Şiir, Sadece

29 Nisan 2013 Pazartesi

Yeraltından Çıkarılmış

Kont Villamediana’ya


Toprak ıslak gözkapaklarıyla doluyken
küle dönüşür ve katılaşır, kalburlanmış hava,
ve o kuru kemikler ve sular,
kuyular, metaller,
nihayet verirken enkaza dönmüş ölülerini,
kendime bir kulak isterim, bir göz,
yaralı ve emekleyen bir yürek,
çok zaman önce yok olup yatan
yalnız bir bedende saplanmış bir bıçakla delinmiş,
bir çift el isterim kendime, tırnağın bilgisini,
dehşetten ve ölen gelinciklerden bir ağız,
görmek isterim, nasıldır sallanmış damarlarıyla
boğuk sesli bir ağacın ayağa kalkışı
yararsız tozdan, en acı topraktan isterim,
kükürdün ve firuzenin ve kızıl dalgaların
ve suskun kömürün çevrintisi arasından,
görmek isterim bir etin kemiklerinden uyandığını
alazlarla uluyarak,
ve bir şeyi ararken garip bir kokunun geçip gittiğini,
ve toprakla körleşmiş bir görüntünün
koştuğunu iki koyu gözün ardından,
ve bir kulak, ansızın, hiddetli bir istiridye gibi,
çılgın ve sınırsız,
doğrulur gök gürültüsüne doğru,
ve temiz bir dokunuş, batmış tuzların arasında,
ansızın gelir ve okşar memeleri ve zambakları.

Ey ölülerin günü! Ey ölü başağın uzanıp
şimşekten kokusunu döndüğü mesafe,
ey bir yuva ve bir kuş ve bir yanak
ve bir kılıç sunan derin dehlizler,
her şey o karmakarışık düzensizlikte öğütüldü,
o umutsuz çürümüşlük,
her şey beslendi o kuru uçurumda
arasında o sert toprağın dişleri arasında.
Ve geri döner geriye onlar:
kendi yumuşak kuşunun tüyü,
kuşağına ay, biçimine rayiha,
ve güllerin arasında yeraltından çıkarılmış,
taşlaşmış yosunlarla dolu adam,
ve deliklerine gözleri onun.

Çıplaktır o,
elbiseleri görünmüyor tozda
ve ezilmiş zırhı düşmüş cehennemin dibine,
ve sakalı sonbaharda hava gibi büyümüş,
ve yanarak özler elmaları ısırmayı.

Dizlerinden ve omuzlarından dalgalanır
unutuşun yamaları, çözülür toprak,
kırık camdan ve alüminyumdan bölgeler,
kekre cesetten kavkılar,
demire dönüşmüş su torbaları:
ve korkunç ağızlardan gruplar
yayılmışlar ve mavi,
ve hüzünlü mercandan dallar
örer yeşil başı için bir çelengi,
ve üzünçlü ölü bitkiler
ve gecesel sınırlar kuşatır onu,
ve onda uyur daha yarı açık güvercinler
yeraltı çimentosu gözleriyle.

Tatlı kont, siste,
ey madenlerde yenilerde uyanmış,
ey yenilerde ırmaksız sulardan kurumuş,
ey yenilerde örümcekler olmaksızın!

Dakikalar gıcırdar senin filizlenen ayaklarında,
öldürülmüş cinsiyetin doğrulur,
ve kaldırırsın elini
köpüğün hâlâ yaşayan gizine doğru.


Pablo Neruda
“Yeryüzünde İkinci Konaklama”dan


Not: Kont Villamediana 1582-1622 yılları arasında yaşamış İspanyol şairidir.