Şiir, Sadece

3 Kasım 2014 Pazartesi

Birlikte

Nasıl da paksın güneşten ve batmış geceden,
nasıl da utkulu ve sınırsız beyaz istikametin,
ve ekmekten bağrın senin, o yüksek bölge,
kara ağaçlardan tacın, sevgilim
ve yalnız bir hayvandaki gibi burnun, gölge ve baş aşağı
tiransı kaçış kokan yabanıl bir koyun.
Şimdi, hangi parıltılı silâhtır ellerim,
kemiklerinin kükürdü ve tırnaklarının zambağı mükemmel,
ve yüzümün şekli şemali ve ruhumun kiralanması
bulunuyor dünyasal gücün tam ortasında.

Nasıl da pak gecesel güçten bakışım benim,
koyu gözlerden bir düşüş ve zalim işleyiş,
benim simetrik heykelim yükseliyor ikiz ayaklarla
her sabah nemli yıldızlara doğru,
ve sürgün ağzım ısırıyor eti ve üzümü,
erkek kollarım, kalaydan bir kanat gibi
yondanın kök saldığı dövmeli göğsüm,
güneşin derinliğine yaratılmış beyaz yüzüm,
törenlerden, kara minerallerden yaratılmış saçım,
bir vuruş ya da bir yol gibi içe işleyen alnım,
saban sürecek yetişkin bir oğul gibi derim,
şehvetli tuzdan gözlerim, hızlı düğünlerden,
doktan ve gemiden uysal refika dilim,
sistematik eşitliklerden beyaz bir kadran dişlerim,
önümde buzdan bir boşluk yaratan ve ardımda
geri dönen ve göz kapaklarıma uçan,
ve en derin içgüdümde astarı tersine çevrilen
ve parmaklarımda güllere doğru, çene kemiğimde
ve ayaklarımın varsıllığında büyüyen deri.

Ve sen tıpkı bir yıldız ay gibi, çözülmez öpüş gibi,
bir kanadın yapısı ya da sonbaharın başlangıcı gibi,
ey kız, sen benim suç ortağımsın, benim bir tanemsin,
ışık düzeltir kendi yatağını kara göz kapakların altında,
öküzler gibi altın renkli, ve yuvarlak güvercin
kendi beyaz yuvalarını inşa ediyor sende.
Külçelerce bir dalgadan yaratılmış ve beyaz maşalar
yayıyor hiddetli elma sağlığını sonsuzca,
karnının dinlediği titreyen fıçı,
ellerin, unun ve gökyüzünün kızı.

Nasıl da benziyorsun en uzun öpüşe,
onun çabalayan titreyişi galiba besliyor seni,
ve kordan ve isyan bayrağı vuruşu
gümbürdüyor sende ve yükseliyor titreyerek havaya,
ve o zaman dönüşüyor kafan ince saça,
ve onun savaşçı biçimi, kuru çemberi
düşüyor birden eşit ipliklerde
pala şıkırtıları ya da dumanın bıraktığı gibi.


Pablo Neruda
Yeryüzünde Birinci Konaklama