Şiir, Sadece: A. Kadir Şiirleri
A. Kadir Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
A. Kadir Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Şubat 2017 Cumartesi

Esirliğim Üstüm Başım, Karnımdaki Açlık ve Yaşamak

Tenhaca bir yere çekilip
ağlamak isterim
dağlara, taşlara karşı.

Ne yalnızlığı gökyüzünün,
ne ağaçların, ne çayırların yeşilliği,
ne de merhametli türküsüyle akan dere.

Sadece esirliğim,
üstüm başım,
karnımdaki açlık.

Sadece beni götüren şey
radyo haberlerinden öteye.

Tenhaca bir yere çekilip
ağlamak isterim
dağlara, taşlara karşı.

Ya seslenirse bir çocuk,
ya derse ki:
"Ağabeyiciğim,
toprak altında kaldım,
bir tank ezmişti kemiciklerimi,
ne olur, çıkarın beni buradan.
Ben daha on dört yaşındayım."

Kolum kanadım kırılır,
bu çocuğa ne yaparım o zaman?

Dağları, taşları bırak.
Bırak öyleyse şimdi ağlamayı.
Karanlık bir yağmur halindedir
başımın üstünde ölüm.

Sadece esirliğim,
üstüm başım,
karnımdaki açlık.

Ne çok yatan insan görürüm,
ne çok yatan insan.

"Karlı bir dağ başındayız, sevgilim,
mevcudumuz tamam.
Bir yanımda Pal ve Antuvan Çavuş,
bir yanımda dostum Rişar,
ve dağılmış cıgaralar.

Burda vahşi kuşlara, böceklere alıştık,
ne akan kan,

ne can acısı.
Ne de koparılan bir şey var etimizden."

Sadece esirliğim,
üstüm başım,
karnımdaki açlık.

"Anneciğim,
ağlama, bir şey değil,
sadece vaz geçiverdik
saadetimizden."

Havada yapraklar kımıldanır.
Bulutlar yürür ufka sere serpe.
Tüylerini güneşe vermiş körpe salatalık.
Birleşti bir dal üstünde iki serçe.

Bir hikaye oldu ölüm.
Bir hikaye oldu tank.

Sadece esirliğim,
üstüm başım,
karnımdaki açlık.

Ve daha öte,
bir şafak güzelliğinde yasamak.


A. Kadir
Mutlu Olmak Varken
Kırşehir, 1945

Hatırlamak

"Bazan içimde nasıl,
biliyor musun,
bir tuhaflık duyarım.
Hani bir şey hatırlamak:
Bir çiçek,
bir pencere,
bir sıcaklık.
Ne bileyim ben
bir sürü şeyler işte.

Bizim nelerimiz yoktu ki kardeş!
Çocuklarımız, karımız, kitaplarımız.
Benim kitaplar şu yanda dururdu, şöyle.
Ne oldular dersin"
"Benimkisi kâfir,
bir turşu kurardı,
parmaklarını yersin."


A. Kadir
Mutlu Olmak Varken
İstanbul, 1943

Tebliğ

Ömrümde görmedim böyle bir gün.
Yarım dilim ekmek önümde,
düşünüyorum alevden ülkeleri.
Boğazında kalsın yedikleri
ve zehir zıkkım olsun,
bu anda düşünmeyen varsa eğer!

Sen benim,
memleketimin şarkılarında bile varsın,
sen o korkunç,
sen o uykusuz geceler altında bir kerre olsun
umudunu kaybetmeyen şehir!
Ben de bilirim, umuttur bu,
bağlanamaz kıskıvrak dört bir yanından.
Bir umuttur ki;
daha haşin,
daha merhametsiz,
tank ordusundan düşmanın!
Bir umuttur ki;
sokaklarında sırtüstü yatan
henüz buluğa ermemiş yaralı çocukların
mavi gözlerinde okunur,
ve sonuncu kalede,
mazgallardan bakanların yumruklarında!

O insanlar bitmedi mantar gibi yerden.
Anaları doğurmuştu onları bir zamanlar,
tıpkı dalda bir çiçek açar gibi.

Ve şimdi, kimi kurtuldu ölümden,
kimi yapıştı toprağa yüzükoyun.
step kokan elleriyle.
Kimi de verdi kendini dalgalara,
bir kuş kadar rahat,
erkekçesine ve hazin.
Püfür püfür esen
en yumuşak rüzgârlarına bile
düşman oldum Karadeniz’in!

Ve sen, güzel şehir,
sen artık hiçbir şarkıya sığmazsın.
Seni yarın, ilk defa bir şafak vakti
mükellef bir sofraya oturan
bütün dünya insanlarının
bulutsuz ve taze yürekleri,
bir türkü gibi değil
bir sevgi gibi değil,
fakat bir ağlamak ihtiyacı gibi duyacaktır,
giderilmez bir ağlamak ihtiyacı gibi!


A. Kadir
Mutlu Olmak Varken
İstanbul, 1943

13 Ağustos 2016 Cumartesi

Nazım'ı Gördüm Çocuklar

Nazım'ı gördüm, çocuklar,
Nazım'ı gördüm, harç karıyordu,
Nazım, kan ter içinde.
Nazım'ı gördüm, çocuklar,
yükselen yapıya tırmanıyordu,
Nazım, elinde mala.

Nazım'ı gördüm, çocuklar,
Nazım'ı gördüm fabrika kapısında,
Nazım nöbet tutuyordu.
Nazım'ı gördüm vapura binerken,
iskeleye yanaşırken Nazım'ı,
Nazım, bir kulaç köpük.

Nazım'ı gördüm, çocuklar,
elinde bir demet menekşe,
bir evin kapısını çalıyordu.
Nazım'ı gördüm, çocuklar,
aydınlık bir deniz gibi Nazım'ın
gözlerinin içi gülüyordu.

Nazım'ı gördüm, çocuklar,
yol ortasında kalakalmıştı,
Nazım'ı gördüm, bakıyordu
kıpkızıl akan kana,
Nazım'ı gördüm, çocuklar,
kederden ufalmıştı.

Nazım'ı gördüm, çocuklar,
koşuyor ve bağırıyordu;
insanlar, insanlar, insanlar!
Nazım'ın elleri açılmış çiçek.
Durun, kardeşler, durun, kardeşler,
Nazım bir iki laf edecek.

Nazım'ı gördüm, harç karıyordu.
Nazım'ı gördüm, kan ter içinde.
Nazım'ı gördüm vapura binerken ,
iskeleye yanaşırken Nazım'ı.
Nazım'ı gördüm, elinde menekşe.
Nazım'ı elleri açılmış çiçek.

Nazım'ı gördüm, çocuklar,
Nazım'ı gördüm, Nazım'ı,
Nazım'ı gördüm, koşuyordu
çocuklarla yanyana,
Nazım, güneşe doğru,
dünyayı kucaklayarak.


A. Kadir
Sanat Emeği
Haziran, 1978, sayı 4