Şiir, Sadece

1 Ağustos 2019 Perşembe

Pes Ben De Cumhuriyetçiyim

1. Konuşuluyordu mahallelerde iç ve dış, Enver çıkmış! ve 28 atlı.

2. Koşup gelmişlerdi kasnaklı davulların dövüldüğü hoş Sancak'a.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

31 Temmuz 2019 Çarşamba

Bir Geyik Resmi

1. Resneli Niyazi geyiğine de getirmiştir Amasya'dan İstanbul'a. Ağaçlık bir koru muşambası.

2. Geyik öndedir, orta, dişi adı bilinmiyor, insan çıkacak deliğe bakıyor, yüzünün bir anlamı yok.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

30 Temmuz 2019 Salı

Çarşaflı Bir Ölüm Yatağı

1. Ihlamur Köşkü'ndeki toplantıya yatağıyla getirilmiştir. Lazımlık da. Hem etsin hem konuşsun.

2. Ağız kapışması olur bir ara. Hüdavendigar livası, köşk, mülkler tehlikededir.

3. Lazımlıkta otururken kıpkırmızıdır padişah. Öfkeden mi ıkınmadan mı? bilinmiyor.

4. İşte burası anlaşılamamıştır yazmanlarca. Tarih hocaları tartışır.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

29 Temmuz 2019 Pazartesi

Anka

1. İmzasız bir yazı yayınlanır bir gün Babıali'de. Boğazlar üzerine bir ankabakışı Çamlıca'dan.

2. Pembe Konağı bir yağmur alır, tüm iktidar ayaktadır. Kim yazmıştır?

3. Öğrenilir; ve herkes üç oh! çekerek oturur devlet koltuklarına.

4. "Ha, şu bizim şair Yahya mıymış? yerdeki" demiştir Talat Paşa.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

28 Temmuz 2019 Pazar

Bir Vergi Kitabı

1. Hiç çözülmemiş çözdürülmemiş bir odun sobası, yaz aylarında dahi.

2. Bir vergi kitabından korkulurmuş hem dışarıdan hem dışarlıklı.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

27 Temmuz 2019 Cumartesi

Kör Bir Çeşme

1. Dervişler kendi deneyimlerinden konuşuyorlardı. Buğday! koruk! boncuk! ünleyen Beylik bir kapaklanmaya görsün. Sekiz şehzade, dokuz tahtı İznik'e kaçıran, dört düzmece... vardık V. Mustafa'ya.

2. Ve bir kör çeşmenin içinde, zalim bir padişahın zamanında doğmadık diyedir dövündüler dervişler.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

26 Temmuz 2019 Cuma

Melankolya Çiçeği

1. Yelekli Tevfik ve arkadaşları, bir ada ararlar. Sıkılmışlardır Rumelihisarı'nın uzun gecelerinden.

2. Piri Reis'in uçsuz kara noktalarına, küçük ölçekli sözlüklere, Beyoğlu atlaslarına bakarlar.

3. Yatak odaları sabah güneşi görecek, salon limanı alacak, çalışma masaları da dağ görünümlü.

4. Ve bir melankolya çiçeği, saksıda; suyu düzenli verilecek, yeri değiştirilmeyecek.

5. Bir türlü bulunamaz 'ada', takvimsiz saatsiz.

6. Bir çiftliğe fit. Manisa'ya bir arkadaşlarını göndermişler... Hayır! Gerdanlık tarihleri yazıyor.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

25 Temmuz 2019 Perşembe

Enel Hak

1. Bir saraylı hanım eteğini sıyırır, pirinç bir mangala oturuyor ve kalkamaz.

2. Bir yanlışlık da çakılabilir kütüklere, küçük ve yanar.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

24 Temmuz 2019 Çarşamba

Kardeşçe Fuhuş

1. İki kardeş. Biri haremlikte öbürü selamlıkta. Küs.

2. Hiç evlenmemişler. Yalnızca bayramların ilk günlerinde buluşurlar ve kardeşçe fuhuş.

3. Şimdi garsonlar Hüsnütabiat'ta onları hangi masaya oturtacaklar?


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır



23 Temmuz 2019 Salı

Devriye Kapısı

1. Dolu dolu bir kayığı koşturuyorlar tulumbacılar omuzlarında .

2. Devriye Kapısı'ndan Devriye Kapısı'na yine; Blakarnai.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

22 Temmuz 2019 Pazartesi

Karartma

1. Kendi kendisinin önünde oturmaya mahkum Eyüplü bin ana.

2. Karşılar Sütlüce ve Çıksalın. Lambalardaki gazyağlar bitmiş.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

21 Temmuz 2019 Pazar

Siga Siga

1. Çengelköy İskelesi'nden biniyorlar Kalender'e sabahın körü. Pazarları dışarda.

2. Eminönü'ne varıncaya dek alabora oluyor gemi siga siga. Çok Lazlar'ı, az Rumlar'ı da dökmeden.

3. Ve ahşap kiracılar kente doğrulmuş olarak giriyor.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

20 Temmuz 2019 Cumartesi

Kârhane

1. Beyoğlu'na yazılacaklardır. Gaga burunlu bir çaça der: "Siz sermayesiniz ayol!"

2. Susarlar götüoturu; Zürafa Sokağı, Galata.

3. Cıgaralı bir ses der: "Hiç bile, benim nüfus kağıdımda 'ağır işçi ekmek karnesi verildi' duruyor."


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

19 Temmuz 2019 Cuma

Demirbaş

1. Düsturlar arasında bir şiir kitabı. Konsolun önünde topluca resim çektirilecek olunursa adı okunmuyor.

2. Demirbaş, sıkı el yazması ve gizli koşuklu.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

18 Temmuz 2019 Perşembe

Bir Hamam Aranıyor

1. Süleymaniye delileri, yunmuş yıkanmış olarak, gizli gemilerle bir yarı gece Üsküdar'a taşınmıştır.

2. Bir hamam aranıyor. Hanedandan Nurbanu Sultan civan tellaklarca, zamanımızın güllabicisi Hıyar Selim Kocakarı natırlarca keseletilecektir.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

17 Temmuz 2019 Çarşamba

Ürkü

1. Yazın. Bir dal yapayalnız kasabadan köye dönüyordur. Bir sürü boz ayıyla karşılaşır dar bir geçitte.

2. Umarsız. Üstündekileri başındakileri fora eder. Anadan doğma çırılçıplak.

3. Ayılar duraklarlar, homurtuları kesilmiştir. Ormanlarında böyle bir aykırılık görmemişlerdir hiç.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

16 Temmuz 2019 Salı

Süsüne Kaçılmamış

1. Soğuk Haziran'lar kalabalıklar ölmüştü. Bir arkadaş arkalarından yürüyor.

2. Çelenkler ters çevrilir ve çiçekler, biraz çürük ama, lavanta lavanta kokmaya başlıyor.

3. Eski Mecidiyeköy'den gelenler şunu düşünmüş olabilirler. "Bu kez süsüne kaçılmamış!"


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

15 Temmuz 2019 Pazartesi

Sivil

1. İstanbul içinde vurmuşlar bir uzakyol kaptanını. Ama nasıl güzeldi

2. yeniyetmelerin denize girmeleri sivil. Aynalı, üç bayraklı kıçlar ve Dolmabahçe!


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

14 Temmuz 2019 Pazar

Cankurtaran

1. Düzlüğü Azize Sofya. Üç ayaklı bir ağaçta boynu kırık bir adam; entari giyindirilmiştir.

2. Cankurtaranlı yavru kurtlar da geçiyorlar kepleri ve trampetleriyle ayazda.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

13 Temmuz 2019 Cumartesi

Kadınlar Yağmuru

1. Bir oda kiralamıştır Ora Çağ'dan. Yer yatağında yatıyor.

2. Giriyor bir kumru içeri camdan çatlak. "Burada soyunabilir miyim?" der.

3. Ve kadınlar yağmığa başlıyor eski kente.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

12 Temmuz 2019 Cuma

Madytos

1. Asya'da karanlık karanlık karanlık bir topluluk. İnsan saati olarak bir Perşembe, Ekim.

2. Bir tuğla parçası kaydırıyor denizde bir Madytos.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

11 Temmuz 2019 Perşembe

Sürümdeğer

1. İşlenen iki incir çekişiyor. Bin liralık kadınlar, yüz paralık değil. Basmane İzmir'dedir.

2. Katarlarla döner sürümdeğer Şişli Terakki'ye. Milyonluk kadınlar, yüz papellik değil.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

10 Temmuz 2019 Çarşamba

Görmedik

Avcılar gazalları öldürür Anadolu balkanlarında. Gazal kaçar yaralanmışsa, avcı kovalar.

Çilli gazal bir tebeşire sığınsın sözgelimi ya da bir dünya dergahına. Avcı da dalar.

İki yeniyetme kara tahtayı siliyorlardır ya da çamaşırlarını çiteliyorlardır.

"Buraya giren bir gazal gördünüz mü?" der Şahmardan.

Sınıftaki ya da avludaki gazallar; 1971 yaz ayları Çengelköy'üne geliyoruz; "hayır" derler, "görmedik!"


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

9 Temmuz 2019 Salı

Michael Kohlhaas

Padişah Gözlü Oğlum'u açtığımda sormuşum; "Michael Kohlhaas nasıl yazılıyor?"

en güzel dünyacası Kantarlık'ın bir şey konmamış.


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

8 Temmuz 2019 Pazartesi

Hero ile At

Sestos'da zeytin ağaçları altında, Boğaz'ı yüzerek geçen, gece renkli bir At'la sevişir Hero,

Sizin Topal, Akhilleus tavlasının yıkıldığı Naraburnu'ndan atlıyor denize; tutturabilmiş midir Akbaş'ı?

Abydos'da kızgın demirlerle dağlanmış, hayıtlarla kırbaçlanmış 'dere', aşağıya Ege Denizi'ne akar.

Dikizci rahip, Hero'yu Asya yakasına gönderir parmağıyla, genç At'ı da yanına Avrupa'ya almıştır.

"Ama argın sabahlar unutulmuş" dedi bir Ecebaba. "Kız burada kalsın. Tarihler iki türün de aşklarını taşır."


Ece Ayhan
Çok Eski Adıyladır

7 Temmuz 2019 Pazar


"...gözyaşlarımla o makbere girdim de çağladım
elden giden o dostları andım birer birer
'...bilmem ki nerdeler?' diye sordumdu onları
derhal o makbere dedi: '...bilmem ki nerdeler?'"


Nâsırüddin-i Tûsî
Çev. Hüseyin Rifat



sevmek için geç ölmek için erken
"...eksik olmaz gamımız bunca ki bizden gam olup
her gelen gamlu gider şad gelip yanımıza..."


Fuzûlî

6 Temmuz 2019 Cumartesi

Sam Amca’nın İyiliği

Amerikalılara göre,
Dünya bir yana,
Birleşik Amerika bir yana, diye bilirdik.
Öyle değilmiş meğer
Sam Amca’nın tuttu gene iyiliği.

Ne kadar da acırmış
Tüm Dünya insanlarına,
Hele hele Afganlara,
On yıl önce de çok acımıştı
Iraklılara....

Ah Sam Amca!
Ne kadar duyarlısın, ne kadar!
Ne kadar ilgilisin ah!
İnsanların açlığıyla,
Ezilmişliğiyle, yoksulluğuyla,
Uçaklar dolusu yardımı,
İndiriyorsun başlarına....
Her zaman yaptığın gibi
Yanlarına değil,
Hep başlarına, başlarına,
Hep başımıza, başımıza,
Hep tepemize, tepemize,
Sam Amca!
Sıralamanda hata oldu galiba!
Önce yardım olmalıydı, sonra bomba.
Hani...
Hani, aç ölmezlerdi hiç olmazsa!
Çocuğun biri soruyordu:
Aç kalmamıza sebep olanlar,
Ve
Sam Amca’nın çıkarını kollayanlar,
Aynı kişiler değil mi? diyordu..
Cevabını bilemedim,
Sen ne dersin Sam Amca?


Kadircan Keskinbora

5 Temmuz 2019 Cuma

Ölüm ve Sonsuzluk

Ölümü son bilme
Ölümü bitiş bilme
Ölümü ayrılık bilme.
Enejisi tükenir özün,
Kıymeti kalmaz sözün.
Ruhun sonu olmaz
Ölümü yoktur onun.

Sevdiklerim!
Ölüm benden
Ağıt dizmesi sizden.
Duyacağım sesinizi,
İzleyeceğim sizi.
Tek ayrıntı
Sizin beni görmemeniz olacak.

Gelmeseniz de mezarımın başına
Duyup duyup sesinizi
Katılırım
Gözlerinizin yaşına.


Kadircan Keskinbora

4 Temmuz 2019 Perşembe

Bir Yemek Tarifi

Göz kararı umut,
El kararı mutluluk,
Ve bir baş kederi,
Hasretle dolayınız.

Dudak kararı
Öpücüklerle işleyiniz,
Üzerine bir tutam
Sevinç serpiniz.

Kısık ayarda başlayıp,
Devam edin ısıtmaya.
Söndürmeyin hiç ateşi,
Başlayana dek kabından taşmaya.
Sürdürülmelidir işlem
Dakikalarca, evet dakikalarca.

Kıvamı tatlı-sert olacak
Servis terihe bağlı:
İster soğuk, ister sıcak.
Alacağınız lezzetten ötürü,
Unutulmazdır bu tarif,
Asla unutulmayacak.


Kadircan Keskinbora

3 Temmuz 2019 Çarşamba

Kitabe

Helallik dileyişin, hüzün verdi ölümün,
Rab sende razı olsun, bıraktın güzel bir ün.
O denli kuvvetliymiş kalbinin imanı ki:
Berat kandili idi, rahmetli olduğun gün.

Cumhuriyetle geldin, değişimler getirdin,
Saygıdeğer yaşadın, şeref ile bitirdin.
Şimdi gayretli ruhun hakkıyla huzur bulsun
“Mekanı cennet olsun” ardın sıra dedirttin,
Bu rahmet duaları, işte beratın senin.

Emr-i Hak vuku buldu, can evimizi yaktın
Rab senden razı olsun, altı eser bıraktın.
Mağfiretler, nimetler, rahmetler diliyoruz
Sana layık olacak İnşallah yapıtların.

Azimle, hem gayretle geçti bütün hayatın
Vedanla üzüldüler sohbet arkadaşların,
Nice nice insanlar, iyilik yaptıkların.
İyilikle karşılar mutlaka seni Rabbın.


Kadircan Keskinbora

2 Temmuz 2019 Salı

Yolun Sonu

Güneş battı, sönüyor feri son ışıkların
İndi koyu perdesi şimdi karanlıkların.
Yok artık ne beklentim, ne umutlu bir yarın,
Ne özleyip, sesimi duymayı bekleyenim,
Ne başımın düştüğü sevgili omuzların.


Kadircan Keskinbora

1 Temmuz 2019 Pazartesi

Ankara Garı

Niçin?
Karamsar, umarsız iken
Niçin?
Niçin Ankara Garına gider,
Boş boş dolaşırım?

Kampananın sesi,
Kırmızı şapkalı hareket memurları,
Yolucuların telaşı
Düdükler, düdükler,
Düdükler...
Nedir beklediğim?...
Umduğum kimdir?...


Kadircan Keskinbora

30 Haziran 2019 Pazar

Yarat

İlham gelmez
Vesile olma;
Sen şiirini yazamazsın.

Her yer sisli,
Etraf puslu,
Sen uzağı göremezsin.

Bıçakla kesilir bulutlar,
Sisler yıkanır.
İlham gelir
Her yer ışıl ışıl olur.

Heyecan tırmanır,
Coşarsın.
Sarar en ücra hücreni,
Artık durulmaz önünde
Limitlerini aşarsın.

Hayat bir resim değil mi?
Beğenmediğin yerleri
Sil silginle.
Eksik kalan ögeleri,
Yaratırsın çize çize;
Hayat bir resim değil mi?


Kadircan Keskinbora

29 Haziran 2019 Cumartesi

Beyaz

Paklığın adı,
En güzel akışlı suların köpüğü,
İnsanın özü.
Renklerin anası,
Duyguların ifadesi,
Renklerin hepsi.

Beyazlıklarına at beni,
Kucakla, sakla, erit beni,
Beyazlıklarına al beni...


Kadircan Keskinbora

28 Haziran 2019 Cuma

Can Katığı

Sevinçli bir zamandı
Benim için dün akşam,
Bir tutam mektup almış,
Bütün gece okumuştum.

Gelen bunca mektuptan,
Desem ki:
Seninkiydi coşturan
Seninkiydi can katan desem
İnan.

İnan:
Ne temiz hava solumak
Ne cenneti seyretmek;
Hatırlanmaktır,
İnsana yaşadığını hatırlatan.


Kadircan Keskinbora

27 Haziran 2019 Perşembe

Ağıt

Ahlarımız
Vahlarımız boşuna
Nasıl gittin a canım?
İşte! Dualar sana...

Kutlamaya hazırdık,
Erişseydi ne olur!
Sekseninci yaşına.
Kurbanlar ettik adak
İnayetine ya Hak!
Neden vermedin izin?
Bu mutluluk çok muydu,
Onca sevenlerine,
Rabbim, bu Can kuluna?
Af bulur sitemime...


Kadircan Keskinbora

26 Haziran 2019 Çarşamba

Yaşama Sevinci


Hiçbir şeyi sevmemişsin
Hiç kimseyi de.
Kimseden de yokmuş korkun,
Eee!
Varsa yaşama sevincini
Neye borçlusun


Kadircan Keskinbora

25 Haziran 2019 Salı

Sevmek


Yaşamın kaynağı sevgi,
Sevgi tutku,
Tutku amaç,
Amaç paylaşmak,
Paylaşmak dostluk,
Dostluksa hatırlamak.
Aklımdasın.


Kadircan Keskinbora

24 Haziran 2019 Pazartesi

Akşamüstleri Sakindir

Sakin bir akşamüstü,
Kendinle hesaplaş
Eğriler, doğrular
Tart, biç
Bir hiç için miydi bu kadar uğraş?

Tatmine kavuşmamış özlemlerin yatıyor bir yanda
Ya gerçekleşmediği için kahrolduğun isteklerin?
Kendince yapmıştın üzerine düşeni
Ama, yenilgi bir rozet gibi yakanda!

Kara örgü mü, terslikler mi yanlışlar
Yoksa sen mi sorumlusun?
Pek mi mühim bunun irdelemesi?
Bu benim son "Akşamüstüm" olsun,
Benden bu kadar.


Kadircan Keskinbora
Haziran, 91

23 Haziran 2019 Pazar

İç Sıkıntısı

Mücadeleyle tükenmez,
Yanar için için, sönmez
Öyle iç sıkıntısı ki;
Eyüp sabrı buna yetmez.

Gönlüm artık kuru bahçe,
Bundan geri çiçek bitmez
Kalıcıdır bu dert bende
Hem azalmaz, hem de gitmez.

Ve gelir çatar belalar
Kimini savuştururken,
Kimileri de yaralar
Unuturum ben onları
Ne var ki; onlar unutmaz.

Ben bilirim her iş gibi,
Var bunun da nihayeti,
Beklerim de ne yazık ki
Nefes alıp vermem bitmez.


Kadircan Keskinbora
0l.04.1989

22 Haziran 2019 Cumartesi

İsimli Değirmen

Merak mı, istek mi, cazibe mi ne?
Dayanamayıp hasretine,
Geçen akşam geldim seyrine.

Gelen su aynı, cevabın aynıydı
Kapılıp boş ümide,
Girmişsin bir döngüye
Dön dur, dön dur, dön dur
Hep aynı biçimde, hep aynı biçimde.

Cılız bir su getiren,
Şu eskimiş arkları parça parça etmeyi
Bu biçimsiz dönüşe son verecek darbeyi
Bil ki; hazırlıyorum.


Kadircan Keskinbora

21 Haziran 2019 Cuma

Öğle Tezatı


Demiştim;
Bu öğlenin akşamında yine yoksun diye.
Oysa!
Öğlende de yoktun.
Yoktun, yoksun, yine yoksun.
Sırf hayalim.


Kadircan Keskinbora

20 Haziran 2019 Perşembe

Bir Goncagül

Esiyorken Boğaz'ın serin serin rüzgarı
Senle yudumluyorduk, yorgunluk çaylarını
Ruhuna işlediysek birbirimizin artık
Anacağız Yıldız'da, o Mayıs akşamını.

Ürpertiyor sanmıştın akşamın serinliği
Oysa asıl ürperten beni rüzgâr değildi:
Büyüklüğüydü yavrum,
"Başlayacak Olan"ın
Bir de kutsal sırrıydı, o Mayıs akşamının.


Kadircan Keskinbora

19 Haziran 2019 Çarşamba

Mangaldaki Yürek

Gidelim dağ evimize,
Sığınağımıza,
Yuvamıza.

Büyük mü merakım?
Özlemim
Cancağızıma...

Hissedebiliyordum,
Ama bilmiyordum
Yüreğimdeki yangını.
Vereyim sevgimi
Alayım öpüşlerimi
Bakmadan,
Çoğuna azına.


Kadircan Keskinbora

18 Haziran 2019 Salı

Yağmur

Yağmur camları dövüyordu,
Dudaklarım tenine değdiğinde.
Soluklarımız karışıp
Gök gürültüsünde eriyordu.
Yağmur camları dövüyordu.

Düşler olmasa...biz
Kuralların esiriyiz
Yağmur camları dövüyorken
Sımsıkı tutuyordu,
Birbirini ellerimiz.

Öp, avuçla, sık, dişle
Yağmur camları dövüyordu
Kucakla, okşa, söyle, bağır
Ruhunu bağrıma işle.

Yağmur camları dövüyordu
Karnım karnını
Yağmur...
Gökten boşanırcasına.


Kadircan Keskinbora

17 Haziran 2019 Pazartesi

Kız Kurusu

Söylemeyeceğim adını
Bilir de tanırsanız
Gücenebilir bana.

Pek hoş, bakımlı ve güzeldi
Hep taralıydı saçları
Candan ve edalı gülümseyişi
Gösterirdi düzgün dişlerini.
Bacakları inceydi,
Ama olurdu böyle kusur kadı kızında bile
Mevzun vücudu, uzun boyu ile,
Yaktı nice divanenin yüreğini.

O'nun ilgisi dersleriydi,
Sınavları.
Sınavlara girmekti hobisi,
Kimselerin girmeye yanaşmadığı.
Aşamalar vardı onun gerçekleştirmesi gereken.
Sevgilileri kitaplarıydı.
Aferin O'na!
Sınavların hemen hemen hepsinde başarılıydı.

Derken zaman,
Her zaman olduğu gibi
Aktı gitti su gibi.
Ve nihayet farketti:
Memeleri, kalça ve uzuvları
Başka işlere de yarıyordu.
Cinselliğini keşfetti.
Lâkin;
O artık bir kız kuruşuydu.


Kadircan Keskinbora

16 Haziran 2019 Pazar

Uyanış

Rutin adımlarıyla
Her zamanki gibi yürüdüğü yolunda
Bir gün farketti ki,
Duvarlardan biri
Sıra sıra uzayıp giden duvarların biri,
Bir bahçe duvarıydı.
Bahçe duvarından taşan gül dalları ne güzeldi meğer.
Mümkün değildi
Bu güzelliği,
Bu güzel çiçekleri görmemek,
Onları görmemek körlüktü.
Önce irkildi,
Silkelendi sonra
Ürkek adımlarla yaklaştı
Bir tür korku kaplamıştı içini.
Yemyeşil dallardan
Kan kırmızı renkli goncalar mı fırlamıştı?
Bir serap mı yoksa bu?
Diye mırıldanarak,
Tekrar tekrar seyretti
Bu güzelliği.

Bu günün öncesi,
Ona kalsa,
Ununu elemiş, eleğini asmıştı.
Uzuun ve yorucu yolculuklar sonunda
Limana sığınan bir gemi gibi
Hissederdi kendini.
Yolculuk etme zamanı çoktan geçmişti.

Oysa bugün!
Yolunda bir bahçenin
Var olduğunu farketti.

Daha doğrusu,
Bahçe duvarından taşan çiçek dalları
Bu sıradanlığın yolunu kesmişti.


Kadircan Keskinbora

15 Haziran 2019 Cumartesi

Bir Eros Çağrısı

Gökyüzü aydınlığı bulunur gümüş tende
Özlü bir sükûneti keşfedersin sesinde
Kasvet dolu geceler erir sevgi selinde
Güler yüzlü bir peri değdirse çubuğunu.

Ecem sen değil misin kuğum, kuzum, sevgilim?
Lâyık düşer mi bize hasret kalmak güzelim?
İçime gün doğuyor, ismin geçince yârim,
Meğer geç anlamışım gönlün kavrulduğunu.


Kadircan Keskinbora

14 Haziran 2019 Cuma

Bölüşüm

Çok koştum, çok iş yaptım
(Öyle sanıyorum)
Kaçmadım kolayına,
Çok şeyler verdin şükür
Şükür, çok şükür sana.

Epey dertleniyorum,
Herşey yolunda gider mi diye?
Çok yoruldum çok.

Caanım Tanrım!
Senden geldim sana döneceğim.
Ne edindiysem sen verdin.
Acılar da dahil
Onları da nimetlerinden sayarım.
Artık hiçbir şeyi dert edinmiyorum
Nasılsa her şeyimizin sahibi sensin.

Lütuf buyurup kabul et lütfen:
Senle iş bölümü yapalım.
Bundan böyle benim tarafıma
Keyif çatmak düşsün
Ağustos böceği misâli
(O da senin yarattığın)
Çalıp oynayacağım.
Tasalar sana, çözümler sana
Herşey senden gelip, gider ya sana
Hesap vermek de düşsün senin tarafına.


Kadircan Keskinbora

13 Haziran 2019 Perşembe

Kavruk

Saatlerce, saatlerce
Üzerinde ıslak çimenlerin,
Nasıl da sevişirdik.
Bir keresinde
Yağmur da yağıyordu üstüne üstlük.
Hiç üşümezdik nedense?

Anımsarsın;
1 Ocaktı, Adada,
Güneşli, rüzgârsız, pırıl pırıldı hava,
Deniz çarşaf gibiydi
Yine üşümemiştik o mevsimde bile
Yüksek ağaçların koyu gölgesinde
Yanıyorduk.
O kuytular,
O güzelim ağaçların yaptığı kuytular
Mekânım izdi.

O yerleri mi özlerim sanırsın?
O yakıcı öpüşün,
Bütün özlemim.


Kadircan Keskinbora