Şiir, Sadece

30 Ekim 2015 Cuma

Kurtuluş

Dugald için


Nihayet varılmış
son bir aşk,
kırpmalı kanatlarımızı,
yasaklamalı yeniden uçmayı.

Fakat ben, şimdi
darmadağınığım, kafam karışık
havalanıyorum
hızlanıyorum ışığa doğru.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

Bir Georgia Şarkısı

İçimiz doluyor Güney şehirlerinin rayihasıyla,
Geberesiye haşlanmış tuzlu domuz,
Manolyaların tatlı akşam keskinliği
Ve taze terin o müthiş yeşil kokusu.
Güneyin tarlalarında,
Uzaktan uzağa dans eden
Koşturan ayak seslerinin,
Acı şarkıların
Valslerin, çığlıkların ve
Salon danslarının akıcı tınıları
Dalga dalga süzülüyor
Bereketli Georgia topraklarında.

Bana bir ninni söyle, Savannah.

Saatler geçmek bilmiyor Tara’nın evinde ve
Toza batmış zambaklardan süzlüyor
Dayanılmaz bir hüzün.

O güzel günlerimizi unutma, Susannah.

Ah, kan kırmızısı toprak,
Hala ıslak asırlık
Günahlar yüzünden ve Abenaa
Melez türküleri söylüyor
Macon’a.
Biz, kış akşamları ve
Benzi solmuş ay
Ve çoban ateşlerinin çıtırtılarıyla
Öylece kalırız büyülenmiş nice
Zamandır.

Bizim için ağla, Augusta.

Bizi sarsıp kendimize getirecek
Bir rüzgar lazım bize, ihanete uğramış
Aşkın kalbimizi birdenbire
Susturması gibi.
Kaybolmuş dokunuşları,
Gözümüzün önündeki aşkın
Ne dudakları güzel öpüşler vaat ediyor
Ne de olup biteni görebiliyor
Melezlerin gözleri.

Bize yeni düşler için cesaret ver, Columbus.

Dipdiri yeni bir ay,
Bir kış gecesi ve dingin,
Endişesiz, öylece
Akıp giden
Huzur
Tek ihtiyacımız.

Ey Atlanta ey esrarlı ve
Yitik şehir.

Yeni bir şarkı söyle bizim için. Güneydeki
Huzurun şarkısını.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

29 Ekim 2015 Perşembe

İyi Bir Kadının Acısı

Acı bir türküdür belki sürdüğün hayat
Ya da gecelerini bir başına
Geçirmendir yatakta.
Ama benim bildiğim kadarıyla
O zalim türküler,
İz sürerler kaplan misali
Kemiklerini kırarlar adamın,

Darağacında sarkarlar
İp gibi bazen,
Belki lanet ederim
Tüm soyuma ben,

Acı yapışır diline
Durmadan yakar,
Bir aşk ilahisi
Söylenmeden susar,

Kuzeye yönelir nehirler
Ama biter Güney’de,
Cenaze nağmesi gibidir
Hem de dönerken eve.

Bilmeceler türküdür
Can yakar hep türküler
Bu kadardır bildiğim
Türküler bitmez sürer.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

New York’ta Uyanmak

Perdeler direniyor
rüzgara,
çocuklar uykularında
meleklerle değiş tokuş
ediyor düşlerini. Tüm şehir
sürüklüyor kendini metro
istasyonlarında ve
ben bir tehlike işaretine, bir
savaş söylentisine uyanıyorum,
upuzun uzanıyorum şafağa kadar,
ne halimi soran var ne de merak edenim.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

Ayağa Kalkıyorum

Beni tarihe kaydedebilirsiniz
Acı sözlerinizle, yalanlarınızla,
Beni yerin dibine, çirkefe batırabilirsiniz
Ama uçuşan toz gibi
Ben yine ayağa kalkacağım.

Hırçın özgüvenim üzüyor mu sizi?
Hangi sıkıntıyla kaçıyor rahatınız?
Biliyorum, çünkü oturma odamda keşfettiğim
Petrolü çıkarır gibi yürüyorum.

Aylar gibi ve güneşler
Mutlaklığı gibi medcezirin
Göğeren umutlar gibi
Ben yine ayağa kalkacağım.

Mahvolduğumu görmek mi istemiştiniz?
Boynum eğik ve gözlerim yerde?
İç burkan feryatların dermansız bıraktığı
Gözyaşları gibi düşen omuzlarımla?

Böyle gururlu duruşum incitiyor mu sizi?
Neden kederleniyorsunuz bu kadar?
Biliyorum, çünkü arka bahçemdeki altın madenini
Kazıyormuş gibi gülüyorum.

Beni sözlerinizle vurabilirsiniz,
Gözlerinizle yaralayabilirsiniz beni,
Nefretinizle beni öldürebilirsiniz
Ama hava gibi, su gibi
Ben yine ayağa kalkacağım.

Cazibem dert mi oluyor içinize?
Baldırlarımın birleştiği yerde
Elmaslar varmış gibi dans etmem mi
Şaşırtıyor sizi?

Kulübesinden çıkarak utanan tarihin
Ayağa kalkıyorum
Acıda kök salmış bir geçmişten gelerek
Ayağa kalkıyorum
Yükselen ve uçsuz bucaksız bir kara ummanım ben
Kaynayıp kabarıyorum, dayanıyorum cezirde medde

Korku ve dehşet gecelerini bırakarak geride
Ayağa kalkıyorum
Harikulade aydınlıktaki şafaklara doğru
Ayağa kalkıyorum
Beraberimde atalarımdan yadigar armağanlar
Umudu ve hayaliyim ben kölelerin.
Ayağa kalkıyorum
Ayağa kalkıyorum
Ayağa kalkıyorum.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

28 Ekim 2015 Çarşamba

Kardeş

Bailey için


Kandan kızıl halkalarla ve yalnızlıktan
Sımsıkı sarılmıştık birbirimize ilk kar
Düşmeden önce, bırakmadan önce
Çamurlu ırmaklar bulutlarını bakir
Ormanların üstüne, kara veya mavi
Derili insanoğlu çırçıplak koşmadan
Önce sıcacık kucağına
Belkıs’ın, Havva’nın, Lilith’in.
Ben kızkardeşindim senin.

Birbirine benzemeyenleri kardeş
Kalıbına sokmaya zorladın beni
Hiç borçlanmadıkları, asla
Ödeyemeyecekleri bedelleri dayatarak.

Ölümüne savaştın, yok oluşta gizli
Yeniden doğuşun tohumlarını
Düşünerek. Haklısın belki.

Hatırlayacağım güneyin ormanlarında
Sessiz yürüyüşlerimizi
Alçak sesle uzun
Konuşmalarımızı, büyüklerin
Çokça meraklı kulaklarında sakınarak.

Haklısın belki.
Dehşetin ve kanlı çığlıkların
Toprağından ağır ağır dönüşün
Hızlandırıyor kalbimin atışını.

Yeniden duyuyorum çocuk
Kahkahalarını ve uçuşuyor
Ateşböcekleri, usulca parlıyorlar
Alacakaranlığında Arkansas’ın.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

Gezgin

Sapa yollar ve mazi
Ve bir başına geçen uzun geceler
Gün ışığı ve dalgaları denizin
Ve yıldız ve taş

Yapayalnız ve arkadaşsız
Sığınacak evim bile yok
İşte işkencem benim
Bir başına uzun gecelerim benim


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

Kadın İşi

Çocuklarım var bakılacak
Elbiseler yamalanacak
Yerleri paspaslamalıyım
Sonra çarşıya çıkmalıyım
Kızartmam lazım tavukları
Değiştirmeliyim bebeğin altını
Elime bakan boğazları doyuracağım
Bahçede otları yolacağım
Elbette gömlekler ütülenecek
Yavrulara üst baş giydirilecek
Kamışların hasat zamanı geldi
Temizlemem de gerekli kulübemi
Daha gidip bakacağım hastalara
Pamukları toplayacağım ondan sonra.

Üstüme doğ gün ışığı
Yağ yağmur üstüme
Sakince gel çiy damlası
Alnımı serinlet yine.

Kasırga, al beni buradan
Deli rüzgarlarınla senin
Bırak süzüleyim göklerde
Ve tazeleyeyim kendimi yine.

Sakince dökül kar tanesi
Beyaz, soğuk öpücüklerinle
Ört üzerimi ve bırak
Biraz dinleneyim bu gece.

Ey gün, yağmur, bel vermiş gökler
Dağ, deniz, yaprak ey taş
Ey yıldız ışıltısı, ay parıltısı…
Sizden başka kimim var benim.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

27 Ekim 2015 Salı

Şarkıcı Söylemeyecek Şarkısını

A.L. için


Bütün hayır duaları edildi. Vaat edilmedi,
cinsiyetsizliklerinin ardında
bayağı yalanlarla kanat çırpan
el değmemiş meleklerin bize geleceği. Borazanlar
yüceltmiyor uydurulmuş söylentilerin
kehanetlerini.
Uyumlu sesler yine de
taşlaşmış hançeresinde kalakaldı onun. Keşfedilmemiş
notalar bekliyor suskun dilinde.

Dolgun dudakları
Somurtuyor. Mor gece kuşları
dinlenmek için sokulmuş yanına.
Ağzı mühürlenmiş, sessiz.
Tınılar uzanamıyor bu
kızıla çalan duvarların ardına.
Şarkıcı çok geç, yapayalnız
geldi buraya.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

Yeşil Kart Annesinin Şarkısı

Kolları kocaman üçgenler çiziyor,
Sıkılı duruyor tombul elleri kat kat kalçalarının üstünde
Fasulyeye talim etmekten ve şişkoluktan
Yıllardır işe yaramaz olmuş kemikleri
Gerdanı titriyor, başa kakıla kakıla
Kabak tadı vermiş
Suçlamalardan. Çocukları oyuncak nedir görmemiş
Karanlık eşiklerde, çatı aralarında
Koşturup durmak oyun diye bildikleri,
Başkasının malına hınzırca el uzatmak
Yapıp ettikleri.

Bedenini satamayacak kadar şişman,
Bir işte tutunamayacak kadar öfkeli,
Rüyalarında şans işareti arıyor
Yürüyor çıplak elleriyle
Memurların inlerine
Payına düşen için.
“Sadaka değil bu.
Hakkımı alıyorum.”


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

Yaşam Dersi

İşte ölüyorum bir kez daha.
Çatlıyor damarlarım, uyuyan çocukların
Minicik avuçları gibi
Açılıyor.
Eski mezarların anıları,
Etin çürüyüşü, kurtlanan beden
Alıkoyamıyor beni
Meydan okumaktan. Geçen yıllar
Ve kaçınılmaz bozgunlar
Yaşıyor derin çizgilerinde
Yüzümün.
Gözlerimin ferini alıyorlar, ben
Ölüyorum bir kez daha.
Yaşamayı bu denli sevdiğim için.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

26 Ekim 2015 Pazartesi

Canki Dansı

Omuzlar çökmüş
Ağır yükü altında aşırı dozun.
Eroin tüketmiş her yerini
Sürükleniyor kollar.

O bildik sihri yitip gitmiş,
Erimiş dizkapakları.
Ne eğilebiliyor
Ne de dönebiliyor geriye.

Çürümüş diş etlerinde sallanıyor dişler.
Feri sönmüş, pörtlemiş gözleri
Yüzüyor irin içinde.

Kafa gitmiş,
Silinmiş o eski güzel hedeflerin haritası,
Kölelik yıllarından önceki istikamet
Kaybolmuş iğne izlerinin altında.

Eve giden yollarda
Darmadağın olmuş hayaller,
Gafil korkular
Sarıp kuşatmış onu.
Göğsüne karabasan gibi çöküyor intikam duygusu
Tatlı bir ölüm macerasıdır içindeki.

Daha ne kadar
Dans eder bu canki?


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

Sadece Bir Zaman

Dudaklarında o kaygısız tebessümle
Nasıl da yürürdün
Ne çok severdim söylediklerini dinlemeyi
Ve sevmiştim
Sen yapan ne varsa seni.

Sen benim ilk aşkımdın
Tazeydin baharda şafaklar gibi
Hayalini kurduğum
Her şeydin belki
Dudağına şarkılar getirirdin.

Anılardan söz etmeyi sevmiyorum
Bana göre değil eskiye bağlanıp kalmak
Gözyaşı dökmem
Geçip giden yıllar içen
Ama sorarsan kalbimden geçeni
En değerli mücevherimdin sen benim
Ne çok severdim seni parıldarken görmeyi
Ah ne eşsiz bir kızdın sen.
Ve benimdin, bana aittin.
Bir zaman.
Bir zaman.
Sadece bir zaman.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

Red

Ey sevilen,
Başka hangi hayatlarda hangi diyarlarda
Görmüş olabilirim
Dudaklarını
Ellerini
O cesur, küstah
Kahkahanı.
Taparcasına seviyorum
Tatlı sınır tanımazlığını.
Tekrar karşılaşacağımız
Kesin mi sanki
Başka dünyaların takvimsiz
Geleceğinde.
Meydan okuyorum bedenimdeki telaşa.
Bana bir daha
Buluşacağımızı vaat etmezsen
Tenezzül etmeyeceğim
Ölmeye de.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

24 Ekim 2015 Cumartesi

Erkekler

Gençliğimde, izlerdim
Perdelerin ardından
Sokakta erkeklerin
Bir aşağı bir yukarı
Yürüyüşünü. Ayyaş erkekleri, ihtiyar erkekleri.
Sustalı bıçak gibi delikanlıları.
Görürdüm onları. Erkekler
Hep bir yerlere giderler.
Bilirlerdi orada olduğumu. On beş
Yaşındaydım ve çıldırıyordum onlar için.
Penceremenin altında dururlardı,
Omuzları bir genç kızın memeleri
Gibi dikti.
Ceketleri bellerine, kalçalarına vururdu.
Erkekler.

Zamanı gelince sizi avuçlarına
Alırlar, nazikçe, dünyanın
Görüp göreceği son ve kırılgan
Bir deniz kabuğuymuşsunuz gibi
Sonra sıkıştırırlar. Birazcık ama. İlk
Kavrayışları ne de güzeldir. Çarçabuk
Bir kucaklama. Yumuşak bir dokunuş
Savunmasızlığınıza. Sonra
Biraz daha. Ve acı başlar. Korkuya dokunan
Bir tebessüm kopar içinizden. Nefes
Alamaz olunca
Zihniniz infilak eder, kuvvetle patlar, aniden,
Bir kibrit çöpü gibi. Paramparça.
Özsuyunuz,
Erkeklerin bacaklarından süzülür. Ayakkabıları lekelenir.
Hayat normale dönünce yeniden ve yerli yerine
Oturmaya başlarken yaşamaktan
Aldığınız tat,
Bedeniniz çarpar kapılarını. Sonsuza dek.
İşe yaramaz olur anahtarlar.

Sonra zihninizde boylu boyunca
Açılır pencereler. Orada, dalgalanan
Perdelerin ardında, erkekler yürür.
Akıllarında bir şeyler.
Bir yerlere giderler.
Ama bu defa, sadece
Durup izlersiniz.

Belki.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

Harika Kadın

Sırrımı merak eder güzel kadınlar.
Ne pek şirinim ne de manken gibi ölçülerim var
Anlatmaya başlayınca da
Yalan söylediğimi sanırlar.
Derim ki sırrım,
Uzanabildiği yerdedir kollarımın
Kalçalarımın genişliğinde
Adımlarımın uzunluğunda
Dudaklarımın kıvrımında.
Bir kadınım ben
Harikayım
Harika kadın.
O benim işte.

Bir yere girerim
Olabildiğince kendimden emin
Ve erkekler
Donup kalırlar
Ya da diz çökerler önümde.
Kovan dolusu bal arısı
Dönenip durur çevremde.
Derim ki sırrım,
Gözlerimdeki alazda
Parıltısında dişlerimin
Belimin kıvrımında
Ve neşesinde yürümemin.
Bir kadınım ben
Harikayım
Harika kadın.
O benim işte.

Erkekler anlamak ister
Ne bulduklarını bende
Nasıl da çabalayıp dururlar
Ama dokunamazlar
Bende saklı gizeme.
Göstermek istediğim zaman bile
Göremiyoruz derler yine de.
Derim ki sırrım,
Sırtımın kavsinde
Güneşinde gülüşümün
Göğüslerimin salınışında
Soyluluğunda duruşumun.
Bir kadınım ben
Harikayım
Harika kadın.
O benim işte.

Anlıyorsunuz şimdi
Neden eğilmez başım.
Bağırıp çağırmam, tepinip durmam
Yüksek sesle de konuşmam.
Yanınızdan geçip gitsem bile
Gurur duymalısınız bundan.
Derim ki sırrım,
Topuklarımın tıkırtısında
Saçlarımın büklümünde
Ayalarında ellerimin
Özenime ihtiyaç duyuşunuzda
Çünkü bir kadınım ben
Harikayım
Harika kadın.
O benim işte.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

Hatırlayış

Paul için


Ellerin hafifçe dokunuyor
şaçlarımdaki
arı kovanına, tebessümün
yanaklarımın
kıvrımında. Bundandır ki, üzerime
geliyorsun, coşup taşmaya
hazır istekle, o bilinmezlikler
kirletiyor zihnimi.

Kendini ve o sihri
geri çektiğinde sen,
göğüslerimin arasında
hüküm sürerken sadece aşkın kokusu,
o zaman işte, sadece o zaman,
varlığını doyumsuzca
içime çekiyorum.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

23 Ekim 2015 Cuma

Taşralı Çapkın

İç oynatan bir blues çalıyor
Çelik burunlu pabuçlar kıpırdanıyor
Kıvrılmış pantolonun paçası
Başlasın cumartesi gecesi dansı
Gidip kızılcık sodası içecek
Bulduğu ilk kızla dans edecek


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

Kadim Denizlerde Ölü Çocuklar

Tanrım,
senin yolunu gözlüyorum okyanuslarda
başımın üstünde alabildiğine
yükseliyor sular
Dalgalar, mısır tarlaları gibi
kabarıp alçalıyor
kara ayaklarımın etrafında.
Gökler kımıldıyor
yıldızlar yuvalar buluyor kendine
koyu çaresizlikler içinde.
Ben arıyorum hala.
Seni hatırlıyor
ilk defa takdim edilen
salon kızlarının
soluk renkli bileklerindeki
zarif deniz kabukları.

Susturamamış senin sesini
yaşanmamış çocukluk
bile. Kulak
veriyorum. Fısıldıyorsun
su geçitlerinde.

Derin ağıtlar
iniltiler yükseliyor
denizin karnından
ve senin türkün
unutulmuş çayırların
yeşilini
ve tamtam seslerini
getiriyor bana. Palmiyelerin eğilişi
kadın gibi salınmalar
kara üzüm mavisi çocuklar,
kemikleriniz kadar
beyaz ve tertemiz
kumsallarda
gülüyorlar,
kadim suların
ayak ucunda.

Tanrım.
Yolunu gözlüyorum senin
bir balinanın
karnında.
Şimdi
senin kanın
maviye boyuyor
bizim
tarazlanmış
mezarlarımızın
üzerindeki dalga
köpüklerini.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri

Mahpus

Cesurca süzülüyor
gün ışığı
demir parmaklıklardan
ve zeminde titreşerek
dans ediyor
parıltılarla.
Kilidin,
anahtarların,
ökçelerin,
kurumuş kan lekeli
silahların
çınlamaları duyuluyor.
Cesurca süzülüyor
gün ışığı yine de.

Mahpushane
kefaletname
sonra raylarla hürriyete.

Gri gardiyan adamlar
uğultu ve takırtıları
ve fasulyeyi
ve beton ölüm tabaklarını dağıtıyorlar.
Ve sonra soluk güneş
tökezliyor demirdireklerin arasında
gri gardiyan adamların
yarattığı korkuyu azaltmak için.

Mapushane
kefaletname
sonra raylarla hürriyete.

Karanlık gece.
Ben bizzat kendim
kayıp düşerim korkunun
kıvrımlarına ve tarihine.
Beni sırların derinliklerine çeker
ve sükunete ve çınlamalara ve
nefretin hatıralarına kapar kulaklarımı.
Ve sonra gece ve uyku
ve rüya.

Mapushane
kefaletname
sonra raylarla hürriyete.


Maya Angelou
Kafesteki Kuşun Şarkısı
Türkçesi: Faris Kuseyri