Şiir, Sadece: Kıyıda
Kıyıda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kıyıda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Ocak 2014 Perşembe

Kıyıda

Santos'da, muzların kekremsi tatlı kokusunda
yumuşak altın bir dalga gibi, esneyerek sırtında,
sahillerde terk ediliyor parçalanmış cennetin
aptal tükürüğü,
ve demir katısı bir çığlığı gölgelerin, su ve lokomotifler,
terden ve tüyden bir akım,
alazlı yaprakların derininde batan ve yüzen bir şey
titreyen bir koltuk altı gibi:
kanatların bir bunalımı, utangaç bir köpük.


Pablo Neruda
"América, no invoco tu nombre en vano", "Canto General"den

24 Eylül 2013 Salı

Kıyıda

Deniz, burası, burası kum,
Denizdim ben, kumdum ben.
Bir sesim, bir yüzüm olduğu gün
Olduğu gün başladı çilem.

Ne güzel olurdu!.. Ne güzel olurdu.
Bin yıl önce rastlasaydım sana.
Ne güzel olurdu ... Ne güzel olurdu
Yüz bin yıl önce rastlasaydım sana!

Gökten çalardım ateşi... Çalardım ateşi
Prometeden önce, çok önce ondan,
Mağaramıza getirirdim, sana getirirdim onu
Yaz meyveleri gibi avuçlarımda.

Ceylanları vururdum oklarımla
Yaban sığırını ucu yakılmış kargımla
Göllerde cennet kuşunu yakalardım.
Cennetin ormanlarında verirdim sana.

Senin için altın balıklar avlardım
Şu masmavi denizde.
Olgun elmasını ayın koyardım önüne
Çoban yıldızının kırmızı kirazını.

Ah! Ne iyi olurdu, ne iyi olurdu
Dünya yaratılırken rastlasaydım sana.
Şimdi yapayalnız, kıyıda, yapayalnız,
Köpüklü dalgalar arasında görüyorum seni.
Kumda ayaklarının izini
Rüzgar silmiş, silmiş sular ...

Deniz burası, burası kum.
Denizdim ben, kumdum ben.
Kumdum ben, görmedin beni.
Denizdim ... Deniz olacağım yeniden
Kumdum, kum olacağım yine.
Kum olacağım, kum, muhakkak.


Zaharia Stancu
Çeviren: Yaşar Nabi