Şiir, Sadece: Yugoslavya Şiiri
Yugoslavya Şiiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yugoslavya Şiiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ocak 2011 Perşembe

Bir Çağdaşa Yanıt

Aşktan daha az söz eder oldum gitgide
Şiirlerimde daha az duyulmada genç sesler
Evet, şimdi başka konular var onlarda
Ve şimdi onlar, ilk bakışta
Şiire pek de yaraşmıyor gibi duran
Şeyler içermektedir ...

Fakat şaşıracak ne var bunda
Güz türkülerinin, ilk bahar türkülerinin
Ezgileri ayrı ayrı ve güzeldirler
Bülbül gibi türkü söylemez ki karatavuk
Ve yaşlı karatavuk gencinden farklı söyler.

Köy üstüne türkü yaktığımda ben
Köylülerdir yaşayan her dizede.
Herhangi bir şafaktır betimlediğim benim
Köy kokan, kuru ot ve yufka ...
Köylüler arasında geçti çocukluğum
Şaşacak bir şey yok onlar için türkü söylememde.

Şiirlerimi onlar için yazıyorsam eğer
Onlarla sevinip onlarla acı çektiğimdendir
Siyasetin buyruğuyla değil yoksa
Ya da köy papazının yönergesiyle ...
Uçsuz bucaksız, eski, kadınsal
O ölçüsüz sevgimdendir benim bu
Acı çeken, onuru incitilen herkese ...

Ekip biçmek, toprak kazmak gelir elinden
Kendimde hak görürüm bu nedenle
Türkü yakmaya köylüler üstüne.
Küçük bir kızdım eğittiklerinde beni
Çayırları, tarlaları, botaniği öğrettiler
Tüm yurdumu öğrettiler bana.

Utanç duymuyorum, şiirlerimi
Yaşlı nineler, ırgatlar okuduğunda
Ve köy okulunda dinlediğinde onları çocuklar.
Varsın, seçkinler için yazsın başkaları
Benim okurlarım yakın bana ...


Desenka Maksimoviç
Türkçesi: Ataol Behramoğlu

26 Ocak 2011 Çarşamba

Şiir

Acıdır tohumu şiirin doğarken
damarlarında sızı
görülmeyen.

Alevlendirirken şiir
acıtır yaraları
derinden.

Şeytan girer içine şiirin
bağlar tinini kişinin
kendiliğinden.

Işırken şiir
yalımlar saçar her yana
ağrıdan.

Olgunlaşırken şiir
tutuşturur kişiyi baştan başa
ansızın.


Miroslav Krleja
Türkçesi: Necati Zekeriya

Anılarımız

Kalın gövdesinde gibi bir ağacın, anılarımız
çember çember genişler vücudun boğazlarında.
Duman içinde uyuyan bu görüntüleri
su çeker gibi kuyudan, alırız yukarıya.

Fakat yürek, derinliğini kuyunun ta içinde duyar
geçmiştir duran orada, hep aynı düzeyde.
Anılar, bengisu gibi anılar
iyileştirirler bizi batık bir görüntüyle.

Unutulmuş odaların kuytuluğu gizlidir bizde
kentler uyur, yaşar yağmurlu bir karanlık
ve ölmüşlerimizin sevgili yüzleri.

Işıldar karanlıkta kuyunun parlak çevresi.
Anılar, buyuran bir kederin çağrısına uyarak
yükselirler hızla, tedirgin bir kuş gibi.


Miroslav Krleja
Çeviren: A. Behramoğlu

25 Ocak 2011 Salı

Duyarlık

İçlerinde yabansı pembe güllerin
göründü birdenbire yeşil gözlerin.

Tuhaflıklarla tanıyorduk birbirimizi
her zaman bir şey bölerdi düşlerimizi.

Bizden uzayan bir köprüydü tıpkı gökkuşağı
yollarımız uzak şimdi görünmez ucu bucağı.

Şimdi artık geçebilir herkes bu yoldan
acı mı kalır bilinmez yüce sevdadan.

Acı şarabı bir kez elinden içtim
yüreğimde sen, bir ömrü geçtim.

Seni anımsadım oysa yıllar geçti aradan
şimdi gömütünü sorarım hırçın rüzgardan.


Oton Jupançiç
Türkçesi: Necati Zekeriya