Şiir, Sadece

11 Ocak 2021 Pazartesi

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 2 - III

Kedere döndü deniz
Denizin gözü bizde.

Sahil boyu meyhane
Bir ceset yaklaşıyor sahile
"Bu gelen kimin dostu?
İmanım,
Bu gelen kimin dostu?"

Bu gelen benim dostum
Öldürüldü ve atıldı denize,
Yasamak istediği şehre dönüyor.



Cahit Irgat
1947

6 Ocak 2021 Çarşamba

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 2 - I

Gemi azıya al da konuş
Konuş, canım efendim
Bu göklerin altında
Duvarların ardında
Kaybedilmiş insanlar var.

Konuş benim altın sesli şairim,
Onlar da öğrenirler
Yaşamayı sevmeyi
Ekmek şiir, insan şiir
Toprak şiir koktukça.



Cahit Irgat
1947

4 Ocak 2021 Pazartesi

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - XIV

Ve bir nefer çıldırmış
— "Babam" diyor
Şu nar ağacı,
Geçen harpte ölen babam.

Ve bir gazi soruyor :
— Kaç dostumun kanındasın
Nar?
Kan kardeşi bir halin var
Gelincikle
Kızılcıkla
Karpuzla.

İçin seni, dışın bizi yakıyor
Kan ağlıyor içimiz
İçimiz karpuz içi
Gelincik ve kızılcık kokuyor.

Her tanende bir dostumun kanı var,
Ömrümüz gübre olsun
Helal olsun köküne,
Kanımızdan, terimizden şerbet ol
Serinlet yüreğini dünya mahkûmlarının
Her yetime, her yoksula
Sebil ol.



Cahit Irgat
1947

1 Ocak 2021 Cuma

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - XIII

Birer birer dert yanıyor Gaziler :
— Biz ne kazandık bu harpte?

— Bir çift pabuç kâr etti
Kesilen ayaklarım,
Ama siyah gözlük lazım
Görmeyen gözlerime.

Bir ağızdan söyleniyor şarkılar :
— Şimdi yabancısıyız
Yaşadığımız toprağın
Ellerimiz, gözlerimiz, bacaklarımız
Toprak olduğu halde.



Cahit Irgat
1947

31 Aralık 2020 Perşembe

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - XII

Yalan söylemiyor bu dünya
Dostlarımı ensesinden vurdular,
Bazımız kırbaç altında öldü
Bazımız harp meydanında
Ve bazımız gün doğmadan az önce
Heykel gibi
Saf saf
Sıra sıra
Darağaçlarında.



Cahit Irgat
1947

30 Aralık 2020 Çarşamba

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - XI

Beni hudut boyunda
Bir top sesi ayırdı
Pembe rüyalarımdan.

Bir kere harbe girdim
Milyon kere can verdim
Bir çılgınlık nöbetinde
Cinayetler işlendi.



Cahit Irgat
1947

28 Aralık 2020 Pazartesi

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - X

Adımızı nafakaya satamıyoruz
Satamıyoruz efendiler
Satamıyoruz,
Namus belası.



Cahit Irgat
1947

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - IX

Meyvesini esirgeyen ağaca
Omuz veremiyoruz,
Bunun için adımız kötüye çıktı,
Tecrit kamplarında çıldırdı
İşçiler, talebeler, genç kızlar.



Cahit Irgat
1947

25 Aralık 2020 Cuma

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - VIII

Unuttular kullarının kölelerinin
Bir gün torunları olacağını
Bir gün saban peşinde
Bir gün odun keserken
Bir gün hamur yoğururken
Değirmeni, fabrikayı ve dünyayı döndürürken
"Anacığım babacığım" diyeceğini
Dünya çocuklarının.



Cahit Irgat
1947

21 Aralık 2020 Pazartesi

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - VII

Nedir bizim günahımız?
Bu değildi alnımızın yazısı,
Anamızdan doğar doğmaz.

Sonu gelsin bu sabrın
Sabır dedik, kalbimize taş bastık
Kaldırımlar döşedik
Kalbimizin üzerinden geçtiler
Ağalar, efendiler
Kul etti
Köle etti
Bir hırkaya
Bir lokmaya
Anamızı
Babamızı
Ecdadımızı.



Cahit Irgat
1947

18 Aralık 2020 Cuma

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - VI

Nasıl unutuluruz
Yerle gök'ün arasında?
Gün oldu şarkımızı tok ağızlar mırıldandı
Şarkımızı tok ağızdan gün oldu rüzgâr aldı
Gün oldu yağmur aldı
Deniz aldı, dağ aldı
Kalbimizi dost eline vermişiz.



Cahit Irgat
1947

14 Aralık 2020 Pazartesi

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - V

Sizin için dile geldik fakirler
Sizin için dönüyor bu değirmen
Tez olun dostlar, tez olun
Herkesin dolaştığı bir bahçeye girelim
Arpa boyu zaman kaldı
Şehrin çıldırmasına.

Sabır zehir ömürlüm
Arpa boyu zaman kaldı.



Cahit Irgat
1947

11 Aralık 2020 Cuma

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - IV

Çıldırmak işten değil
Ağzımızdan dilimizi çaldılar
Cebimizden paramızı
Alnımızdan terimizi
Ve renk renk ayırmadan
Gözlerimizi.



Cahit Irgat
1947

7 Aralık 2020 Pazartesi

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - III

Bu şehrin insanları fakirdir
Sizin için dile geldik fakirler
Biz on parmak kadar dostuz sizinle.

Şehrin havasında homurdanma var,
Duy ve katıl şarkısına bu şehrin
Sen dünyayı omuzunda taşıyan
Sen yeraltı Sen yeryüzü insanı,
Bir lokmaya bütün sabır
Bir lokmaya bütün kahır
Canlarını dişlerine takmış insanlar
Bir lokmaya.

İssiz güçsüz
Evsiz barksız
Dili yok kalabalık
Sokaklar, caddeler, meydanlar dolusu
Biz şehirde, biz denizde
Biz tarlada, fabrikada
Satılıyoruz,
Haraç mezat
Bir lokmaya.



Cahit Irgat
1947

4 Aralık 2020 Cuma

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - II

Biz insanlar
Bir avucun
Beş parmağı kadar kardeş
Boyun eğmiş, razı olmuş
Gömülmüşüz çamuruna alın terinin
Mayasına hamuruna kara ekmeğin.

Fabrika bacaları çatlayacak hırsından
Sefaletler, felaketler ve kötü niyet
Her gün götürüyor içimizden birini
Şu fabrika, şu vapur, lokomotif düdüğü
Şarkısını tekrarlıyor ezilmişler şehrinin.



Cahit Irgat
1947

30 Kasım 2020 Pazartesi

Rüzgarlarım Konuşuyor - Bölüm 1 - I

Birdenbire çıldırmaya başladı
Komşunun bahçesinde ağaç
Vapur, meydan, lokomotif.

Fecirle ürperdi şehir
Açtı çocuk gözlerini
Gök mavisi camlardan
Masmavi gökyüzüne
Anasını görmeden
Müşterinin koynunda
Çıktı mektep yoluna
Umumhane kapısından

Ve denize bağlanan sapa yollardan
Koşar adım gidiyor
Fabrikaya, rejiye
Uykuya döşeklerde doymayan
Kara bahtlı çocuklar.



Cahit Irgat
1947

27 Kasım 2020 Cuma

Rüzgarlarım Konuşuyor - İthaf

Bu şiirler istila görmüş şehirlere
ve İkinci Dünya Harbi'nin
sefaletlerine dairdir.


Niçin yasadığını, öldüğünü bilmeyen
Dert çeken dost
Çürüyen dost,
Sizin için söylüyorum
Milyonlarca harp ölüsü adına
İyiliğin, kardeşliğin, ümidin
Aynı hakkın, hürriyetin
İnsanlığın şarkısını.



Cahit Irgat

23 Kasım 2020 Pazartesi

Bu Şehrin Çocukları

Usanç geldi arpa boyu sevinçten,
Bu dert bize yakışmıyor
Biz bu şehrin çocukları
Bu dünyanın mayası
Ekmeğinin kölesi
Ekmekten aziz insan,
Bu dert bize yakışmıyor.



Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

20 Kasım 2020 Cuma

Gözlerini Güneşe Çevir

Gözlerini güneşe çevir
Üzümler kıskansın gözlerini
Bitmedikçe açlığımız
Derdi oldukça insanların
Dinlemekten usanmadan
İki kere ikinin dört ettiğini unutmadan
Âdem'le Havva'ya taş çıkartalım.
Azalmasın harareti güneşin
Güneş içime benzer
Kızıl kumrularla dolu.



Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

16 Kasım 2020 Pazartesi

Geri Dönen

Geri dönmez, dediler

Rüzgâr gibi, doludizgin
Aşıverdi bir sabah
Şu kızıl dağlarını
Doğduğu şehrin

Toprakta bir sevinç var, diyordu
Yaşamak için,
Ölüler gönderdiler beni buraya,
Size selamları var;
Ödünç bacak istiyorlar
Geri dönmek için

Kimse umursamıyor,
Ölüler gülümsüyor
Bembeyaz dudaklarla.



Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

13 Kasım 2020 Cuma

Şehirler

I

Bütün şehirler güzel
Yorgun sokaklar terli,
Ekmeğini taştan çıkaran çocuklar
Sabahçı kahvelerde harap orospular
Yaşadığımız günlerce
Derdimizle mest,
Islıklarımız sarmaş dolaş, ahbabız
Her taşın altında biz varız.


II

Burçlarda insanlar kaynaşmakta
Karda kalıbı çıkmış civanmertler
Toprağı karış karış hesaplaşmakta,
Kar yağıyor şehrin meydanlarına
Şehrin meydanlarında kurşunlarımız ıslık çalıyor
Eli silah tutan çocuklar dövüşüyor anaların safında
Atlarımızın narası şarkısı oldu şehrin

Bütün şehirler güzel
Bütün şehirler bizim
Rüzgârında soluğumuz
Yağmurunda gözyaşımız
Ekmeğinde hamurumuz var,
Bütün şehirler güzel
Deniz kokan kenar mahalleleriyle
Kıvrak kahveleriyle, tersaneleriyle
Bütün şehirler güzel
Bütün şehirlerde biz varız.



Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

9 Kasım 2020 Pazartesi

Toprakta

Aynı renkte üstümüzde
Altımızda aynı toprak
Ve toprakta ölüler.

Ölüler, sorun yaşayanlara
Niçin ayrı gömüldüğünüzü.



Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

6 Kasım 2020 Cuma

İyiliğimiz

Bütün insanlar iyi
Hakkı değirmenden alır
Suyu dereden gelir
Kolay kolay sövülür
Sonra eller öpülür
Bütün insanlar iyi.



Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

2 Kasım 2020 Pazartesi

Misafir

Ne havada bulutum
Ne denizde balık,
Ben bir ana rahminden
Yaşamaya gelmişim
Bu güzelim dünyaya



Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

30 Ekim 2020 Cuma

Piyaz

Ne ahmak adamım ben,
Bahar gelmiş
Bihaberim,
Baharla süslenmişsin
Ölümüm senden olacak piyaz,
Ahbaplık berdevam
Dostluğumuz bir yıl daha uzadı
Ölümüm senden olacak
Garanti.



Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

26 Ekim 2020 Pazartesi

Verebilsem

Yeryüzünde servetim yok,
Balığınsa denizler
Balıklar benim,
Benim bu gökyüzü, yıldızlar
Sokaklar benim,
İnsanlar tanıdık
İnsanlar kardeş;
Bir de verebilsem verebilsem
Gökyüzünü, güneşi
Sokakları veririm.



Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

23 Ekim 2020 Cuma

Memnunuz

Memnunuz günümüzden,
Hevenkler saadetimizi yüklenmiş asılı durur
Evlerimiz toprakta rahat oturur
Gölgeleri mendil gibi serip altımıza
Gazete bekliyoruz,
El sallayıp gelen geçen katara.
Mesuduz,
Yeter ki cinayetler işlenip insanlar eksilmesin
Gelsin insanlardan saadet haberleri
Ağaçlar kadar rahatız toprakta.



Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

19 Ekim 2020 Pazartesi

Mahzun Geçen Benim

Mahzun geçen benim
Manavların önünden
Benim dolasan gece vakti
İşsiz, güçsüz, yataksız.
Polis de laf etmese abeylik edip
Kolumu bağışlarım alimallah
Çifti çeyrek salatalığa.
 
Sabah olur ayılırsın
Sabah yaklaştı evlat.

Çok işim var yapılacak
Dört yol ağzında,
Şoförlerle, vatmanlarla iyi anlaştık.
 
Gözümün her bakışında
Bir can yoldaşı var,
Dört yolun can damarı benim elimde,
Ey bu şehri omuzunda taşıyanlar
Dostsunuz,
 
Ne güzel şey canlı canlı yaşamak
Kaynaşan bir meydan ortasında. 


Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

16 Ekim 2020 Cuma

Kenar Asfalt

Geniş meydanların çocuğu
Pırıl pırıl gazinolar
Başkalarına mahsustur,
Bir göz atıp geçiver
Kenar asfalttan
Asker türküleri geliyor bak
Taş kışlalardan.


 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

12 Ekim 2020 Pazartesi

Sensiz De Yaşanılır

Kurbanıyım bu şehrin
Yolda şarkı söylemeyi
Ağlarken küfretmeyi
Dert çekmeyi öğretti bana,
Tutkunum taşına toprağına bu şehrin.

Tutkunum güneşe göbek atan
Çingene çocuklarına,
Meyveler müjdeleyen
Nar ağaçlarına,

Sensiz de yaşanılır bu şehirde.



Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

9 Ekim 2020 Cuma

Çıldırtma Beni

Kes bu hasret türküsünü,
Çıldırtma beni.
 
Bilirim ömrümün niçin harcandığını
İçin için kaynadığım besbelli,
Besbelli gözlerimden
Kıl üstünde yaşadığım.
 
Ömür törpüsü, sırat köprüsü
Bu dört duvar arası.
Ölümlerden ölüm beğendirmeyin
Kırk satıra da razıyım
Kırk katıra da razıyım.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

5 Ekim 2020 Pazartesi

Olan Olmuş

Beni selamlamadı
Altmış altı bilmem diye
Tahterevalli oynadığımız çocuklar.

Çarkı bozulmuş, dönmez olmuş değirmen
Döğen durmuş, atı ölmüş ceddin,
Beş vakit namaz eksik olmamış evden
Adak adanmış, hesabı cari kapanmış
Elde helal olan kalmış.
 
Üç aylıklar bekleniyor üç bölümlü hanede
Ama gene koyun koyuna sabırla
Dedem, ninem ve Adil.

 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

2 Ekim 2020 Cuma

Teselli

Buymuş göreceğin bu dar dünyada
Kısmetini verenin cömertliği bu kadarmış
Bu kadar sürer dostum
Dost sırtından geçinmek.
 
Kolay değil bu kazançla dem sürmek
Ayrı bir dert bu devirde kız sevmek
Boyun bükmek, dize gelmek
Aç karnına laf işitmek.
 
Neylersin böyle gelmişiz
Ama böyle yaşanmaz
Sağına soluna bak
Bademler çiçek açtı.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

28 Eylül 2020 Pazartesi

Bütün Şehir Şahittir

Başımı rakı değil döndüren
Bu öğle sıcağında,
Ekmek kokusundan da güzel
Alnının ter kokusu.

Ver meyveni mürdüm ağacı
Arzum gibi yağ yağmur
Bütün şehir şahittir
Bu kadını sevdiğime.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

25 Eylül 2020 Cuma

Yolculuk

Yalnız ve çırılçıplak çıktı evimden
- Hosça kalın, demedi
Ne bir selam götürdü
Cennetin kapısını açtırmak için
Ne imamdan kartvizit,
Karım böyle göç etti öbür dünyaya;
Şerefine içiyorum o günden beri
Ne halt eder tek başına dolap beygiri.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

21 Eylül 2020 Pazartesi

Bilen Bilir

Bir gemi kalktı rıhtımdan
Sen de içinde misin?
Yağmur yağıyor rahat rahat
Ağzıma, gözlerime
Ve bütün şehre.

Bilen bilir kadrini
Mürdüm gözlüm, yağmur saçlım
Taşını toprağını mı öptün ki yerin
Kokun geliyor bahçelerden. 


Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

18 Eylül 2020 Cuma

Memnun

Kurşunlanmış göğüsten
Bir ağaç filizlendi,
Güneşe doğru.
 
Memnun o,
Geçen harpte doğduğuna
Bu harpte öldüğüne
Yeni dünyaya doğru.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

14 Eylül 2020 Pazartesi

Memnunum Diyemem

Memnunum diyemem yaşadığıma,
Bana bir şey söylemiyor
Bu deniz parçası, bu taka.
 
Gün bitti, yollara düştü kahır
Ötme vapur, gelemem
Dört duvarla sarılmışım.
 
Sarmadı gitti beni
Bu yandan çarklı dünya;
İki yakam bir araya gelmiyor
Ivırı zıvırı caba.
 
Parmak parmak çürüdü
Bir karış ömrüm,
Yalan şeyleri özlemişim nafile,
Nafile şiir yazmış, kahırla yıkanmışım,
Gülmüşüm söylemişim, bos vermişim her şeye,
Senin için yaşamışım insanoğlu, nafile!

Dünya dolusu dostlarımı
Kurşunlar aldı.
Ecel aldı, açlık aldı götürdü
Toprağa doya doya yedirdi.
 
Değer mi, deme
Bu çektiğimiz?
Böyle yaşamanın da kahrı çekilir
Günler günler uğruna
Böyle yaşamanın da. 


Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

11 Eylül 2020 Cuma

Harp Meydanı

Harp meydanı
Kalabalık ve ıssız
 
Ölüler yüzükoyun
Beygirler kardeş kardeş
Tüfekler yorgun yorgun

Yaralı bir tayyareden
Bir ölü kollarını uzatmış
Yerdeki ölüleri öpüyor

Harp meydanı
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları

7 Eylül 2020 Pazartesi

Çocuklardan Öğrendim

Ne güzeldi toprak
Tabanlarında,
Gözlerinde güneş,
Saçların isyan kokuyordu.
 
Şimdi güneş
Mezarını kaybetmiş
Şehitlerin üzerinden doğuyor.

İsyanı çocuklardan öğrendim.
 
 
Cahit Irgat
Bu Şehrin Çocukları