Şiir, Sadece: Vicente Aleixandre
Vicente Aleixandre etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Vicente Aleixandre etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Ağustos 2017 Cuma

Şair Herkes İçin Söyler Türküsünü

I.

İşte herkes orda, bakarsın geçişlerine.
Nasıl can atarsın, aralarına karışmak tanımak için onları
Yüreğindeki çılgın kasırgadır çıldırtan seni.
Acının depreştirdiği kalabalık,
İçine işlemiş susku,
Ne deyip karar verirsin. İşte, geçiyorlar.

Herkes. Çocuklar ve kadınlar. Durmuş oturmuş erkekler bile.
Acı apaçık bakışlarında.
Ve bir tek kalabalık, tek bir varlık gibi geçer.

Ve sen, daralmış yüreğin, tek başına kalan acının
kudurganlığıyla,
Son bir çabayla kalabalığa karışırsın.
Kendini bulursun, kendini tanırsın böylece.
Dingin dalgalara bırakıp kendini, ağır ağır açılırsın.
Yumuşak itişlerle gidersin, yumuşacık sallanışlarla.
Ve yoğun bir mırıltı duyarsın, alçak sesle söylenen bir ilahiyi
andıran.
Binlerce yürek tek bir yürekte çarpar, sürükler seni.


II.

Seni sürükleyen tek bir yürektir. El etek çeker
Kendi acın, daralmış yüreğin ferahlar.
Tek bir yürek olursun, şakaklarında duyarsın atışını,
Seni sarar, göğsünü kabartır,
yürüdükçe güç verir kollarına.
Ve eğer dikelirsen, bir an yükseltirsen sesini,
bilirsin ki bir türküdür söylediğin,
karanlık ve uçsuz bucaksız bütün bedenlerin derininden kopup
gelen aydınlıktı bu
ve bedenlerde, ruhlarda senin haykırışınla borcunu ödeyendir,
sana destek olanların sesidir, içinde sen de varsın,
senin sesin, şaşırarak kendini tanıdığın güçlü ve gerçek ses.
Darmadağın olmuş yüreklerin sesidir bu, gırtlağından
fışkırıp gökleri saran
ses sade ve açık.


III.

Herkes için yükselir bu ses, bak bütün insanların kulağı sende.
Kendilerini duyarlar, kendilerini bulurlar bir tek seste.
Söylediğin türkünün gücü kuvveti onlardır, bir ırmak gibidirler.
Irmağın dalgalarına karıştın, dağılır gibi insanları birbirine
İşte onları sürükleyen ses, titreşir ve bir yol gibi uzar.
İnsanların adımları üstünden geçer onun, onlar
çiğner ve bedenlerinden izler bırakırlar.
Ses dağılır, verir kendini ve kalabalık akar, akar,
yüreğe ulaşır, bir yoldur bu, bir dağ gibi
Tepeye kadar varır. Güneşin rengi alınlarda solar.
Herkes türkü söylemeye koyulur aydınlık zirvede.
Sesin onların sesi, ortak ve yüce.
Ve kuvvetin ve gerçeğin maviliği
yankılar insanların sesini. Görkemle
bağladın.


Vicente Aleixandre
Çeviren: A. Hatipoğlu - E. Canberk

Gerçek

Duvarlar değil, gölgeler boğuyor kalbimi; nedir bu
gölgelerde gülümseyen? Hangi yalnızlık bu çırpınan
aysız acısıyla kollarının ve bitmeyen çığlıklarını
geceye çarpan? Kim bu gizlice şakıyan yapraklar içinde?
Kuşlar mı? Sanmam, bir anısıdır kuşların belki. Nesin sen
bir yankıdan başka, bir yankı ancak, dağınık tüyler,
bir yığın döküntü elimde kalan? Sevgiliyi öpmek değildir
külleri öpmek. Ve kurumuş bir dalı kemirmek
o kadar uzaktır ki ışıyan bu dudakları
yükseldikçe parıltısına parıltı katan şu fildişi göğse
dayamaktan. Güneş, ey göz kamaştıran güneş!

Bir yana bırakılır giysiler - hışırtılı, işe yaramaz
kalıntıları şehrin. Gövde pırıl pırıl uzanır,
çıplak, akan suları gibi bir kaynağın,
dönencelerde yanan dalların arasında
kendini duyuruşu gibi ekvatordan fışkıran hayatın.

İç; tüket o güçlü ateşini öğle vaktinin -
ışıklarını doruklara salıp tam bir esriklik içinde
seni tutuşturan ve eriten. Ey güzel, hayatı sürdüren ölüm,
közleri günün! Hayatına alevlerle son veren balta
girmemiş orman!


Vicente Aleixandre
Çeviren: Cevat Çapan

3 Ağustos 2017 Perşembe

Şakıyın Kuşlar

Kuşlar, özgür kanatlarınızın okşayışları
alamaz elimden hüzünlü anılarımı.
Ne aydınlık bir coşkunun
cıvıltısıdır bu bağrınızdan konuşan!
Şakıyın bana, parlayan kuşlar
yanan ormanlarda sevinci çağırıp
aydınlıkla esrik, bir çanın dilleri gibi
maviliklere yükselin
sizi sevgiyle bağrına basan.
Şakıyın bana, her gün yeniden doğan
ve çığlıklarınızla dünyanın suçsuzluğunu
haykıran kuşlar. Şakıyın, şakıyın ve sevinin yürekten
kökümden kopardığınız için beni ve yeryüzüne dönmeyin.


Vicente Aleixandre
Çeviren: Cevat Çapan

Çıplak Bir Kıza

Nasıl da tatlı tatlı bakıyor bana -
sen siyah gözlü kız!
Köpürüp akan ırmağın kıyısından
açıkça seçiyorum yeşillerle uyumlu çizgilerini.
Otları dağlayan alevler gibi bir çıplaklık değil bu,
ne de küllerin habercisi bir köz sıçrayıp parçalanan,
daha çok, oraya sessizce yerleştirilmiş, sabahın
en körpe çuhaçiçeğisin sen, bir solukta yetkinleşen.
Esintiyle sallanan çuhaçiçeğinin serin imgesi.
Gizli, el değmemiş çimenden bir döşeği var gövdenin
Kenarları dingin akan bir ırmak gibi.
Uzanmış yatıyorsun ve koyaklarda esen yellerin
bestelediği bir türküyü söylüyor sevimli çıplaklığın.
Ey ezgilerin kızı, nice incelikle sunulan
ve orada o uzak kıyıda kabul edilmeyen armağan.
Azgın dalgalar giriyor araya, ayırıyor seni benden,
tükenmek bilmeyen tatlı isteğim, mutluluğun bağı,
göksel bir yıldız gibi o otlarda serili yatan gövde.


Vicente Aleixandre
Çeviren: Cevat Çapan