Şiir, Sadece: Haiti Şiirleri
Haiti Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Haiti Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ekim 2017 Perşembe

Kara Cevher

Güneş kurutunca yerlilerin terini
Ve altın tutkusu ansızın pazar yerinde
Kurutunca son damlasını yerli kanının
Yoklara karışınca madenlerde son yerli
Afrika'nın kas ırmağına başvurma vakti geldi
Yoksulluk nöbetinin değişmesi gerekti artık
Akın başladı
O zengin ve sonsuz kara et yığınına
Soluk soluğa koşu başladı
Öğle ışıltısına karaderilinin
Ve kazmaların sesiyle çınladı toprak
Kara cevhere iniliyordu
Çalışmaya başladı kimyacılar bu madenden
Yeni ve değerli bir bileşik yaratmak için
Senegallilerden yapılma tencereler istedi kadınlar
Antillilerden yapılma çaydanlıklar istedi
Kara kandan dökülmüş çanlar düşledi papazlar
Ve Noel Baba yılbaşında armağan dağıtırken
Kara kurşun askerler koşmayı düşündü kızağına
Yiğit subaylar kılıçlarını
Bu madenle bilemeyi kurdular
Kazma vuruşlarıyla sarsıldı toprak
Halkımın içlerine inildi
Kas yatağına inildi karaderilinin
Yüzyıllar boyunca nice derinliklerden
Şaşırtıcı gücü çıkarıldı zenci soyunun
Ey cevher - halkım benim
insan kırağısının sonsuz damarı
Nice korsanlar sapladılar hançerlerini
Kuytu karanlıklarına gövdenin
Ve ışıklı yollarında nice yağmacılar
Bitkileri biçerek ilerlediler
Yaş gölleri yarattılar arka arkaya
Ey, tepeden tırnağa talan edilmiş halk
Dünyanın büyük pazarlarını doyurmak için
Sabah altındaki toprak gibi
Altüst edilmiş insanlar
Gövdenizin gizli gecesine saklayın ateşinizi
Kimse toplar ve altın sikkeler dökemesin artık
Öfkenizin kara selinden yaratılmış madenle


Rene Depestre
Çeviren: Ülkü Tamer

18 Ekim 2017 Çarşamba

Gine

Uzun yolunda Gine'nin
Ölüm sırtlamış seni
Dallara bak, ağaçlara, ormana
Kulak ver, nasıl esiyor rüzgar
saçlarında sonsuz gecenin.

Uzun yolunda Gine'nin
Ataların bekliyor seni
Bekliyor yol boyunca
Konuşuyorlar
Derelerde bir şakırtı
kemik boncuklar gibi.

Uzun yolunda Gine'nin
Törenlerle karşılamayacak seni kimse
Kara adamların kara ülkesinde:
Kuş seslerinin yırttığı göğün altında
Su gözünün başında
çürüyen ışığa açılıyor ağaçların kirpikleri,
Sessiz bir köy bekliyor seni
Kulübesi bekliyor atalarının, kara bir taş,
başını o taşa koyup dinleneceksin.


Jacques Roumain
Çeviren: Ülkü Tamer

Tamtamlar Çalınırken...

Gölgelerde titrer yüreğin
tedirgin sulara yansımış bir yüz gibi
O eski görüntü yükselir gecenin kuyusundan
Duyarsın geçmişin tatil büyüsünü:
Alır götürür seni kıyılardan bir ırmak
Geçmişinin doğasına sürükler.
Sevda türküleri gelir kulaklarına
Ve tamtam sesleri dağlarda
bir zenci kızın göğsü gibi inip kalkar.

Yüreğin orada işte, o fısıldayan suda,
atalarının eğildiği sulardadır,
Dalgalara karıştırır gizli kıpırtılar seni,
Ve senden bir melez yaratan beyaz
kıyıya tükrük gibi atılmış bir köpüktür şimdi.


Jacques Roumain
Çeviren: Ülkü Tamer