Şiir, Sadece: Ali Ahmet Sait
Ali Ahmet Sait etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ali Ahmet Sait etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Nisan 2017 Cumartesi

Beyrut İçin Bir Ayna

I.

Cadde bir kadındır,
Acılarında
Fatiha okuyan
Ya da haç çıkaran.
Göğsünde kanbur gece,
Heybesinde
Sızlanan gri köpekler
Ve sönmüş yıldızlar.

Cadde bir kadındır,
Gelip geçenleri ısıran.
Göğsümde uyuyan deve
Şarkı söyler
Petrol şeyhleri için.
Ve cadde bir kadındır
Yatağına düşen.


II.

Çiçekler resimlenmiş pabuçlara.
Yerle gök renk kutusuna hapsedilmiş.
Tarih,
Tabuta konulmuş mahzende dilim, dilim
Ve, çığlıklarında bir yıldızın ya da
ölen bir ulusun.
Erkekler, kadınlar ve çocuklar uyuyor,
Pantolonsuz,
Döşeksiz ...


III.

Bir nazarlık.
Kuşağa sokulmuş bir kese altın.
Uyuyor sayıklayan bir kadın,
Kollarında bir prens ya da bir hançer.


Adonis
Çeviren: Engin Koparan

Newyork'a Mezar'dan

Armut biçiminde çizildi dünya şimdiye kadar, meme şeklinde
demek istiyorum.
Ama bir mimar kurnazlığından başka bir şey olmayan gömüt
yazıtlı meme biçiminde: Newyork,
dört ayaklı uygarlık, her yön bir cinayet ve yol cinayete giden,
ve ara boşlukta
iniltilere deniz kazasına uğrayanların.

Newyork,

bir kadın-bir kadın heykeli.
Bir elinde Özgürlük dedikleri kağıt parçasını
Tarih dediğimiz kağıt tomarını tutmaktadır.
Adı dünya olan bir çocuğu boğmaktadır öteki eliyle.

Newyork,

asfalt renkli gövde, belinde nemli bir kemer. Yüzü: Kapalı pencere ...
Kendi kendime diyorum: Wait Whitman açacak penecereyi -"ilk
parolayı söylüyorum"- ama artık geri dönmeyecek bir tanrı duyu-
yor bunu yalnızca. Tutuklular, köleler, umutsuzlar, hırsızlar, hastalar
fışkırıyor boğazından. Ne yol var, ne de kaçak. Ve diyorum kendime:
Brooklyn Köprüsü! Whitman'ı Wall Streete bağlayan bu köprü
ama çimen yaprağını kağıt dolara bağlayan köprü ...

Newyork-Harlem

Kim o ipek giyotin halinde gelen, kim o Hudson benzeri uzun gömütte
giden? İnfilak et, gözyaşı töreni. Kaynaşın, yorgunluk nesneleri.
Mavi ve sarı güller ve yaseminler. Sivriltiyor uçlarını ışık ve iğnenin
battığı yerde doğuyor güneş. Kor gibi yanıyor musun, ey oylukla oyluk
arasına gizlenmiş yara? Ölümün kuşu uğradı mı senin oralara,
duydun mu sonunu hırıltının? ip ve acının gergefini işliyor boyun.
Kanda, melankolisi saatin ...,

Newyork-Madison-Park Avenue-Harlem

Çalışmaya benzeyen bir tembellik, tembelliğe benzeyen bir çalışma.
Sünger gibi doygun yürekler, saz gibi şişmiş eller, Çirkef yığınları ve
maskeleri Empire State'in, sac gibi titrek kokular salıyor Tarih:

Kör bir bakış değil bu, ama insan kellesi.
Çorak bir söz değil bu, ama insan dili.

Newyork-Wall Street-125. Sokak-Beşinci Cadde

Omuzlar arasında yükseliyor bir denizanası hayaleti. Esir pazarı bütün
soyların. Cam bahçelerinde bitkiler gibi yaşayan insanlar. Zavallı
görünmezler sızıyorlar içeri: Uzayın dokusunda toz, kurbanlar sarmalı.

Cenaze törenidir güneş
ve gün, kara davul


Adonis
Çeviren: Özdemir İnce

21 Nisan 2017 Cuma

Şiirler

I.

Bir ağaç yaprağı ailesi
oturmuş kaynağın başına
yaralıyor toprağı gözyaşlarıyla
ve okutuyor suya ateşin kitabını

ailem beklemedi dönüşümü
alıp başını gitti
ne ateş ne de izler


II.

İkarus geçti buradan
solgun yaprakların altına kurdu çadırın, ateşi kokladı
bitkisel odalarda, körpeliğinde tomurcukların
sarstı salladı gövdeyi sonra oturdu
tıpkı bir yumak gibi kendi gövdesine sarılarak.

Vecde geldi, sonra uçtu kanatlanıp
hiç yanmadı. İkarus şimdi dönüş yolunda.


III.

Mızrak taşımadım, ne de bir kafatası deldim
yazın ve kışın
bir kuş gibi göç ederim
açlığın ırmağında, onun büyülü ağzında

Sudandır yüzü ülkemin
egemenlik sürerim şaşkınlık ve acıda
kuraklık ve yağmurda
ha yaklaşmışım ha uzaklaşmışım, hepsi bir bana
ülkem ışıktadır
ve eşiğidir evimin toprak
Bir umut ormanı dikti
açlar
gözyaşlarının ağaç olarak bittiği
dalların gebe kadınlara yurt olmak istediği
bu özlü toprakta

hasat için yurt
Bir çocuktur her dal
uyur yeşil uzayın yatağında
kul eder şikayet ve iniltileri
Açların iç çekişleriyle yüklü durumda
yıkandı küller ormanında
geçip gitti acının kulelerini
yakınmaya başladı görünümden sonra.


Adonis
Çeviren: Özdemir İnce