Şiir, Sadece: Şiirler
Şiirler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şiirler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ağustos 2017 Çarşamba

Şiirler

Yaşam... şafak vakti bir trende
anımsamaktır üzünçlü bir uyanışı
dışarda ölgün ışığı görmüş olmaktır
ısırgan havanın kızoğlankız ve buruk hüznünü
duymuş olmaktır kırık dökük bedende

Daha bir tatlı anımsamak
apansız kurtuluşu oysa
yanıbaşımda genç bir denizci
ve mavisi ve beyazı giysisinin
ve dışarda bir deniz
baştan sona renk tazesi


III.

sen rüzgardan sırılsıklam
iniyorsun kara merdivenlerini meyhanenin
benim uzakçıl bir göğümde
güzel saçların diri gözlerine dökülmüş.

Liman ve rüzgar kokusu şimdi
dumanlı meyhanede
ve oylumlayıp bedenleri
beyaz denizciler sevindiren
özgür rüzgar


IV.

Nisan göğü altında kuşkuludur dirliğim
kımıldar şimdi açık yeşiller
gelişi güzel esen rüzgarda,
uyur sular hala
ama açık gibidir gözleri

Koşar çocuklar çayırda
dağıtır sanki hepsini rüzgar
ne ki yüreğimdir tek dağınık benim
kala kala bu yüreğe
yeşile iz bırakmış beyaz gömleklerinden
(ah gençlik) bir şimşek kalır canlı mı canlı


VIII. 

Kaçma çocuk, gitme tek başına
kendim için söylediğimi sanma
apaçık bir iz gördüm alnında
ama annen görmüyor, görmüyor ne de arkadaşın


IX. 

Bir bardak süt
ve bir meydan anıtlı
bir bardak süt
senin tatlı senin kirli senin yeni
ellerinden


Sandro Penna
Çeviren: Bedrettin Cömert

21 Nisan 2017 Cuma

Şiirler

I.

Bir ağaç yaprağı ailesi
oturmuş kaynağın başına
yaralıyor toprağı gözyaşlarıyla
ve okutuyor suya ateşin kitabını

ailem beklemedi dönüşümü
alıp başını gitti
ne ateş ne de izler


II.

İkarus geçti buradan
solgun yaprakların altına kurdu çadırın, ateşi kokladı
bitkisel odalarda, körpeliğinde tomurcukların
sarstı salladı gövdeyi sonra oturdu
tıpkı bir yumak gibi kendi gövdesine sarılarak.

Vecde geldi, sonra uçtu kanatlanıp
hiç yanmadı. İkarus şimdi dönüş yolunda.


III.

Mızrak taşımadım, ne de bir kafatası deldim
yazın ve kışın
bir kuş gibi göç ederim
açlığın ırmağında, onun büyülü ağzında

Sudandır yüzü ülkemin
egemenlik sürerim şaşkınlık ve acıda
kuraklık ve yağmurda
ha yaklaşmışım ha uzaklaşmışım, hepsi bir bana
ülkem ışıktadır
ve eşiğidir evimin toprak
Bir umut ormanı dikti
açlar
gözyaşlarının ağaç olarak bittiği
dalların gebe kadınlara yurt olmak istediği
bu özlü toprakta

hasat için yurt
Bir çocuktur her dal
uyur yeşil uzayın yatağında
kul eder şikayet ve iniltileri
Açların iç çekişleriyle yüklü durumda
yıkandı küller ormanında
geçip gitti acının kulelerini
yakınmaya başladı görünümden sonra.


Adonis
Çeviren: Özdemir İnce

21 Kasım 2016 Pazartesi

Şiirler

Kanın kırdığı
buz tarlaya yayılmış
kan açık ve belirgin
izler:
bilinmeyen.
Yanına almak yalnızca
vazgeçilmez olanı.
*
Dinle,
sessizlikte,
yok sessizlik:
tırnaklar,
duvar.
*
Yağmur damlası
gümüşleniyor, kararıyor, kayıp gidiyor
sanki hiç ayrılmamış gibi
damın kıyısında,
*
Her şey uzak
kök salmış ağaçlar dışında
deniz,
beni bırakın
yankı.
*
Alır başını gider
ölür
unutursun onu
kapı kapanır
Sürgüyü bulmak için elinle yoklarsın
bir oda var orada
herkes, sanki uyuyor
herkes, taş uykusunda
*
hepsi
görüyor seni.
*
Odam
boş
deniz sağda
görüntünün dışındayım ben.
*
Nice boşluk
yalnızca bir beyaz kar tanesi
yükseliyordu dönerek
imi gibi
karanlığım


Bo Carpelan
Çeviren: Özdemir İnce

Şiirler

Konuşur gibi yaz ve her gün
başka türlü soluk al.

Göz yumma sakın yaşlanmana
ne de bir "mevki sahibi" olmaya çalış,
böyle özgür olabilirsin ancak-
ve örneğin böyle bir bahar günü
oturup bir büyük mağazanın merdivenine
külah dondurmanı yalayabilirsin tadını çıkara çıkara.

Bu kutup bölgesinin temel gereksinimi
yiyecek, ışık, ısınma, temizlik, güvenlik.

Sesin perdesi de çok önemlidir.


Helena Anhava
Çeviren: Özdemir İnce

28 Ekim 2016 Cuma

Şiirler

Oku!
Ama kimileri korkar şiirlerden.
Peki sabahın köründe, çiyli çimenler üstünde
yalınayak yürümek niye?
Bir yetime sevgi göstermek niye?
Balıkçı takalarında denizlere göğüs germek,
tuzlu su yutmak ve boğulmak niye?
Kuşkulanmakla, bulmakla ve güvenilir bir dostu yitirmekle
tembel kafaları dürtüp, karıştırmak niye?
Konuşmaktan, sayılardan ve dizelerin manzarasından yorulanlar,
es geçerler şiirleri, pınarlarda dinlendirmeden gözlerini.
Kimileri yüreklerini göğüslerinin en ulaşılmaz yerine saklarlar,
kanatlarını indirip derin uykuya dalarlar,
ve başka yerleri endişeyle izlerler de
düşlerden, geleceği biçimlendirmekten söz ederler.
Ah, kenarda durmayın öyle,
Bana gelin, şiirler!
Girin evime, pencereden, kapıdan,
İnsanların gözlerinden, merhabalarından;
Açılan tomurcuklanan meşede, bahçenin beyazında,
traktörlerin huzur dolu uğultusunda.
Şakıyın bülbüller gibi
tatarcıklar gibi ötün,
ve yağın pencerelerinden içere
sizi hiçe sayan insanların.


Viktors Livzemnieks
Çeviren: Yusuf Eradam

10 Ağustos 2015 Pazartesi

36

............... yalvarırım sana
süt beyaz giysinle görün Gongyla.
Öylesine uçuşuyorlar ki tutkular
çevrende şimdi.

Çünkü güzelim, giysilerin bile
şaşkına çevirir de görenleri
Kypris bile yakınır bundan diye
sevinirim ben


Safo

6 Ağustos 2015 Perşembe

Nerdesin

(Nerdesin)
Kıbrıs'ta o güzelim liman Paphos'ta belki


7

Sevindireceğim dostları şimdi
en güzel türkülerimi sunarak


8

Soğur onların yürekleri gene
düşer kanatçıkları iki yana


9
(Akşam yıldızı)
en güzeli tüm yıldızlar içinde


Safo

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Pir Sultan'ım Şu Dünyaya

Pir Sultan'ım şu dünyaya
Dolu geldim dolu benim
Bilmeyeneler bilsin beni
Ben Ali'yim Ali benim

Coşma deli gönlüm coşma
Coşup da kazandan taşma
Üçyüz altmış tane çeşme
Serçeşme'nin gönlü benim

Çarşılarda dolanırım
Ben Hakk'ım Hak'tan gelirim
On iki imam hak bilirim
Dedikleri deli benim

Kılıcın kırk arşın uzar
Münkirin kökünü kazar
Çarşı pazarlarda gezer
Dedikleri deli benim

Pir Sultan kapında kuldur
Bunu bilmek müşkül haldir
Ali'nin ihsanı boldur
Şah'ı Merdan kulu benim


Pir Sultan Abdal

18 Nisan 2009 Cumartesi

148 - 155

148

çiçek taçlarıyla toprak, bürünmüş renklere


149

aracısı Kıbrıslı düzenci ecenin


150

dopdolu gözüktüğü zaman ay
sunağın çevresindeydi kızlar


151

Giritli kızlar oynarlardı bir çağda
böyle uyumlu ince ayaklarıyla
usul basarak çiçekli çimenlere


152

Öldü genç Adonis, vah ne edelim Kyteralı,
dövünün kızlar yırtın üstünüzü başınızı
vah Adonis


154-155

güzel bir alış verişti Andromeda'nınki
neden kınamaktasın Safo, cömert Afrodit'i?


Safo

17 Nisan 2009 Cuma

137 - 147

137

ilişme çakıl yığınlarına


139-140

altından daha altın
ak daha da ak sütten
sudan daha yumuşak
lirden uyumlu sesi

attan da görkemli
güllerden de ince
yakışan giysiden daha okşayıcı
daha değerli altından


141

Güzel bir kızım var, sevdiceğim Kleisim
altın çiçeklere benzeyenim benim
değişmem onu tüm Lidya'ya güzel Lesbos'a bile


142

esin perileri bırakın gelin
altın evi


145

(Hekate)
Afrodit'in altın parıltılı hizmetçisi


147

uyuyup göğsünde gencecik dostunun


Safo