Şiir, Sadece

10 Mart 2010 Çarşamba

Katip

Kalemine kurban olduğum kâtip
Yaz şikâyet defterine yaz beni
Boynuma musallat tokunu takıp
Elet götür divanına diz beni.

Ferhat misaliyim dağlar delerim
Sevinirim derdim ile gülerim
Yaralı kuzuyum ayrı melerim
Anam öldü kabul etmez yoz beni.

Mahzuni Şerifim sarardım soldum
Derdimin içinde dermanı buldum
Artık ben zevkimden dünyadan kaldım
Ne tatlı belaya saldı dost beni.


Aşık Mahzuni Şerif

Karoğlan

Sevgili kardeşim canım Karoğlan
Bizim yüzümüze güleceksen gel.
Asık surat göbeklerden usandık
Adamca bakmayı bileceksen gel.

Bilirsin ki bizim köyün yolu yok
Hökümete ulaşacak kolu yok
Bizim derdimizin sağı solu yok
Açlığa çare bulacaksan gel.

Rey dediniz oy dediniz al verdik
Yüz yıllardır gözü bağlı yalvardık
Tarla tarla diken kırdık bel verdik
Yoksulluğa tırpan çalacaksan gel.

Hiç benzeme senden evvel gelene
Çünkü kanımız tok böyle yalana
Hiç sözüm yok milletini sevene
Yoksulluğa tırpan çalacaksan gel.

Mahzuni Hak ile beraber olur
Haksızın hakkından haklılar gelir
Millet verdiğini geri de alır
Kara bahta «ak gün» saracaksan gel


Aşık Mahzuni Şerif

Kahpe Felek

Kahpe felek ben neyine karıştım
Ağlar garip garip ikrar verenler.
Karlı dağlar gibi dumanlı başım
Bahar görünmedi gözüme benim.

Şu bizim yayladan göçmüş erenler,
Ağlar garip garip ikrar verenler.
Hanı nerde kaldı bizim yarenler
Küller ekmeğime tuzuma benim.

Der Mahzuni sam yelleri esildi
Yağmurlar yağmadı yerler küsüldü
Koyunum ağladı koçum kesildi
Canavar dadandı kuzuma benim


Aşık Mahzuni Şerif