Şiir, Sadece: Metin Altıok
Metin Altıok etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Metin Altıok etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Haziran 2014 Perşembe

Sarıl Bana

Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlıyayım derken,
Var olan aşınıyor azar azar zamanla.

Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.

Anılarım kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.

Sevgiden caydığım yerde darıl bana.


Metin Altıok

11 Haziran 2014 Çarşamba

Günlerden Öyle Bir Gün

Günlerden öyle bir gündü;
Üstüne tarih düştüğüm.
Gözümün önüne geldi birden
Balkıyan güzel yüzün.

Ve yüreğim yandı söndü,
Ter bastı avuçlarımı.
Bir işlek kovan uğultusu
Kapladı kulaklarımı.

Uzandım usulca cigarama;
Yavan ömrüme katık.
Ben o gün öldüm gülüm,
Bir daha ölmem artık


Metin Altıok

31 Aralık 2011 Cumartesi

Metin Altıok

Metin Altıok

Metin Altıok doğumu 14 Mart 1940, Bergama; ölümü 9 Temmuz 1993, Ankara. Türk şair ve yazar.

14 Mart 1941’de İzmir Bergama’da dünyaya gelen Metin Altıok, Melahat Moral ve Süleyman Altıok’un ilk çocuğudur. Daha sonra Meral adında bir kız kardeşi olan Altıok’un çocukluğu İzmir Karşıyaka’da geçer. Metin Altıok sırasıyla Karşıyaka Lisesi ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünü bitirdi. Bingöl Lisesi'nde Felsefe Grubu Öğretmenliği ve daha sonra sürgün olduğu Bingöl'ün Genç ilçesinde, ayrıca Karaman Lisesi'nde felsefe öğretmenliği yaptı. Türkiye İşçi Partisi üyesiydi. Sivas katliamından (2 Temmuz) ağır yaralı olarak kurtuldu ancak komadan çıkamayarak 9 Temmuz 1993'te Ankara'da vefat etti. Onno Tunç'un bestelediği 'Kavaklar' adlı eseri Sezen Aksu tarafından yorumlanmıştır. Aksu bu eseri vefatından sonra Metin Altıok'a adamıştır.

Çağdaş Türk şiirinde daha çok lirik, duyarlı, melankolik yönü ağır basan şiirleriyle ön plana çıkmış olan Metin Altıok, resim ile başladığı sanat hayatını otuzlu yaşlardan sonra yayımlamaya başladığı şiirleriyle de genişletmiş, yaratıcı ve çok yönlü bir şairdir. Şiirleri 70'li yıllarda yayımlanmasına karşın Metin Altıok, şiirlerinin kaynakları bakımından 60'lı yılların geç ürün veren (ya da geç yayınlanan) şairlerinden biri olarak nitelendirilebilir.

Gezginde Servet-i Fünun'dan, Ahmet Haşim'den, Ahmet Muhip Dıranas'dan, İkinci Yeni'ye, ve 60'lı yıllar şiirinin bazı ortak söyleyişlerine kadar çeşitli etkilenmeler bulunmaktadır. Bu kuşağın en romantik, duygucu şairleri arasında olan sanatçının dili yalındır. Benzetme yapmayı, anlaşılması güç olmayan simgeler kullanmayı sevdi. Bu kitabında halk şiiri biçimlerinden de yararlandı.

Yerleşik Yabancı'da tüm şiirleri tek bir şiirmiş izlenimi uyandırmakta, söyleyişte ve konularda benzerlikler bulunmaktadır. Buna karşın, Kendinin Avcısında kendine özgü bir ses, romantik, acılı ve yalın bir söyleyiş gözlenir. Simge, alegori ve mecazlardan ölçülü bir tutumla yararlandığı bu şiirleriyle Türk şiirinin lirik geleneklerine bağlanmaktadır.

Sivas katliamında vakitsiz ve talihsiz ölümü şiirimiz için gerçek bir kayıptır.


Eserleri

  • Yerleşik yabancı (1978)
  • Kendinin avcısı (1979, Ahmet Telli ile 1980 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü)
  • Küçük tragedyalar (1981)
  • İpek ve klabtan (1987)
  • Gerçeğin öte yakası (1990, Cemal Süreya şiir ödülü)
  • Dörtlükler ve desenler (1990)
  • Süveyda (1991)
  • Alaturka şiirler (1992)
  • Şiirin ilk atlası (1992)
  • Hesap işi şiirler (1993)
  • Bir acıya kiracı (1998-Bütün Şiirleri)

11 Temmuz 2011 Pazartesi

XI

İster sevgili, ister dost olsun,
Ayrılmak saati gelip çattı mı, sakın gizleme;
Sen omuzdan kesilmiş bir çaresiz kolsun.
Eskiye de boş ver onu da eşeleme;
Ne iyiydik'ler, yine görüşürüz'ler
Dikenli tel gibi takılmasın boğazına
Biliyorsun bu sözler inandırıcı değiller.
Çoğaltmadan katlan acının en azına;
Bekleme aracın kalkmasını, ayrılıklar götürü
Karış telaşlı bir kalabalığın içine,
Yürü ardına bakmadan, durmadan yürü;
Yeni aşkların, yeni dostlukların geleceğine.
          Alıştır kendini her şey biter ve gömülür;
          "Ve nice yazlardan sonra kuğu da ölür."


Metin Altıok
Soneler

Misilleme

Cemal Süreya'ya Beş Şiir


Sen ki şiirin kilit diliydin
İmgeyle gerçek arasında
Gidip gelen pericik
Sen Cemal Süreya
Benzersiz ve depreşik
"Bir misillemeydin" dünyaya.

Şimdi sen öldün ya
Sanki eksilmiş gibi
Her şey yarı yarıya
Kuşkuyla bakıyor herkes
Çevresindeki eşyaya
Görünmeyen bir yan arıyor.

Sen ağıtını kendi yakan
Mazlumun süren kökü
Bak ürperiyor durgun sular
Ve doğuda bir yerde
Derin bir meşelikten
Avaz avaz geçiyor rüzgar.

Şimdi sen öldün ya
Yumuşacık bir çizgi
Ediniyor avuçlarına
Yeni doğan çocuklar
Artık sevda yazgılarını
O çizgiden okuyacaklar.

Bilmiyorum bir turnadan
Acaba kaç şiir çıkar
Ama senin şiirinden
Kalkan turnalar
Mutlaka bir halkın
Solgun tarihine konarlar.


Metin Altıok
Süveyda

Geriye Kalan

Bir anahtar verdindi bana,
Kabaran yüreğimi bilerek.
Kullanıp durdum onu gönlümce,
Aşkıma kenar süsü diyerek;
Aşındırdım dişlerini zamanla.

Geriye ben kaldım işte.

Yalan olur sevmedim dersem;
Ama yolcu yolunda gerek.
Ey ömrümün uğuldayan durağı;
Yanlış bir hesaptan dönerek,
Benli günlerini sil istersen.

Geriye sen kaldın işte.


Metin Altıok
Süveyda

Yıkıcılar Geldiler

Ve evin yüzü burkuldu
Bir kıpırtı vardı şakaklarında.
Yıkıcılar geldiler, çatıdan başladılar.
Kiremitleri topladılar birer birer.
Tahtaları söktüler, kanırtıp çivileri
Ellerinde keserler.

Anımsar mısın denize karşı oturmuştuk.
İkimiz de arkamızı dönmek istememiştik kıyıya.
Susmuştuk uzun bir hesaplaşmayla.
İki sevgili vardı yan masada;
Umurlarında bile değildi deniz,
Alınları birbirine değecekti az daha.

Yıkıcılar geldiler,
Çıkardılar kapı ve pencerelerin pervazlarını.
Kör gözleri ve açılmış ağzıyla
Kaldı temelleri üstünde umarsız ev
Sıra balyozlardaydı artık,
Çelik iskeletini evin ortaya çıkarmak için.

Benim göğüs kafesimde bir iskete,
İskeletimin bekçisi, içten bağlı kemiklerime
Sıçrayıp duruyordu ordan oraya,
Duyuyordum kıpırtısını içimde.
Bir bulut geçiyordu senin gözlerinden,
Oturuyorduk; ben kızgın çölüm, sen yıldızsız göğünle.

Yıkıcılar geldiler;
Düştü gürültüsüyle yüzü köhne evin,
Göründü bazı odaları ve iç duvarları
Ayrı renklere boyanmış sofası, isli mutfağı.
Bir kesit kalmıştı geriye şimdi o evden
Eski bir yaşantıyı simgeleyen

Çıkıp yürümüştük kıyı boyu
Benim sıvası dökük yüzüm, senin çocuk gözlerinle.
Oysa sen yürümeyi sevmezsin.
Nasıl da değişmişti görüntüsü
Yıllardır görmediğimiz kentin!
Yürümüştük anısıyla eski cumbalı evlerin.

Yıkıcılar geldiler, yıktılar bütün duvarları.
Yalnız temel kaldı geriye ve birkaç tuğla kırığı.
İş araçlarında artık,
Bir canavar ağzıyla deşmek için toprağı.
Ve temizleyecekler kazılan yerlerde
Bizden kalan balçığı.


Metin Altıok
Kendinin Avcısı