Şiir, Sadece: Arjantin Şiiri
Arjantin Şiiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Arjantin Şiiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ekim 2017 Perşembe

Vadilerde Noktürn

Sevda yeşerir
ve çiy
boşalır
bir şarkı gibi

Ay
çınlar
ekmek
ve orkideler

Sessizlik
ve senin
soluk alıp verişin
nazlı nazlı karlaşan
bir kömürdür,
ışıltılı
biçimler doğar
senin uçuşundan.

Rosario
güldür
gül değildir.
Zamanın
yaptığı
güzdür.


Petro Shimose
Çeviren: Adnan Özer

Gözler

bilmiyorum kimim ben ya da kimdim
kendi kargaşamı biliyorum yalnız
kuşkularla kuşkularla yıllar geçirdim.
çok az öğrendim ve gördüm dünyanın değiştiğini
dünyaya karşı öpüşenleri duydum
devrim için yaşayanları ölenleri
en güzel şeydi evet en güzel şey
kurşun yaralarının yanındaki gözlerine bakmak
bunca kısa bir yolun sonunda


Juan Gelman
Çeviren: Ülkü Tamer

11 Ekim 2017 Çarşamba

Cezayir

ey öfke korku ve öç ustaları
aşk sarhoşluğunun ustaları
umutla bekleyen bütün ufukların
yaşayan ve ölen her şeyin ustaları
cepheye bir başlatma nasıl güzel gittiler
acılı bir halka omuz omuza
kuşkularını yorgunluklarını nasıl giderdiler
dünün ve yarının yenilgilerini atıp
nasıl yiğitçe sordular o soruyu
yeniden yeniden nasıl doğdular
ey güzel insanlar yalnız ve kalabalık
öfkenin ve korkunun ustaları öç ustaları
bereketli kadınlar gibi yalnız ve güzel köyler
ufukların ortasında bir umut gibi sessiz
acımasız gece uzun gece acı çekiliyor burada
yargılar veriliyor ve canavarları doğuruluyor inceliğin
yaşayabilmek için mazgallar asılıyor kasıklara
ey yalnız ve güzel insanlar uzun gece
bereketli kadınların kokusuyla donanmış gece
o acıyı paramparça edin cezayirde
kin ve sevgi yazılarıyla donanmış duvarları
toprağın altına çürük kemikler saklamış cezayir
ama günün birinde birleşecek o kemikler
kadınların ve duvarların kemikleriyle
son silah sesleri ve son öfkeler arasında
afrika tabutunun son korkusunda
paramparça acımasız uzun yalnız ve güzel
rimbaudnun yüzü değecek toprağa


Juan Gelman
Çeviren: Ülkü Tamer

Kardeşlik

I.

Şanssızlıklar ortasında doğan insan,
Gören ve aşkla duygulanan insan,
bilmediğini bilmeyen insan,
Korkan ve sergüzeştlere koşan insan,

İman saatlerini durmadan sayan insan,
Yalnız karanlığı seçebilen insan,
Varlığını gösteren şeyleri gören insan,
Kendisini ağlatan şeyleri bulan insan,

Mutlu insan, acılar çeken insan,
Tapan insan, nefreti bilen insan,
Tutsak insan, egemen insan.

Hayaller kuran insan, büyülenen insan,
Soluk alıp veren, türkü söyleyen insan,
Ölümlü ve ölümsüz insan, kardeşim insan.


II.

Benden çok uzak ve en bilinmez,
Miniminnacık ve en bahtsız,
Çabucak bırakılan ve aranılmayan,
Hemen yok edilen ve en çok unutulan,

Hep acılar, yalnız acılar çeken,
Hep ağlayan, yalnız ağlayan,
Yaşamadan işte öyle yaşayan,
Geçmişi olmadan geçmişi olan,

İnsanlık yazında bir yazısı var,
Adımın harfleri arasında adı var,
Benim sözlerimde sözleri var,

Hayatımın derinliğinde hayatı var,
Hiç unutamam onu, varlığımda o var,
Kendisini anlatır, sesimde sesi var.


Francisco Luis Bernandez
Çeviren: Muzaffer Uyguner

Doğu Lansing'de Bir Anahtar

Bir anahtarım ben perdahlı çelikten.
Keyfe bağlı değil düzensiz profilim.
Görmediğim bir dolapta uyuyorum
belirsiz puslu uykumu, bir anahtarlıkta.
Bir kilit var beni bekleyen.
Bir tek. Dövme demirden kapı
katı kristalden. Bir ev var
öte yakada, gizli ve gerçek.
Yukarda, aynalar, alacakaranlıkta,
görüyor boş aynalar geceleri, gündüzleri,
görüyor ölülerin fotoğraflarını
ve incecik geçmişlerini fotoğrafların.
Çevireceğim bir gün kilidin dilini
ve iteceğim ağır kapıyı.


Jorge Luis Borges
Çeviren: Özdemir İnce

10 Ekim 2017 Salı

Kendine Kıyan

Hiçbir yıldız kalmayacak gecede.
Ne de gecenin kendisi kalacak.
Öleceğim ve benimle birlikte ölecek
çekilmez, katlanılmaz evrenin tümü.
Yok edeceğim piramidleri, madalyaları,
yüzleri ve anakaraları.
Yok edeceğim birikimini geçmişin.
Toza dönüştüreceğim tarihi
ve tozu toza.
Son kez batan güneşe bakıyorum.
Son kuşu duyuyorum.
Kimseye kalıt bırakmıyorum hiçliği.


Jorge Luis Borges
Çeviren: Özdemir İnce

Beşparmak Dağı'nda Endymion

Uyuyordum doruğunda dağın. Ve güzeldi
yılların yıprattığı yıktığı gövdem.
Yukarda, elen ormanında, yavaşlatıyordu
Kentaur dörtnal koşusunu
gözetlemek için uykumu. Hoşlanıyordum
düş görmek için uyumaktan ve o öteki,
bellekten kurtulan arındırıcı düşe kavuşmak için
yeryüzünü yaşamanın yükünden bizi
kurtaran düşe kavuşmak için uyumaktan.
Tanrıça Diane, o aynı zamanda ay olan,
görüyordu uyuduğumu dağın üzerinde.
İndi, yavaşça, kollarıma
Altın ve aşk, yanan gecede!
Sıkıyordum ölümlü gözkapaklarımı.
Görmek istemiyordum, balçık dudaklarımın
kutsallığına saygısız davrandığı yüzü.
içime çektim ayın kokusunu
ve adımı ünledi ölümsüz sesi.
Kavuşan arık yanaklar!
Aşkın ve gecenin ırmakları!
İnsan buseleri ve gerilimi yayın!
Bilmiyorum ne kadar sürdü mutluluğum.
öyle şeyler vardır ki ne salkım
ölçebelir ne çiçek ne de narin kar.
Herkes kaçtı benden. Korkutuyordu herkesi
ayın gönül verip sevdiği erkek.
Yıllar geçti. Çılgına çeviriyor beni,
bir korku, uyandığım zaman. Düşünüyorum,
gerçek miydi, bir düş müydü yoksa
dağın doruğunda yaşadığım o altın çalkandı.
Boş yere tekrarlıyorum kendi kendime
geçmişin anısı ve düş, tek ve aynı şeydir diye.
Yalnızlığım dolaşıyor yavan yollarında
yeryüzünün; ama ben, arıyorum,
hep arıyorum, eski! gecesinde tanrıların,
o duygusuz ayı, kızını Zeus'un.


Jorge Luis Borges
Çeviren: Özdemir İnce

Küçük Adam

Küçük adam, küçük adam,
bırak uçmak isteyen kanaryayı...
O kanarya benim, minik adam,
bırak da uçayım.

Senin kafesindeydim, minik adam,
beni kafese koyan küçük adam.
"Minik" dedim, beni anlamadın
ve anlamayacaksın.

Ben de anlamam seni: bekleme,
kurtulmak istiyorum, kafesimi aç;
Seni sevdim, küçük adam, yarım saatçik;
O da geçip gitti.


Alfonsina Storni
Çeviren: Muzaffer Uyguner

9 Ekim 2017 Pazartesi

Kareler

Sıra sıra evler, sıra sıra evler,
sıra sıra evler.
Kareler, kareler, kareler.
Sıra sıra evler.
İnsanların da ruhu karedir,
fikirleri sıralı
ve bir acı vardır sırtlarında.
Ben de gözyaşları döktüm
Tanrım, kare kare.


Alfonsina Storni
Çeviren: Muzaffer Uyguner