Şiir, Sadece

12 Şubat 2010 Cuma

Durmuş'a Mektup

Durmuş bizim köyden haber sorsan
Harman kalktı, bulgurları serildi.
Onyedi yıl evvel ölen Haceli
Seksenbir yaşında geri dirildi.

Kömüş Hasan ineğini satıyor
Kasım harmanında düğün tutuyor
Cin Mehmet yatağa düştü yatıyor
Bir acayip kulakları gerildi.

Götürdüler İbiklerin Tulay'ı
Kel muhtara sövdüğünden dolayı
Kır Bekir bilmeden atmış kalayı
Çok ayıp yerinden serum verildi.

Üç it tuttu Yahya'ların Hasan'ı
Toz ediyor o geceye basanı
Bizim Yusuf değiştirmiş lisanı
Laf ederken kırım kırım kırıldı.

Mahzuni bu kadar işte Durmuş'um
Selam verip hatırını sormuşum
Gece olmuş geç farkına varmışım
Sığır geldi sıpaları derildi


Aşık Mahzuni Şerif

Doğru Ve Yalan

Bir milletin şerefini üstüme
Aldığım doğrudur, sattığım yalan!
Millet aleyhine çürük bir döşek
Bulduğum doğrudur, yattığım yalan!

Ben eski kendimim, yenisi oldum
Kinnisi olmadım kimissi oldum
İnsan gemisinin denizi oldum
Yüzdüğüm doğrudur, battığım yalan!

Kim neye taparsa karışmam ona
Haddim değil Allah görevi bana
Herkes gibi dünya denen bir hana
Geldiğim doğrudur, gittiğim yalan!

Mahzuni'yim boşa yorulmasınlar
Bizden ayrı diye kırılmasınlar
İnsan düşmanları darılmasınlar
Bulduğum doğrudur, sattığım yalan!


Aşık Mahzuni Şerif

Doğmuş Gibiyim

Ana baba hısım akran neyimiş
Sanki bir kayadan doğmuş gibiyim.
Denizler kayalar boşa büyümüş
Ben de bir damladan yağmuş gibiyim.

Bir zaman oturdum boynumu büktüm
Hayat bir hiçmiş bıktım ha bıktım
Ben kendi aklımca dünyayı yıktım
Aslında bir taşa değmiş gibiyim.

Kel başımı çok toprağa tarattım
Susuz çiftliğimde pirinç ürettim
Eminim ki neler neler yarattım
Beni yaratanla doğmuş gibiyim.

Mahzuni'yim bir anadan doğmadım
Aşkımdan gayriye boyun eğmedim
Koskocaman bir dünyaya sığmadım
Bir fındık içine sığmış gibiyim


Aşık Mahzuni Şerif