Şiir, Sadece: Bu Şehrin Çocukları
Bu Şehrin Çocukları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bu Şehrin Çocukları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Temmuz 2020 Pazartesi

Alarga

Gece mandaların gözlerindedir
Sabah medar kuşlarının gagalarında.
Çimen bulut, tarla tohum
Her şey yerli yerindedir
Bense ömrün alargalarında.
 
Ve sen iskeleyi tutmaya bak.
Akşam çamur gibi aktıkça.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

24 Temmuz 2020 Cuma

Köprü Altı

Lezzet bolluğunda şımaran deniz
Geceler ıslak ıslak girsin koynuna;
Köprü altı bizim için
Şimdilik.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocuklar

20 Temmuz 2020 Pazartesi

Utanıyorum Yaşamaktan

Kardeşlerim dövüşüyor
Varşova'da, Paris'te
Kardeşlerim diziliyor kurşuna
Ya bir duvar dibinde
Ya bir meydan ortasında
Kafileler, kafileler, kafilelerle.

Utanıyorum yaşamaktan
Dostlar can pazarında
Bir kurşuna satılırken;
Hiçbir şey gelmese de elimden
Canımı da mı veremezdim
Birinizin yerine?
Kanımı da mı dökemezdim
Yeni dünya temeline?

Açın bütün kapıları
Ben de işe yararım.


Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

17 Temmuz 2020 Cuma

Dertliydim Apostol

Kadehimi son damlasına kadar içirdiler
Günahların kefareti ödendi
İnsan için nem varsa felaketlere verdim
Akşamın hayrolsun
İndir kepenkleri
Sabahlara kadar dertleşelim Apostol.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

13 Temmuz 2020 Pazartesi

Bahar

Terledi toprak
Gebe kaldı karım,
Baharı çocuğum karşılayacak.
 
Boyacım, al şu onluğu
Gözünü seveyim
Tez tut fırçanı,
Nerdeyse karım doğuracak.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

10 Temmuz 2020 Cuma

Bir Biz Varız

Bizim için döner çark,
Çarkçısı bizden
Kaptanı bizden
Tayfası bizden
Bir biz varız
Bu geminin içinde.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

6 Temmuz 2020 Pazartesi

Kahvaltı

Yıldızların hepsi birer muamma,
Hepsi ayrı âlemmiş.
Neme gerek?
Sen gündüzden haber ver.
Gün doğsun
Kahvaltımız senden olsun
Güneş reçeli.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

3 Temmuz 2020 Cuma

Azimet

Seneler sonrası tekrar yolculuk
Sükûn bulmuş limanlardan
Çocuklara söylediğim masalları yarım bırakıp
Göçebe kuşları
Ve kıyılara bağlı sandallarda uyuyan
Kayıkçıları uyandırmadan
Kaya oyuklarına sakladığımız afyonları unutup
Süzgün gözlü arkadaşlarla vedalaşmadan
Seneler sonrası tekrar yolculuk.
 
Dizlerinde tütün kurutan bafralı Yaşar
Ve sabahları "tövbe tövbe" çektiğim ıslak kumlarda
Gerinen çıplak, serseri çocuklar
Terli avuçlarında mendiller buruşturmadalar
Ve selam taşımadalar
Şehrin postacıları katar katar.
 
Hani pamuk minderde hatim indiren ağbabam
Bir nefesle fırtınalar doğuran nargile
Bir teknecik hamurdan harikalar yaratan yastaç
Yufkalarında teni kokan Şerife ninem
Raife'nin merdivenlerde gülen terlik sesleri
Dört köşe havuzlarda soğuttuğumuz şeftaliler
Ve ellerimizin memelerinde şekillendiği sütlü inekler? 
 
Sükûn bulmuş limanlara seneler sonrası avdet
Hasretini çektiğim rıhtım
Eski serseri arkadaşlar
Taze iklimlere kanat açan göçebe kuşlar
Ve bir ıslığıma evini harcayan çocuk
Ayak seslerimi tanımaz olmuşlar...
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

29 Haziran 2020 Pazartesi

Dert Mi Ararsın

Malum paradan yana çektiğimiz,
Dert mi ararsın sen bizde,
Dertten yana salkım saçak yüklüyüz;
Gülümse talihimiz, göster çocuk yüzünü
Hasretiz neşeye, güler yüze, sevince.

Nemiz eksik
Bu gökyüzü altında?
Soyunmuş dokunmuş bizi bekliyor
Bütün nimetleriyle, yaşamak.

Sevda mı istiyorsun, komşu kıza sevdaları
Yolculuk mu? İşte vapur, işte tren.
Meyveler dallarında geçen mevsimden güzel,
Ellerini uzatmanı bekliyor.


Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

26 Haziran 2020 Cuma

Ağaç

I
 
Bir ağaç ki düşünür
Bütün ömrünce,
Bir ağaç ki ağlar
Yağmur yağdıkça,
Derdi sorulmaz
Gölgesiyle yatılır
Koyun koyuna toprakta,
Meyvesi yenilir
Dalı kesilir üstelik.
Ve ben senin için ağlarım
Yağmur yağdıkça.
 
 
II
 
Çıldırtmağa kalkma beni
Çıldırmam.
Nasıl olsa benimsin
Yıldız yüklü ağaç.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

22 Haziran 2020 Pazartesi

İstanbul

İstanbul köprüsü yeşil boyalı
Ama tersi başkadır, yüzü başkadır;
Bir yanda Haliç,
Kervansaray, Eyüpsultan, mezarlık
Alın teri, kol kuvveti, mezbaha.
Haliç deri kokar, kan kokar
Haliç'te balık bile yaşamaz
Yarı ölü, yarı diri
Yarı ayık, yarı sarhoş
İnsanlar yaşar.
 
Bir yanda Boğaziçi,
Adalar Rüzgârı karpuz kokar,
Yeşil mi yeşil
İnadına denizi.
 
Yaşa İstanbul yaşa
Yeni zenginlerinle.
Bana senden hayır gelmez,
Çok çektirdin.
Bitpazarı şahidimdir
Az mı pabuç, palto sattım
Aç kaldım, az mı para dilendim
Bütün şehre borcum var.
 
Ben çok dertli adamım
Koyver benim yakamı
Senden bana hayır gelmez
Güzel İstanbul.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

19 Haziran 2020 Cuma

Borç

Bu şehri gemiciler kadar biliriz
Bize onlar öğretti çıkmaz sokağı
Islık çalar gibi rahatça tükürmeyi
Kaldırıma sırt verip simit yemeyi
Ve marul mevsiminde
Sandal başlarından
Gemi kalçalarına arzulanmayı.
Hayatımızı onlara borçluyuz.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

15 Haziran 2020 Pazartesi

18'inci Servis

Mahzundu
Bir batından dokuz doğuramadığına
Bir şehrin nefsini kudurtan Melahat
"Doğuracağım, kocam gelsin!" diyordu.
Mahzundu Toptaşından gelen Nuri,
Aya karsı kaval çalan, rahat işeyen çoban,
Doktor, sair, fabrikatör
En nihayet ben, büyük aktör
Büyük Danimarka prensi Hamlet
Gülüyor, ağlıyor, düşünüyoruz.
Bir şehrin feryadı uçuyor her koğuştan,
Deliler sesleniyor :
— "Derdimiz, derdimizle atbaşı
Yüzdük yüzdük kuyruğa getirdik leşi
Çıkacağız tel örgüler dışına."
— "Nereye? Güle güle hepinize
Ben memnunum yerimden
Ne korku var burada
Ne yiyecek kaygısı
Ağzıma geleni söylüyorum."
— "Akacak kan damarda durmaz."
— "Damarda kan kalmadı."
Bir başkası şahlanıyor :.
— "Dert soran kim, dinleyen kim?
Bu dünya bizlere babadan miras
Arslan payı kap kapanın elinde."
Ve bir deli :
"Allah kuvvet versin," diyor
"Top çeken beygirlere."
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

12 Haziran 2020 Cuma

Bir Dolap Dönüyor

I.
 
Hamdolsun yaşıyoruz
Diyenlerin dili kopsun
Gökyüzüne meftunuz
Yeryüzüne teşekkür
Bir dolap dönüyor
Gözümüz bağlı.
 
 
II.
 
"Biz varız" sesleri yükselir
Akşamüstü
Balık kokan mahallelerde
Mağrur çocuklar kavgaya hazır
Şehrin eteklerinde.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

8 Haziran 2020 Pazartesi

Dost

Değil kardeşim, değil
Gök mavi değil, dal yeşil değil.
C. S. Tarancı
 
İnan kardeşim inan
Gök mavidir, dal yeşil
Omuzun omuzumda
Nefesin nefesimde
Gökyüzünü yıldız yıldız
Dilim dilim bölüşürüz yeryüzünü,
Payına düşen dertler
Payıma düşer
Sen benim günümdesin
Ben senin gecende,
Bir ucu sende denizin
Bir ucu bende
İnan kardeşim inan
Aynı suda yüzer bindiğimiz gemiler.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

5 Haziran 2020 Cuma

Komşum

O şimdi yatağında sırt üstü yatmış
Ninni söyler uykularında.
Ne çocuk var uyuyacak
Ne beşik var sallayacak.
Komşum yapayalnız benim gibi.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

1 Haziran 2020 Pazartesi

Kahramanlar Kahramanı

Vinçle indirildim rıhtıma
Yüreğim kan ağlıyor,
Size dağlar gökler boyu hasretim
Göreceğim geldi sizi
Dizlerim, ayaklarım, ellerim.
 
Ellerim, düşündüğün oldu mu
Basımı kim kaşıyacak
Yemeğimi kim verecek ağzıma?
Ya ağlarsam, ağlarsam
Gözlerimi kim silecek?
 
Ben muzaffer bir milletin
Kahramanlar kahramanı,
Şimdi önümde mendil
Parsasını topluyorum
Büyük zaferin.
 
 
Cahit Irgat 
Bu Şehrin Çocukları

29 Mayıs 2020 Cuma

Korkuyorum

Her yerde aynı hava, aynı koku, aynı dert
Korkuyorum.
Sen de kaçma bu şehirden
Yalnız bırakma beni,
Gökler bile değişiyor lahzada.
Ardından geliyor bak
Güneşiyle bulutuyla gökyüzü
Bütün şehir, bütün deniz, yeryüzü.
Sen de kaçma bu şehirden
Yalnız bırakma beni,
Ben fakir bir sahilin
Kahır yüklü çocuğu,
Korkuyorum.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

25 Mayıs 2020 Pazartesi

Dört Duvar

Dört duvar arasındayım,
Uzaklara gidemiyor hafızam,
Unuttum bütün bildiklerimi,
Yaşamayı unuttum.

İnadına mı güzelsin akşamüstleri
Demir parmaklıktan gördüğüm deniz?
İnadına mı fiyakan, yan yan gidisin
Tombul kıçlı gemi?
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

22 Mayıs 2020 Cuma

Korkuyorum

Her yerde aynı hava, aynı koku, aynı dert
Korkuyorum.
Sen de kaçma bu şehirden
Yalnız bırakma beni,
Gökler bile değişiyor lahzada.
Ardından geliyor bak
Güneşiyle bulutuyla gökyüzü
Bütün şehir, bütün deniz, yeryüzü.
Sen de kaçma bu şehirden
Yalnız bırakma beni,
Ben fakir bir sahilin
Kahır yüklü çocuğu,
Korkuyorum.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları