Şiir, Sadece: şiir
şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ekim 2019 Cuma

Yeğinlik

Anlatıma güç vermek, etkili olmak amacıyla çarpıcı, vurucu örgelere, yeğinliğe rastlanır her iki ozanda:
 
 
atıyor kendini çıplak orospular gibi
tutuşan genelevinin penceresinden,
 
 
Mayakovski
P. Bulut I, 1915
 
 
Fransız zabiti sen
     o üzüm gözlü Azadeyi
bir orospudan
     daha çabuk unuttun!
 
 
Nazım Hikmet
Piyer Loti, 1925

24 Ekim 2019 Perşembe

Yaşam

Kin duyuyorum
     her çeşit ölü etine,
ama tapıyorum
     yaşam olan her şeye
 
 
Mayakovski 
Yıldönümü, 1924
 
 
Açıldı demirlerin, dışında
     büyük, laciverdi bahçem.
Aslolan hayattır...
Beni unutma Hatçem...
 
 
Nazım Hikmet
Çankırı Hapishanesinden Mektuplar, 1940

23 Ekim 2019 Çarşamba

Sevi

"Saati dörtte geliyorum"-
dedi Mariya
Sekiz,
Dokuz,
On.
Pencerelerden ötelere
gitti akşam
karabasanlı bir geceye
işkenceli.
 
 
Mayakovski
P. Bulut I, 1915
 
 
Saat bir.
Saat üç.
Saat beş.
Polis düdükleri, saatlar...
Yatağım bozulmamış
Çekmecemde kaatlar;
bazıları
- onun el yazıları
 
 
Nazım Hikmet
Gece Gelen Telgraf, 1931

22 Ekim 2019 Salı

Tanrı

Her iki ozan, tanrının varlığı yokluğu konusunda düşünce birliğine ulaşır. Tanrıyı yadsır her ikisi de:
 
 
düşündüm ben:
baş melek korosunun şarkılarını
geliyor soyguncu tanrı ceza vermek için
 
 
Mayakovski 
Pantolonlu Bulut I, 1915
 
 
Ay battı güneş doğdu,
Kalbimde ateş doğdu,
Yaldızlı meşin kabı
Parçalanmış kitabı
Varsın gömülsün diye ebedi bir uykuya
Attım kör bir kuyuya.
 
 
Nazım Hikmet
Meşin Kaplı Kitap, 1921

21 Ekim 2019 Pazartesi

Eylem

Olsaydım
Vendom direği
direnirdim
evlenmem için
Concorde Alanı'yla



Mayakovski
Kent, 1921





"Maddeden ayrı ruha inansaydım eğer,
Şarkın kurtulduğu gün
senin ruhunu
köprübaşında çarmıha gerer"
karşısında cıgara içerdim!



Nazım Hikmet
Piyer Loti, 1925

19 Ekim 2019 Cumartesi

Gelecekçilik

Fütürizm:


Arkadaşlar, gelecek kuşakların, dinleyin -
                                               burada konuşuyor
provokatör
              kendisi hoparlör
lirik çalkantısı musluğunun
                                kapanması gi'bi


Mayakovski (Boğaz Dolusu)

---

Ey ihtisas mahkemeleri kaçağı
ve Despinis Kokonun aftosu,
ey marka malı kör
                            provokatör.


Nazım Hikmet

---

Size geleceğim
                   uzak, komünist bir zamanda,
şiir atlısı gibi değil,
                           tümden Yeseninci.
Şiirim ulaşacak size
                            yüzyılların üstünden.


Mayakovski

---

Topraktan,
             ateşten
                     ve denizden
doğanların
              en mükemmeli doğacak bizden...


Nazım Hikmet

18 Ekim 2019 Cuma

Islak

Sokaklar ıslak ıslak
Ağır basar rüzgâr
Duvar boyunca ilanlardan
Renkler şehre dağılmış
Kapılar kapalı kapılar
Pancurlar pencerelere
Bulutlar düşer denize
Gölgeler ıslak ıslak
Boş meydanlarda soğuk
Üşümek üşümek
Bakmayınız genç adama
Gözleri var
Elleri var
Avuç içleri ıslak ıslak.


Ece Ayhan
Şubat, 1954
Yort Savul

17 Ekim 2019 Perşembe

Arap Paşa Şapa Oturdu

Merhaba diyoruz ölü teyzelerimize çocuklar
merhaba diyorlar o şiirlerimizin eşikleri

Mum tacirlerinin kızları ne temiz porselen
yüz çiçeğe yüz ay çıkarırmış bu tabaklar

Yüzüklerinde altın parmaklar takılıymış ve
çarşılar grevsiz deli olurmuş yalnızlık işte.


Ece Ayhan
1958
Yort Savul

16 Ekim 2019 Çarşamba

A. Petro

Bir gülüşün var ayakta kötü elbet
burcuvalıklarında bir dudak gül gibi

Bütün ellerinin sokakları aşktır senin a. petro.


Ece Ayhan
1958
Yort Savul

15 Ekim 2019 Salı

Gül Gibi Kanto

Dipsiz kuyularda analarının kahrı
azalmış galata'da iki deli çocuk
bacakları uzamış rıhtımda

Enlemlerle boylamların denizleri geçişi
iki deli çocuğun uyuduğu saatlere rastladığı için
onları hiç görmeyecekler işte.


Ece Ayhan
1957
Yort Savul

14 Ekim 2019 Pazartesi

Denizkızı Eftalya

Neden üç aylar girerken kurşun harflerle salılara
hiç soyutlanmamış ırmaklarda boğuluyor ibrahim
ismail soda içen kalabalıklara doğru cumhuriyet olmuş ,
anlamıyorum şey yani ishak bakır kapılarda bakır tokmak
denizkızı eftalya cumhuriyette ağaçlara benzer öldü diye

Yahu istanbul bu yahu neden birdenbire istanbul bu
istanbullu ölümcülere takılıp kahvermiş bir salaş tiyatrosu göğünde
yalnız üç aylarda salı günleri otuz birle rumba da rumba
bizim laternada dokuduğumuz deli çocuklar gibi bir gök budalası
en eski ipek saçlarıyla uzamış topuklarına kesilmiş göz kapakları
kuyularda yarısı harita deniz yarısı hatırlanmamış eftalya

Ve kuyulara eğilip ölümcülere selam verirken eftalya
neden ibrahim'in ismail'in ishak'ın anaları gibi
halklar olmak istemişti cumhuriyette üç aylar salılara.


Ece Ayhan
1956
Yort Savul

13 Ekim 2019 Pazar

Bir Elişi Tanrısı İçin Ağıt

Peki nasıl oldu da hatırladı denizde boğulduğunu
nasıl oldu da peki anlatamıyorum biliyorsun

Öyle ölüme düşkündü ki biyoloji sıfır
bir şarkı yiyor şimdi şapkalarını orospular eksiliyor

Ama yok ne olur ağlama böyle ama yok
şunun şurasında tramvaysız, çocuk olmak turunç olmak

Kantocu peruz sahiden yaşadı mı patron?


Ece Ayhan
1956
Yort Savul

12 Ekim 2019 Cumartesi

Kambiyo

İstemiyorum biliyorsun
geceleri kapkara düşünceli şapkasız
birdenbire sokaklar arasında raslanmış bir kambiyo
sterlinle dolarla lirayla biliyorsun istemiyorum

Sabahlara değin dövülmüş bir kadın
öznel pencereler bir de kent dikkat ettinse
neden böyle çırılçıplak olduğumuzu
şimdi daha iyi anlıyorsun değil mi
neden dövülmüş bir kadın

Belki bir gün belki eve dönmekten
utanıyorum gölgesiz bomboş yenilmiş bir takım gibi
belki bir gün belki
küstahça şapkasız ters çevrilmiş eldivenlerle
pabuçlarımı sürüyerek ıslık çalarak kapıda

Bu gece de sen döv beni
kambiyo öylesine çoktan kapanmış ki
neredeyse açılacak
belediye saati koşu koşuyor cebimde

Bu gece de sen döv beni gizemsel bir caddede
oruçluyum dövülmeden olmaz limon gibi ay
bin yıldır şapkasız eve pencerelere dönemiyorum
istemiyorum biliyorsun.


Ece Ayhan
1956
Yort Savul

11 Ekim 2019 Cuma

Akdeniz Pencereleri

Açın pencereleri açın
akdeniz'de sabah oluyor
küçük harfli musa
hep böyle gökyüzünde

Kıvanç duyuyorum bu akçalı güneşten '
çürümüş bankalar borsalar
birazdan açılacak yeryüzüne
ayaklarımızın altında kezlerce deniz çayımızı içerken

On beş kuruş uzattı seninki
on beş kuruş bir gazete
aydınlık yüzlü bir kadın bize sesleniyor
birdenbire

Akdeniz akdeniz'de çay içerken yaratılıyor
şu bizim dev dudaklı
ve küçük harfli musa için
açın pencereleri açın.


Ece Ayhan
1956
Yort Savul

10 Ekim 2019 Perşembe

İbraniceden Çizmek

Bacaklarım uzun
nereye gitsem uzun
nereye gitsem gelip beni buluyor
çıkmaz bir sokakta ablam

Bu kente bir güvercin çizmek
güvercinin gözlerini çizmek
bir güvercin
orta çağda bir güvercin tebeşirle

Bir duvar boyunca ağaç serinlik
bir ses çiziyorum
herkeste olsun herkeste bir ses olsun istiyorum
güvercinde bir ses ablamda orta çağda bir ses

Nereye gitsem uzun
bacaklarımdan buluyorlar hep
çizerken başka bir sesi
ve bayraklar dolusu bir bayramı kente
ibraniceden.


Ece Ayhan
1956
Yort Savul

9 Ekim 2019 Çarşamba

Ecegiller

Sam yeli de dalgınlıklarla bir çocukmuş
eğilip barışlıklar çizermiş evler üzerine
nasıl bir ağaçdıysak çocukken
tümleçleri özneleri nasıl unuttuysak denizde
turunç olmak istiyoruz yine turuncuz da.


Ece Ayhan
1957
Yort Savul

8 Ekim 2019 Salı

Kudüs Fareleri

Dördüncü konuşmamızda
(ben nerdeyim?)
isa'dan önce bu kentte
bir karınca taciri

Günahkâr bir hayalet için
(biraz ölüm)
uyluk kemiğiyle acı çekecek
saraylarında

Beşinci konuşmamızda
(anlatmak diye bir şey yoktur burada)
arsenik götüren bir uşak
efendisine

Vebalı gecelerden
(makasla kesilmiş sarı bir ay)
kurtulacaklarına
inanırlardı

Biz vaktinde ölmüş olduğumuz için
(satranç taşları gibi)
kireçlerden korkmuyorduk
bir de kudüs fareleri
bir de kudüs fareleri

Bir öyle fareler
bir öyle fareler.


Ece Ayhan
1955
Yort Savul

7 Ekim 2019 Pazartesi

İpeka

Remillerle kanıyor labirent buluşmaları. Yaşıtımdı
ve kapanmış bir kraliçeydi. Nasıl atlar ve nasıl
katanalar çürürdür. Varılan derinlikte.

Ağıntılarla örtüyor kendini. Kılıç kında kösnü
dümdüz bir olasılık. Aldırmıyorum. - Kimse birbirini
aramasın! Geçerken belirli bir denizi.


Ece Ayhan
Yort Savul

6 Ekim 2019 Pazar

Ey Kanatsızlık

Batmış bir tramvay, ... ahtapotlar, ince ve upuzun
barbarlar. Yalnızlık dönüşür bir zenci arkadaşa
imparator.

Kucağında bir padişahın da kuş. İstemiyor bitsin ...
büyüsü. Bir boyundaki serüven, uçurum. Hiç
konuşmuyoruz.

Anlaşılmayacaksın. Ey kanatsızlık! Koyulaşır ve
bir denizin denizinde ağlarken. Bekleyen bir çocuk.
Yelkenli.


Ece Ayhan
Yort Savul

5 Ekim 2019 Cumartesi

Kargabüken

Kaçmış bir çatanayla külüstür ve cin. Çalarak sinsi
mızıkası bilinmezlik. Kara mürekkebin.

Gizlerdi menekşe gözlerini bir kahkahayla. Hiç
zakkum arkadaşı yok. Lepiska saçlı. Esrik.

Bir firavun daha dövdürüyordur pazusuna. Çocuklarla
okulların çarpıştığı eylül. Mısrâyim'de.


Ece Ayhan
Yort Savul