Şiir, Sadece: Ahmet Necdet
Ahmet Necdet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ahmet Necdet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Aralık 2018 Pazartesi

Ahmet Necdet

Ahmet Necdet Sözer doğumu 1933, İnegöl, ölümü 5 Mayıs 2010.Şair ve Coğrafya Profesörü. İnegöl'de doğdu. Çapa Yüksek Öğretmen Okulu ve İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümü'nü bitirdi.  Çeşitli Anadolu şehirlerinde öğretmenlik yaptı. 1974-1997 yılları arasında Atatürk Üniversitesi, Muğla İşletmecilik Yüksek Okulu, Ege Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi'nde beşeri-iktisadi coğrafya profesörü olarak çalıştı. Ege Üniversitesi'nde beşeri ve iktisadi coğrafya profesörlüğünden emekli oldu. Kendi şiir kitaplarının yanı sıra yayınladığı çeviri-şiir yapıtları ve kapsamlı şiir antolojileriyle tanındı.

Başlangıçta alışılagelmiş biçimler ve söyleyişlerle romantik ögelerin ağır bastığı şiiri Atila İlhan - Cemal Süreya etkileriyle modem şiirin yörüngesine girdi. Son zamanlarda özellikle gazel türünde özgün, başarılı örnekler vermektedir.


Şiir kitapları:

  • Uzuneşek (1977)
  • Ne Çok Enkaz (1988)
  • Sana Bunca Yangından (1991)
  • İnegöl Hey İnegöl (1992)
  • Gün Yüzleri (1992, Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü - 1994)
  • Kün (1994)
  • Ay Kasidesi (1995)
  • Zümrüt Longa (1998)
  • Aşk Ey (2001, Yunus Nadi Şiir Ödülü - 2002)
  • Haiku Kuşu (2004)



Çeviri şiir alanında yapıtları:
Çağdaş Fransız Şiiri, Bademlerden Say Beni (P. Celan) Dünya Gülü (Apollinaire) , Mutlu Aşk Yoktur (Aragon) . Son üç yapıt G. Durusoy ile ortak ürünleridir.

Kanşaubiy Miziev ile birlikte Puşkin´den dilimize çevirdiği Yevgeniy Onegin adlı şiir-roman, Dünya-Kitap dergisi tarafından 2003 yılının "En İyi Çeviri Kitabı" ödülüne lâyık görüldü.

13 Şubat 2018 Salı

Zümrüt Longa

Kedinin gözü henüz açıktı
Sabaha karşı fırtına çıktı

Yazlıkçılar uykudan uyansın diye
Yağmur gürültüyle indi siteye

Bozcaada üç beş kulaç ötesi
Taş plakta Hafız Burhan'ın sesi:

     Tennenni tenni Tenes
     Tenni tene Tenedos

Sardalya zamanıydı herkes şaştı
İskele'ye bir tekne kolyoz yanaştı

Önümde 70'lik rakı şişesi
Ardımda yüzyıllık palamut meşesi

Sarhoştum yağmura doğru koştum
İda'dan inmiştim Ege'ye düştüm

     Tennenni tenni Tenes
     Tenni tene Tenedos

Güngörmüş hatmiler gizemli güller
Yağmurlu günle sevişen Zümrütgiller

Sardalya zamanıydı yaz'ı savurduk
Somay'ımla olmadık düşler kurduk

Derken akşam oldu dindi fırtına
Ay bir yana Bozcaada bir yana

     Tennenni tenni Tenes
     Tenni tene Tenedos


Ahmet Necdet
Zümrüt Longa

Biz İki Gülüyüz Hiçin

Paul Celan'ı anarak


yalnızlığa düştük mü gümüş rengi bir zaman
çığlık çığlığa geçer o suskun aynalardan

karanlık gecede söz bir kirpik gibi ışır
bakışır can kuşları hep'le hiç arasından

bana bakarsın sen de/kör bir bakış kadar kör
saatleri sayarak/gözünü hiç kırpmadan

düşün: paris göğünü/kül'ü/ve unutuş'u
yürekler satın aldık orda çiçekçi kızdan

biz ki gülüyüz. hiç'in/açarız sana doğru
hiçkimse'nin şiirle yoğurduğu çamurdan


Ahmet Necdet
Sana Bunca Yangından

Ne Çok Enkaz

sizi bir yerlerden tanır gibiyim
galiba bodrum'daydı geçen yaz
t-shirt'leriniz vardı turkuvaz
pabuçlar "all star american"
ne tutucuydunuz ne de bağnaz
sabah kahvaltısında beethoven chopin
akşamları hacı arif incesaz
     ne çok enkaz.

sizi bir yerlerden tanır gibiyim
sanırım bodrum'daydı geçen yaz
güngörmüş saçlarınız vardı beyaz
bakışlarınız alaya ve delişmen
mavi yolculuklarda yıldız-poyraz
balık yemekten ve çok sevişmekten
gut'a yakalanmıştınız biraz
     ne çok enkaz.

sizi bir yerlerden tanır gibiyim
her halde bodrum'daydı geçen yaz
daracık sokaklarınız vardı çıkmaz
viskiyi çok sever az içerdiniz
gün boyu meyhane cafe-bar caz
"yine de en büyük rakı" derdiniz
iki cami arasında beynamaz
     ne çok enkaz.

sizi bir yerlerden tanır gibiyim
elbette bodrum'daydı geçen yaz
sözcükleriniz vardı ince mecaz
aşklarınızı şiirle yıkardınız
bir yığın kadın huysuz utanmaz
her biriyle ayrı yatardınız
bin türlü işve bin türlü naz
     ne çok enkaz.

sizi bir yerlerden tanır gibiyim
mutlaka bodrum'daydı geçen yaz
dostlarınız vardı köylü ve kurnaz
bireysel konularda acımasız
ülke sorunlarında vurdumduymaz
batı'lı düşünür doğu'lu yaşardınız
azıcık hicazkar her dem şehnaz
   ne çok enkaz.


Ahmet Necdet
Ne Çok Enkaz

31 Mayıs 2014 Cumartesi

Seni Sevmek

seni sevmek seni tükenmek mi
biraz kırılıp dökülmek mi
yoksa gökyüzünün bittiği yerde
hep seninle beslenen o sensiz saatlerde
yangın yerine dönmek mi biraz

bilirsin aşka benzer yıkıntıdır bu
güneşi düşman sayıp geceyle unutulan
gün ışıdı mı karanlıkta tutulan
yıkıntısız bir aşkı yaşamanın umudu

intihar gibi bir şey
bir ben’de yanmak için
belki de bir cinayet
kanda uyanmak için
bir kere bin kere milyon kere

seni sen de bilirsin
ama ne önemi var
asıl önemli olan
sonuna kadar
dağların yürüyüşüdür denizlere


Ahmet Necdet