmet eyle
Ben de bu yayladan Şah'a giderim

Eğer göğerüben bostan olursam
Şu halkın diline destan olursam
Kara toprak senden üstün olursam
Ben de bu yayladan Şah'a giderim

Bir bölük turnaya sökün dediler
Yürekteki derdi dökün dediler
Yayladan ötesi yakın dediler
Ben de bu yayladan Şah'a giderim

Alınmış abdestim aldırırlarsa
Kılınmış namazım kıldırırlarsa
Sizde Şah diyeni öldürürlerse
Ben de bu yayladan Şah'a giderim

Pir Sultan Abdalım dünya durulmaz
Gitti giden ömür geri dönülmez
Gözlerimde Şah yolundan ayrılmaz
Ben de bu yayladan Şah'a giderim


Pir Sultan Abdal

Şah-ı Merdan Kullarıyız

Şah-ı Merdan kullarıyız
Mevla'dan gayri değiliz
Kanaat ile yürürüz
İlla tokuz, aç değiliz

Evliya gönlümüz aldı
Kalbimiz nur ile doldu
Gözlerimiz cemal gördü
Cennete muhtaç değiliz

Evvel biziz ahir biziz
Heman leyl-ü nehar biziz
Gül açılmış bahar biziz
Biz yaz olduk kış değiliz

Yüzlerden kırklara erdik
Tarikat ehlini bulduk
Yedilerden haber sorduk
Üçlerdeniz, hiç değiliz

Pir Sultan'ım göçün göçün
Sızdık eridik Hak içün
Dünyayı terk etmek içün
Altun olduk tunç değiliz


Pir Sultan Abdal

Şimdi Bizim Aramıza

Şimdi bizim aramıza
Yola boyun veren gelsin
Şeriatı tarikatı
Hakikatı bilen gelsin

Kişi halden anlayınca
Hakikatı dinleyince
Üstüne yol uğrayınca
Ayrılmayıp duran gelsin

Talib olunca bir talib
İşini Mevla'ya salıp
İzzet ile selam verip
Gönüllere giren gelsin

Koyup dünya davasını
Hakk'a verip sevdasını
Doğrulayup öz nefsini
Şeytanı öldüren gelsin

Pir Sultan'ım çelebiye
Eyvallahım var veliye
Muhiddin'e hal diliyle
Yolum sırrın soran gelsin


Pir Sultan Abdal

1 Eylül 2015 Salı

Varıp Yoldaş Olma Sen Uğursuza

Varıp yoldaş olma sen uğursuza
Komşu olma namussuza arsıza
Sabah selâmını verme pîrsize
Adamın başına belâ getirir

Muhib yoldaş olma kalleş yâr ile
O yâr da durmadı bir ikrar ile
Sakın sohbet etme münkir kör ile
Altının adını pula getirir

Pir Sultan Abdal'ım derdim ziyade
İçilir mi yârsız yad ile bade
Yâr odur ahrette şefaat ede
Sadık yâr insanı yola getirir


Pir Sultan Abdal

Viran Bahçelerde

Viran bahçelerde bülbül öter mi
Gönül eğlencesi gül olmayınca
Merhemsiz çiğ yara pişer biter mi
Bir gerçek veliden el olmayınca

Nefse uyan Hakk'a uymuş değildir
Gaziler namazın kılmış değildir
Bu gezen abdallar derviş değildir
Arkasında hırka şal olmayınca

Tabibsiz yaraya merhem sarılmaz
Mürşit olmayınca pire varılmaz
Yüz bin tabur kursan Yezit kırılmaz
Eli Zülfikar'lı Al'olmayınca

Bu aşk meydanında bir divan olur
O meydana düşen nevcivan olur
İtikatsiz talip boş kovan olur
Vızılar arısı bal olmayınca

Değme arif bunu böyle bilemez
Bilse dahi yine arif olamaz
Her dede ölüyü diri kılamaz
Hünkar Hacı Bektaş Vel'olmayınca

İki melek gelir sual sorarlar
Döker burcunu da gevher ararlar
Bir kılın üstüne köprü kurarlar
Geçemezsin Hakk'a kul olmayınca

Pir Sultan'ım baştan dalga aşırır
O dalgadır aşıkları coşurur
Her bildiğin rehber çiğ mi pişirir
Yanıp ateşlere kül olmayınca


Pir Sultan Abdal

Ya Eceldir Ya Didardır Ya Nasip

Kısmet verip bizi salan çöllere
Ya eceldir ya didardır ya nasip
Felek bizi saldı özge hallere
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Kısmet verip çevre çevre yeldirdi
Bilmediğim hikmetlere daldırdı
Çekip ayrılığın okun doldurdu
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Felek arka vermiş çerhin devine
Arıt kalbin evin iman sevine
Türlü dalga geldi gönlüm evine
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Muhannettir dünyasını kayıran
Şol Gani Settar'dır açlar doyuran
Beni de sevgili yardan ayıran
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Pir Sultan Abdal'ım der ki vardığım
Ulu dergahtır yüzler sürdüğüm
Bilmediğim hikmetleri bildiğim
Ya eceldir ya didardır ya nasip


Pir Sultan Abdal

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Yine Kısmetimiz Kaldırdı Bizi

Yine kısmetimiz kaldırdı bizi
Ne yaman uzağa düştü yolumuz
İneyim gideyim Şam'dan aşağı
Nerde kaldı ana ata ilimiz

Kan olur garibin gözü yaşından
Haber almaz yareninden eşinden
Ağular da sızar canım aşından
Belki pire malum ola halimiz

Urum'un dağları İşçil ovası
Issız kalmaz yavru şahin yuvası
Urum'dan da Şam'a erler duası
Erler olsun kanadımız kolumuz

Pir Sultan Abdal'ım uzak yollardan
Helal olduk yücelerden bellerden
Bir zamanlar biz de gurbet illerden
Ne yaman gurbeti söyler dilimiz


Pir Sultan Abdal

Yine Tamam Oldu Senenin Başı

Yine tamam oldu senenin başı
Aktıkça akıyor gözümün yaşı
Mümin olanlara veriyor cüşu
Münkir Yezit kıymetini bilmedi

İnşallah Yezid'in nesli kırılır
Mümin olan Hak cemine derilir
Bir orucun bin bir hacca yazılır
Oruç tutan ebed mahrum olmadı

Peygamberin vasisini kodular
Adına da Mervan adın dediler
On iki imamı bir bir yediler
Mazlumların ahı yerde kalmadı

Hasan'la Hüseyin Ali'nin oğlu
Yezid'in elinden ciğeri dağlı
Mümin olan Şah'a ikrarla bağlı
İkrarı bend olan yoldan dönmedi

Ne dilersen Hak'tan dile dileği
Muhammet Ali'nin yanar çırağı
Pir Sultan'ın Mevla ile durağı
Pire ikrar veren geri dönmedi


Pir Sultan Abdal

Hü Diyelim Gerçeklerin Demine

Hü diyelim gerçeklerin demine
Gerçeklerin demi nurdan sayılır
On'ki imam katarına düzülen
Muhammet Ali'ye yardan sayılır

İhlas ile gelen bu yoldan dönmez
İkilikten geçip birliğe ermez
Eri Hak görmeyen Hakk'ı hiç görmez
Gözü bakar amma körden sayılır

Bir talip ki ikrarında durursa
Çerağ gibi yanıp yağı erirse
Eksikliğin kendisinde görürse
O da erdir gerçek erden sayılır

Üç gün imiş şu dünyanın safası
Safasından artık imiş cefası
Gerçek erenlerin nutku nefesi
Biri kırktır kırkı birden sayılır

Pir Sultan Abdal'ım Bağdat'tır vatan
İkilikten geçip birliğe yeten
Erenler yoluna kıl ü kal satan
Yolun dikenidir hardan sayılır


Pir Sultan Abdal

29 Ağustos 2015 Cumartesi

Muhabbeti Candan İle Gideriz

Biz burada bülbüllük eylemeyiz
Gülistan kuşuyuz güle gideriz
Bizim kıymatımız bunda bilinmez
Muhabbeti candan ile gideriz

Ne davam var benim şu eller ile
Benim davam Hak ehli kullar ile
Kerbela'ya giden abdallar ile
İmam Hüseyin'e bile gideriz

Öldürelim nefsi dinlemez oldu
Sırr-ı hakikatı söylemez oldu
Şahinim kolumda eğlemez oldu
Turnası çok olan göle gideriz

Cennetin kokusu gelir uçmaktan
Aşıklar usanmaz yiyip içmekten
Öyle namert köprüsünü geçmekten
Akar bozbulanık sele gideriz

Pir Sultan'ım eyder niyazım Hak'tan
Sensin cümlemizi var eden yoktan
Aşıklar usanmaz bayırdan sarptan
Erenler yol kurmuş yola gideriz


Pir Sultan Abdal

Gönül Gel Karardan Aşalım

Gönül gel karardan aşma
Sözüm sana meveddettir
Gafillen bacadan düşme
Evvel kapı şeriattır

Şeriattan edep öğren
Al bu pendi belin bağlan
İlimle üstad olur oğlan
Kimi farz kimi sünnettir

Eğer bu sırra erersen
Dolan kapıdan girersen
Tarikat farzın sorarsan
Yedi farz üçü sünnettir

Gelin girelim bu babı
Açılsın aşkın kitabı
Eğer anlarsan hesabı
Andan sonra tarikattır

Tarikat bir oddur yakar
Kimi ham kimi has çıkar
Her aşık bir çakmak çakar
Çırağın yakan üstatdır

Tarikatta kamil olan
İlmi ile amil olan
Bu yolda mükemmerl olan
Evvel mertebe hizmettir

Hizmet erenler yoludur
Cümle ilmin evvelidir
Ahdimiz kalu beli'dir
Bundan dönen kişi mattır

Kend'özümüze gelelim
Tarikat nedir bilelim
Yoklukta sefil olalım
İbtida yüz iradettir

İbtida talip olunca
Düşmana galip olunca
Dört can bir kalıp olunca
Menzili bi-nihayettir

Hakikat genc-i nihandır
Marifet gevher-i kandır
Yedi yüz yetmiş mizandır
Ötesi ilm-i hikmettir

Mürebbisi Ali gerek
Dört kapıda eli gerek
Müsahibin hali gerek
Zira Ali Muhammet'tir

Pir Sultan der kalu beli
Dedik ya Murtaza Ali
Kim kadeh içer kim dolu
Bu bize bir acep derttir


Pir Sultan Abdal

Naci Derler Bir Güruha Uğradım

Naci derler bir güruha uğradım
Güzel Şah'ım yarlıgasın onları
Muhabbet ettik iradet getirdik
Anlar bizi sevdi biz de anları

Durdukları irfan bağ ile bostan
Silinmiş kalpleri gümandan pastan
Var anın gümanı haman bir dosttan
Arı gibi vızılaşır canları

Cümle bir gerçeğe demişler beli
Tesbihleri Allah Muhammet Ali
Meşrebi Hüseyni ismi mevali
Hüseyin aşkına çıkar kanları

Bir nefesten bir imama uyuldu
Birinin nefesi bine sayıldı
Kaynayuban birbirine koyuldu
Hüseyin aşkına akar kanları

İstemem Cennet'i göster didarı
Hulk-ı Muhammed'den almış kemali
Secdeye inmeden okur duayı
Aşıklar didara dönmüş yönleri

Sırat'ı Mizan'ı anda geçtiler
Benlik kalesini bunda yıktılar
Al geydiler yaslarından çıktılar
Geceleri bayram kadir günleri

Pir Sultan Abdal'ım gerçektir meydan
Özünü saçmıştır sıfat-ı Şeytan
Esrimiş Kırklar'ın içtiği meyden
Güzel Şah'tan koku duymuş canları


Pir Sultan Abdal

1 Temmuz 2010 Perşembe

Açılın Kapılar Şaha Gidelim

Hızır paşa bizi berdar etmeden
Açılın kapılar şaha gidelim
Siyaset günleri gelip yetmeden
Açılın kapılar şaha gidelim

Gönül çıkmak ister, şahın köşküne
Can boyanmak ister, Ali müşküne
Pirim Ali on ik'imam aşkına
Açılın kapılar şaha gidelim

Her nereye gitsem, yolum dumandır
Bizi böyle kılan, ahd-ü amandır
Zincir boynum sıktı hayli zamandır
Açılın kapılar şaha gidelim

Yaz selleri gibi akar çağlarım
Hançer aldım, ciğerciğim dağlarım
Garip kaldım, şu arada ağlarım
Açılın kapılar şaha gidelim

Ilgın ılgın eser seher yelleri
Yare selam eylen urum erleri
Bize peyik geldi, şah bülbülleri
Açılın kapılar şaha gidelim

Pir Sultan'ım eydür mürvetli şah'ım
Yaram baş verdi, sızlar ciğergahım
Arşa direk direk olmuştur ahım
Açılın kapılar şaha gidelim


Pir Sultan Abdal

30 Haziran 2010 Çarşamba

Açılın Zindanlar Pire Gidelim

Hızır Paşa bizi berdar eyledi
Kesti kollarımı kızak bağladı
İşiten muhipler hep kan ağladı
Açılın zindanlar pire gidelim

Kalenin kapısı taştan demirden
Yanlarım çürüdü yaştan yağmurdan
Bir kimsem de yok ki dellal çağırtam
Açılın zindanlar pire gidelim

Kalenin kapısı taştan çıkılmaz
Penceresi yüce Şah'a bakılmaz
Bir ben ölmeyinen cihan yıkılmaz
Açılın zindanlar pire gidelim

Çıkarım bakarım kale başına
Mümin müslim olan gider işine
Bir ben mi düşmüşüm can telaşına
Açılın zindanlar pire gidelim

İlimi sorarsan köyümdür Banaz
Yakılsın yıkılsın ol kanlı Sivas
Bir ben ölmeyinen cihan yıkılmaz
Açılın zindanlar pire gidelim

Pir Sultan Abdal'ım hey Hızır Paşa
Yazılanlar gelir sağ olan başa
Hasret koydun beni kavim kardaşa
Açılın zindanlar pire gidelim


Pir Sultan Abdal

29 Haziran 2010 Salı

Ah Hüseyin Vah Hüseyin

Alemlerin serverisin
Ah Hüseyin, vah Hüseyin
Şehitlerin serdarısın
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

Hasan, Hüseyin'in yari
Muhammed'in gözü nuru
Hem Ali'nin yadigarı
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

Zuhur oldun İmam Zeynel
Muhammet Bakır'dan evvel
Didene yanayım gönül
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

İmam Cafer'dir yarimiz
Musa-i Kazım şahımız
Budur şems ile mahımız
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

Ali Musa ilim hüner
Muhammet Taki el sunar
Hüseyin'im deyip yanar
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

Ali Taki, Hasan Asker
Muhammet Mehdi ser-defter
İmam-ı Seyyid-i ekber
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

Pir Sultan haber ver dosttan
Bülbül ötüyor kafesten
Hem gül ağlar, hem gülistan
Ah Hüseyin, vah Hüseyin


Pir Sultan Abdal

28 Haziran 2010 Pazartesi

Al-i Yar Semahı

Yas-ı matem günü derdim yeniler
Yarin sesi kulağımda çınılar
Sordum ki dağlara niçin iniler
Dedi çekticeğim karın elinden

Varıp bir pir ile pazar edersin
Oturup da ikrarını güdersin
Sordum garip bülbül niçin ötersin
Dedi çekticeğim harın elinden

Ser çeşmeden gelir suyun durusu
Nasibimiz verir pirin birisi
Dedim Pir Sultan’ım benzim sarısı
Dedi çekticeğim yarin elinden


Pir Sultan Abdal