Şiir, Sadece: rubailer
rubailer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rubailer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Mart 2011 Perşembe

Rubailer

I

1. Ey Feyz-resân-ı Arab u Türk ü Acem 
    Kıldun Arab'ı efsah-ı ehl-i âlem

2. İtdün füsehâ-yı Acem'i Isî-dem
    Men Türk-zebândan iltifat eyleme kem 

II

1. Ey fâ'ide-i ilmüne âlem muhtâc 
    Hâk-i kademim ehl-i hüner basma tâc

2. Her kimde ki gördi himmetün sû'-i mizâc 
    Ol sft'-i mizaca lutf ile kıldı ilâç

III

1. Ta'mîr-i bikâ' ü cem'-i mâl itdün dut 
    Her ârzû itdünse ana yetdün dut

2. Çün ömr bekâsma dutulmaz ümmid 
    Her hâl ile geldügün kimi gitdün dut

IV

1. Biz âlem-i ışk âlem-ârâlanyuz 
    Mey-hâne-i derd dürd-peymâlarıyuz

2. Gül-berg-i nedamet çemenidür âlem 
    Biz bu çemenün bülbül-i şeydâlanyuz

V

1. Kimdür ki gamunda nâle vü zar itmez 
    Derdin sana nâle ile izhâr itmez

2. Feryadına hiç kimsenün yetmezsin 
    Feryâd ki f eryâd sana kâr itmez

VI

1. Cânân ise matlûb tama' candan kes 
    Matlûb ise cân ümid canandan kes

2. Can sevmek ile müyesser olmaz cânân 
    Yâ bundan ümîd yâ tama' andan kes

VII

1. Edvâr-ı zeman dâ'ire-i hayret imiş 
    Esbâb-ı cihan mehâlik-i mihnet imiş

2. Dünyâya heves itmemek itmekden yeğ 
    Çün evveli hırs u âhiri hasret imiş

VIII

1. Mey men'ini eyleyip şi'âr ey vâ'iz 
    Dutdun reh-i ta'n-ı ışk-ı yâr ey \â'iz

2. Terk-i mey ü mahbûb ideniz cennet içün 
    Şerh eyle ki cennetde ne var ey vâ'iz

IX

1. Mecnûn oda yandı şu'le-i âh ile pâk 
    Vâmık suya batdı eşkden oldı helak

2. Ferhâd hevesle yile virdi ömrin 
    Hâk oldılar anlar menem imdi ol hâk

X

1. Efgândur işüm serv-i hırâmânun içün 
    Kandur cigerüm gonce-i handânun içün

2. Işkımda gam u gussa çeküp pîr oldum 
    Men pire terahhum it yiğit cânun içün

XI

1. Didüm lebine la'I-i Bedahşan'dur bu 
    Güldi didi ey fakir bühtandur bu

2. Bir daşa ne reng ile kılursan nisbet 
    Şirin ü şeker-feşân u handandur bu

XII

1. Ruhsâruna ayb itme nigâh itdügümi 
    Gözyaşı töküp nâle vü âh itdügümi

2. Ey pâdişeh-i hüsn terahhum çağıdur 
    Af eyle ki bilmişem günâh itdügümi

XIII

1. Gördüm seni elden ihtiyârum gitdi 
    Bahdum kadüne sabr u karârum gitdi

2. Hâk oldum ü her yana gubârum gitdi 
    El-kıssa kapunda i'tibârum gitdi


Fuzuli


RUBAİLER

I

Ey Arab'a, Türk'e ve Acem'e feyz bağışlayan (tanrı)! Arab'ı dünya halkının en güzel konuşanı yaptın. Acem (İran) fasihlerinin sözlerine İsa'nın nefesindeki tesiri verdin. Dili Türkçe olan benden yar­dımını eksik eyleme.

II

Ey ilminin faydasına âlem muhtaç olan (Muhammed)! Ayağı­nın toprağı hüner ehlinin basma taçtır. Senin himmetin kimde iyi ol­mayan bir yaratılış gördüyse o kötü yaratılışa iyilikle ilâç yaptı.

III

Ülkeler alıp bayındır hale getirdin ve mal mülk topladm farzet. Her arzu ettiğine eriştin farz et. Madem ki, ömrün kalıcı olması ümidi yok­tur. Her ne halde olursa olsun geldiğin gibi gittin farz et.

IV

Biz aşk âlemini süsleyenleriz. Dert meyhanesinin tortu içenleri­yiz. Âlem pişmanlık gülünün çimenliğidir. Biz bu çimenliğin çılgın bül­bülleriyiz.

VI

Senin gamınla feryad etmeyen, inleyerek sana derdini açmayan kim vardır? Hiç kimsenin feryadına yetişmezsin. Feryatlar olsun ki, fer­yat sana tesir etmiyor.

VI

İstediğin canan ise candan ilgini kes. Can istiyorsan, canandan
ümidini kes. Canı sevmekle canana erişilmez. Ya bundan ümidini kes,
ya onu istemekten vazgeç.

VII

Zamanın dönmesi şaşırtıcı imiş. Cihanın geçim sebepleri mihnetli ve tehlikeli imiş. Dünyaya heves etmemek, heves etmekten iyidir. Çünkü onun başı hırs, sonu hasret imiş.

VIII

Ey vaiz! Şarabı men etmeyi kendine şiar eyleyip yârın aşkını ayıp­lama yolunu tuttun. Cennet için şarabı ve sevgiliyi bırakırız. Ey vaiz! Cennette ne olduğunu bir anlat bakalım.

IX

Mecnun, ah alevi ile pak olarak ateşe yandı. Vamık, gözyaşından suya batıp yok oldu. Ferhat, hevesle ömrünü yele verdi. Onlar toprak oldular, şimdi o toprak benim,
X

İşim salınan boyun için feryat etmektir. Gonca gibi gülen ağzın için ciğerim kandır. Aşkında gam ve keder çekerek ihtiyarladım. Yiğit canın için ben ihtiyara acı.

XI

Dudağına bu Bedahşan la'lidir dedim. Güldü ve ey fakir! bu bühtandır, tath, şeker saçan ve gülen bu dudağı bir taşa nasıl benzetirsin dedi. 

XII

Yüzüne baktığımı, gözyaşı döküp inleyip ah ettiğimi ayıplama Ey güzellik padişahı! Acı, merhamet çağıdır. Ben günahımı biliyorum sen affeyle.

XIII

Seni gördüm, ihtiyarım elden gitti. Boyuna bakınca sabrım ve kararım kalmadı. Toprak oldum, tozum her tarafa yayıldı. Kısacası ka­pında itibarım kalmadı.

15 Nisan 2009 Çarşamba

Ana Dili

Hangi sözlerle ninem gönlünü açmışsa bana,
Ben o sözlerle gönül vermedeyim sevgilime.
Sözlerim ninni kadar duygulu olmak yaraşır,
Bağlıdır çünkü dilim gönlüme, gönlüm dilime.


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları

14 Nisan 2009 Salı

Yalnız O

Sardı kaatil gece dünyâyı siyah bir kefene;
Bir emel yıldızı göz kırpıyor ancak aradan.
Merdi, nâmerdi, cüzamlar gibi terk etti bizi
Bizi yalnız bırakıp gitmedi yalnız Yaradan.


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları

13 Nisan 2009 Pazartesi

Bekleyen

Her gün seni seyretmedeyim cân ü gönülden
Tellerle düşüncemde, duvaklarla düşümde..
Bir dul kadın arkamda bıraktımdı giderken;
Bir yosma gelin var, beni bekler dönüşümde.


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları

4 Nisan 2009 Cumartesi

Bir Gonca Görünce

Has bahçe olur dağbaşı bir gonca görünce
Zindan kesilir sultanı olmazsa saraylar.
Görmezlere bir manzara israfı bu, Rabbim
Beyhude güneşler doğuyor, nafile aylar.


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları

3 Nisan 2009 Cuma

Efkar

Şimdiden çöktü garib gönlüme hicran acısı:
Geçecek senden uzaklarda Boğaz'sız bir yaz
Gam değil, şâire canan bulunur her yerde;
Gam odur, her iki dünyâda bulunmaz şu Boğaz


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları

2 Nisan 2009 Perşembe

Tohumlar

Toprak altında yatan canlı tohumlar tanırız;
Nabzı sessizce atar, göğsü nefessizce solur.
Fışkırır hepsi, bahar coştu, sular çağladı mı;
İşte, kurt tohmu, koyun tohmu, o gün belli olur, olur.


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları

1 Nisan 2009 Çarşamba

Bezm-i Cem

Âlemin döndü harabatı harâb-âbâda;
O felek-zâde cihan, şimdi felâket-zededir.
Bâde yok; pîr-i mugan, mugbeçe, mutrib, yok, yok!
Cem, zamanında, bu meyhaneyi terketmededir.


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları

31 Mart 2009 Salı

Korkunç

Sesin en korkağı, sessizliğin en korkulusu,
Cüceler korkuyu devlerle beraber heceler.
İki ejder gibi tâkîbe koşar birbirini
Mahşerin mahşeri günlerle kıyamet geceler.


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları