Şiir, Sadece: Yves Bonnefoy
Yves Bonnefoy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yves Bonnefoy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Temmuz 2017 Çarşamba

Yıkıntıların Kuşu

Yıkıntıların kuşu ayrılır ölümden,
Boz kayalarda yuva yapar, güneşte,
Tüm acıyı aştı, tüm belleği,
Bilmiyor artık yarın nedir sonsuzda.


Yves Bonnefoy
Çeviren: Özdemir İnce

Akşamın Işığı

Akşam,
Şu aralarında konuşan kuşlar, belirsiz,
Birbirini ısıran, aydınlık,
Issız böğürde kımıldayan el.

Devinimsiz duruyoruz uzun suredir.
Fısıltıyla konuşuyoruz.
Ve çevremizde zaman renk bataklığı gibi.


Yves Bonnefoy
Çeviren: Özdemir İnce

11 Temmuz 2017 Salı

Tiyatro

I.

Sekilerde koştuğunu görüyordum,
Savaştığını görüyordum yele karşı,
Soğuk kanıyordu dudaklarında.

Parçalandığını gördüm, ölü olmaktan kıvandığını
ey ondan da güzel olan
kendi kanınla lekelerden beyaz camlarını yıldırım.


VI.

Hangi solgunluk vuruyor sana, yeraltı ırmağı,
hangi atardamar kopuyor sende, nerede yankılanıyor
düşüşün?

Kaldırdığın bu el açılıyor birden, tutuşuyor.
Geriliyor yüzün. Hangi yoğunlaşan sis söküp alıyor
bakışını benden? Gölgenin ağır yalıyarı, ölümün
sınırı.

Uzanıyor sana dilsiz kollar, ağaçları bir başka
kıyının.


XIII.

Yüzün toprakla aydınlanmış bu akşam,
Görüyorum ama çürüyüşünü gözlerinin
Ve artık anlamı yok yüz sözcüğünün.

Dönen kartallarla aydınlanmış içdeniz,
Bir imgedir bu. Soğuk tutuyorum seni
Görüntünün artık erişemeyeceği bir derinlikte.



Yves Bonnefoy
Çeviren: Özdcnıir İnce

14 Aralık 2011 Çarşamba

Yelin Kazdığı Yerde

I
Denir ki bir tanrı aramıştır
Kapalı sular üstünde
Yırtıcı kuşun istemesi gibi
Uzak avını

Ve yinelenen bir bağırışla,
Ki boğuk, ıssız,
Yaratmıştır parlayan zamanı
Orda dalga kazınır.

Gece örter gündüzü
Çekilir sonra,
Köpüğü yayılır
Buranın taşları üstünde.

Nedir Tanrı,
Bir tek zamansa yapıtı,
Yok olmak mı istedi
Doğamadığı için?

Boşunaydı savaşı
Yokluğa karşı.
Attığı ağı.
O tuttu kılıcı.

II
Ama kalır şimşek
Dünyanın üstünde
Bir ırmak geçitindeymiş gibi, arayarak
Taştan taşa.

Acaba güzellik
Yalnızca bir düş müydü,
Gözleri kapalı yüzü mü
Işığın?

Hayır, çünkü yansıması var
Bizde, ve yalazdır
Ölü odunun suyunda
Yıkanan çıplak.

Coşturduğu gövdedir
Bir aynanın
Yanan bir ateş gibi, ansızın,
Taşlar çemberinde.

Ve anlamlıdır sevinç sözcüğü
Ölüme karşın
Kazdığı yerde yelin
Bu parlak korları.

III
Yeterliği günlerin
Ki giderler şafağa
Göz kamaşmalarıyla
Gece göğünde.

Kılıç, ağ
Artık yalnızca bir
Eldir, usulca sarılan
Kısa enseye.

Ruh, aydınlanmış,
Bir yüzücü gibidir
Atlayan, ansızın,
Işığın altına.

Ve gözleri kapalıdır,
Bedeni çıplak,
Ağzı tuzu ister,
Sözü değil.
 
 
Yves Bonnefoy 

Tüze

Ama sen, ama sen, çöl! İndir daha bir
Karanlık örtülerini o senin.
İşle şu yüreğe, ki durmasın
Bir masalsı neden gibi sessizliğini.

Gel. Kopar bir düşünce, kalır burada.
Yolu yok artık burada güzel bir ülkenin.
İlerle kıyısında şu buz kesmiş tanın,
Pay olarak aldığın düşman bir güneşten.

Ve şakı. Ağladığın iki kez ağlamaktır senin.
Şakımağa kalkınca büyük yadsımayla bir.
Gülümse, ve şakı. Sensin ona gereken,
Karanlık ışık, suları üzre onun eskiden olduğunun. 
 
 
Yves Bonnefoy 

Ölümlü Yüz

Eğiliyor gün geçmişin ırmağına
Yeniden ele geçirmeye çalışıyor
Erken yitmiş silahları
Mücevherlerini o derin çocuksu ölümün

Göze alamıyor öğrenmeyi
Gerçekten gün müdür
Ve sevebilir mi bu tan sözünü
Onun için günün duvarlarını delen

Bir meşale taşındı külrengi günde
Ateş parçalıyor günü.
Bir saydamlığı var ki alevin
Acı acı yadsıyor günü
 
 
Yves Bonnefoy 

Işık, Değişmiş

Görmüyoruz artık birbirimizi aynı ışıkta,
Artık gözlerimiz aynı değil, aynı değil ellerimiz.
Ağaç daha yakın ve kaynakların sesi daha canlı,
Adımlarımız daha derin, ölüler arasında.

Olmayan tanrı, koy elini omzumuza,
Geri dönüşünün ağırlığıyla tasarla bedenlerimizi,
Bu günleri ve gölgeleri, bu kuş çığlıklarını, bu koruları,
Bu yıldızları ruhlarımıza katmayı bırak.

Bir meyve yarılırcasına vazgeç kendinden bizde,
Erit bizi kendinde. Göster bize
Aşksız sözcükler arasında ateş saçmadan düşmüş, ve sadece
Ama sadece yalın olanın esrarlı anlamını. 
 
 
Yves Bonnefoy 

Gerçek Ad

Sen olan bu şatoya çöl diyeceğim, 
Bu sese gece,yüzüne yokluk, 
Ve sen bu kısır yeryüzüne düştüğünde 
Hiçlik diyeceğim seni taşıyan şimşeğe. 

Sevdiğin bir ülkedir ölmek. Geliyorum, 
Ama hep karanlık yolların boyunca. 
Yok ediyorum biçimini, istediğini ve belleğini, 
Acıma bilmeyen düşmanınım ben senin. 

Savaş diyeceğim sana ve savaşın 
Gözüpekliğiyle davranacağım 
Ve ellerime alacağım karanlık, delik deşik yüzünü, 
Kalbime, fırtınanın aydınlattığı bu ülkeyi. 

Bu koyu ışığın görünebilmesi için 
Geceyle sarsılan dövülmüş bir toprak gerek. 
Karanlık bir korudan gelir alevlerin coşkusu. 
Sözlere bile bir öz gerek, 
Bütün türkülerden öte bir kıyı. 

Yaşayabilmen için ölümü aşmak gerek, 
Akıtılmış kandır en arı varlık.


Yves Bonnefoy

Douve Konuşuyor

1
Ara sıra, derdin, tan sökerken
Dolaşıp o kararmış yollarda,
Taşın uyumuşluğunu paylaşırdım.
Kördüm onun gibi tıpkı.
İşte çıktı o yel, gülünç oyunlarımı
Ölüm perdesinde belirten pırıl pırıl.

Özlediğim yazdı,
Gözyaşımı kurutacak kızgın bir yaz,
İşte çıktı o soğuk, üyelerimde büyüyen,
Ve ben uyandım ve acı çektim.

2
Sen ey kaçınılmaz sürem,
Ey toprak, o en çıplak, bıçak gibi!
Özlediğim yazdı,
Kıran kim şu kılıcı eski kandaki?

Mutluydum gerçek,
Ölesiye hem.
Gözler yitmiş, ellerim açılmakta pisliğine
Bir bengi yağmurun.

Bağırırdım, karşı dururdum yele…
Tiksinmek niye, ağlamak niye, sağdım,
Engin yaz, güven verirdi bana gün.

3
Sönüp bitsin söz
Şu yüzünden varlığın, açık durduğumuz,
Yalnız Sonlu yelinin
Geçtiği bu çorakta.

Dinlesin o eskiden yanan
Asma örneği,
Yuvarlansın tepeden o şarkıcı, ta uçta
Işıtarak
Dile sığmaz özdeği, uçsuz bucaksız.

Sönüp gitsin söz
Şu basık odada, senin bana erdiğin,
Daralsın ocağı çığlığın, kapansın
Korlaşan sözlerimiz üzere.

Doğsun ölümümle soğuk, anlam kazansın.

Sor ıssına gecenin nemenem gecedir bu,
Sor: İstediği ne, sen ey parçalanmış ıs?
Gecende batmışım ben, gecende ararım seni,
Yaşarım sorularınla, kanında konuşurum,
Gecenin ıssıyım senin, beklerim sende gece gibi.
 
 
Yves Bonnefoy 
Çeviri: Tahsin SARAÇ

Bir Ses

İhtiyarlıyorduk, o bir dolu yaprak bense pınar, 
O az güneş bense derinlik, 
O ölüm bense yaşama bilgeliği. 

İstiyordum ki zaman alaycı olmayan gülüşüyle 
Fauna yüzünü göstere karanlıkta, 
Karanlığı taşıyan rüzgâr ese 

Ve kuytu pınarda sarmaşığın içtiği 
Derin suyu bulandırmak ola ölüm. 
Seviyordum, ayaktaydım ölümsüz düşte. 


Yves BONNEFOY
Çeviri: Oktay RİFAT

1 Ocak 2010 Cuma

Yves Bonnefoy

İkinci Dünya Savaşı sonrası Fransız şiirinin önde gelen isimlerinden Yves Bonnefoy, 24 Temmuz 1923'te Tours'da (Indre-et-Loire, Fransa) doğdu. Poitiers, ve Paris ve Sorbonne Üniversitelerinde matematik ve felsefe öğrenimi gördü. Sorbonne Tarih Enstitüsü'nde Gaston Bachelard'ın öğrencisi olarak çalıştı. Başta Avrupa olmak üzere ABD'ni, dünyanın pek çok ülkesini gezdi. Çeşitli üniversitelerde öğretim üyesi olarak çalıştı. Paris'te matematik öğrencisi iken 1945-1947 yılları arasında Gerçeküstücü bir dönem geçirdi. 1967'de Gaetan Picon, André du Bouchet, Jacques Dupin, Louis-René
des Forêts, Paul Celan ve  Michel Leiris ile birlikte sanat ve edebiyat yayını l'Ephémère'yi yayınladı. Yapıtları otuz dile çevrilen Bonnefoy, birçok ödülün sahibi.


YAPITLARI
Du mouvement et de l'immobilité de Douve, 1953
Hier régnant désert, 1958
Pierre écrite, 1964
Dans le Leurre du seuil, 1975
Ce qui fut sans lumière, 1987
Début et fin de la neige, 1991
La vie errante, 1993
Les planches courbes, 2001

ÖDÜLLERİ
1971 Prix des Critiques
1978 Prix Montaigne
1981 Prix de Poésie de l'Académie française
1987 Prix Goncourt
1987 Prix Florence Gould
1987 Grand Prix de la Société des Gens de Lettres
1993 Grand Prix Nationale de Poèsie
2007 Le Prix Franz Kafka
TÜRKÇE'DE YVES BONNEFOY
Bütün Şiirlerinden Seçmeler, Çeviri: Ahmet Soysal, Kavram Yayınları, İstanbul,1995
Douve'un Hareketi ve Hareketsizliğine Dair- Eşiğin Yanılmasında, Çeviri: Ahmet Soysal, Sel Yayınları, İstanbul, 2003