Şiir, Sadece: Jose Marti
Jose Marti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Jose Marti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Aralık 2017 Salı

Akademik

Gel şöyle atım; kolan vurayım sana
istemiyorlar bilge içgüdüsüne uyup yaşamın
Koşasın doğal çalımınla savaş alanında.
Adımların koşu pistine uymalı
Kırbacın dilini öğrenmeliymişsin
Ve bir eğer vurulmalıymış görkemli sırtına.
Gel şöyle atım, yürek için gerçek olan
Ne varsa onlara yalan gelir
Ve toprağın yumuşak mantosunu yırtarak
Binlerce sedef damlalar halinde saçılan
Berrak bir kaynağın suyu gibi
Yakıcı ve ruhun derinliklerinden fışkıran
Dizeler, onlara kalırsa söylenmemelidir
Cüppeli ukalaların vaz'ettiği
Küçük, zararsız kalıplar önerir onlar
Ve özgür bir adam görmesinler kapısında tapınaklarının
"Hırsız var" diye koparırlar velveleyi.
Gel şöyle atım, taze ot ve çayır çiçeği kokan
Işık saçan toynaklarınla
Çiğne geç kolanları; ve züppelerin
Eski yapraklar, roma gülleriyle
Ve donuk ışıklı yunan mücevherleriyle
Bezenmiş şatafatlı gömleğini
Kuru, iyiliksever bir kütüğün üstüne fırlat ki
Güneş can versin yeniden ısıtıp da.
Ve dünyaya açılan aydınlık şafakta
Fırla yeni dünyaya doğru dörtnala.


Jose Marti
Çeviren: A. Behramoğlu - Aysel Özakın

İki Yurt

İki yurdum var benim: Küba ve gece.
İkisi de bir sayılır aslında. Yiterken
Güneşin görkemi, Küba
Üzgün bir dul gibidir
Uzun örtüleri içinde, suskun, elinde karanfil
Bilirim ne olduğunu elinde ürperen
Bu kanlı karanfilin! Bomboş
Göğüs kafesim, bomboş, paramparça
İçinde yüreğimin çırpındığı. Vaktidir
Ölüme gitmenin. Uygundur gece
Elvedalara. Işık engeller bizi.
Sözler de. Evren
İnsandan daha ustadır konuşmada.
Bayrak gibi
Kavgaya çağıran bir bayrak gibi
Işıldıyor kızıl alevi mumun, açıyorum
Pencereleri. Daralıyor yüreğim
Küba, dul Küba, göğü karartan
Bir bulut gibi sessizce geçiyor
Kopararak yapraklarını karanfilin...


Jose Marti
Çeviren: A. Behramoğlu - Aysel Özakın

Kabaran Bir Dalga Gördüğünde Sen

Kabaran bir dalga gördüğünde sen
Şiirimi görüyorsun demektir
Yükselir göğe, fakat bazen
O hafif ve uykulu bir yelpazedir.

Öyle bir hançerdir ki şiirim
Çiçeklenir elde kabzesi
Şiirim bir çağlayandır
Suyu berrak, kristal gibi.

O fışkıran bir yeşilliktir
Pırıl pırıl ve alev kızıllığında.
Şiirim yaralı bir geyiktir
Bir sığınak arayan ormanda

Şiirim kardeştir cesarete
Yalın, içten ve özlüdür
O, kendisinden kılıç yapılan
Çelikle aynı örste döğülmüştür.


Jose Marti
Çeviren: Ataol Behramoğlu

21 Ekim 2017 Cumartesi

Selamlarım Şiiri

Güzel bir kadını selamlayan
Şövalye gibi ben de
Selamlarım şiiri kalemimle.
Ve tıpkı bir dövüşe girer gibi
- Çalışma öncesinde -
Delici bir mızrağa
Dönüşür kalem.
Tutku küheylanı gemlenmiştir
Pelerin omuzlarda
Ve ben, vahşi hayvan eğitmeni
Solgun bir yüzle
Selamlarım şiiri.
Ve hemen ardından
Bir matador gibi
Girerim arenaya
Kudurgan boğa, boynuzlarıyla
Delsin diye karnımı;
Ve bu yüce gösteriyle esinlenmiş -
Dünya, banarken beyaz ekmeği kırmızı şaraba
Ve kanı çekilmiş, soğuyan vücudumla
Uzaklaşırken ben
Yeni doğanların tutuşur bakışları ...
Ve denizler plajlara
Yeni kumlar bırakırken,
Yeni kanatlar çıkarken
Yumurtalardan kuytu yuvalarda,
Kaplan eniklerinin keskinleşirken
Köpek dişleri ve meyve yüklü ağaçlarda
Belirirken narin yapraklar
Tıpkı doğa gibi şiirim de
Gelişecektir; ve onun ardı sıra ben.
Kim ki bu güzel dünyadan
Bir yakınmayla söz eder sadece
O kör ya da ödlektir ...


Jose Marti
Çeviren: Ataol Behramoğlu

20 Ekim 2017 Cuma

Aynı Yalınlıkla Ölmek İsterim

Aynı yalınlıkla ölmek isterim
Kırda bir çiçek gibi sakin, gösterişsiz.
Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde
Yeryüzü uzansın altımda sessiz.

Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim
Varsın hainler gizlensinler soğuk bir taş altında
Dürüstçe yaşadım ben, karşılığında
Yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim.


Jose Marti
Çeviren: Ataol Behramoğlu