Şiir, Sadece: Makedonya Şiiri
Makedonya Şiiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Makedonya Şiiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ocak 2018 Perşembe

Çingeneler

Karanlık yağmurlar gibi dağılmışlar
sıcaklarda
ne dua edecek kiliseleri var
ne savaş duyuracak devletleri
başkaları için kılıç yaptılar
kendilerine salt yalnızlık türküsü söylediler
içlerinde en iyi türkü söyleyeni
seçtiler padişah kendilerine.


Radovan Pavlovski
Türkçesi: Necati Zekeriya

10 Ocak 2018 Çarşamba

Bu Gece

Bu gece bir ot sevecek
doğacak ardından yeşil
gölgelerle

Bu gece bir yaprak sevecek
yağacak ardından yağmur
gümüşlerle

Bu gece bir ağaç sevecek
düşecek ardından gök
mavilerle

Bu gece bir ozan sevecek
kalacak ardından şiir
ağrılarla


Necati Zekeriya

Deniz

Güzelliğinle büyülenmişim işte
Yaldızlı kıyısında duruyorum damlaların
İçime doluyor sabah. Gözlerin öylesine yakında
Soluğun öylesine yakında. Ama bakıyorum
Ellerim bomboş şimdi.

Deniz! Ah, deniz!
Durgun. Üstünde güneş gerdanlığı.
Aynalar korosu. Gülümseyen sessizlik.
Kimseler bilmez derinliklerinde
O erişilmez uçurumlarda gizlenenleri.

Ne gelir elimden, söyle bana kadınım,
Kıpırtısız denizine karşı senin
Uzaklardan kopup gelen bir rüzgarım sadece.
Alevli tenini ıslatırım
Yağmur ellerimle, fırtına bedenimle.

O güzel yokluğun büyük oyununda
Bir ülkesin sen altında gök ayaklarımın
Bulamam seni, ulaşamam sana
Ayak izlerime bakıp oyalanırım.

Yalnız kıyılarda kırışırsın sen
Açmazsın karanlığının gizlerini
Sisler içindeki oyunumuz ansızın biter
Ya yorgunluğumdan benim, ya senin sıkıntıdan

Güzellik yanıltır beni, bu oyun yorar
Kırık kanatlarla havalanırım
Dönüşü olmayan sonsuzluk ülkesine.

Ama kalırsın sen. Kadın. Deniz.
Kendini güneşin öpüşlerine açan.
Rüzgarız, oyunumuz kurutur bizi
Kuşlarız, yitirir bizi türkülerimiz.


Mateya Matevski
Türkçesi: Necati Zekeriya

9 Ocak 2018 Salı

İlinden Ezgilerinden

III.


Dün akşam karanlıkta
hışırdarken karaağaç
yattım, uyur uyumaz
bir düş göründü bana
tuhaf mı tuhaf bir düş.
Gece karanlık, sisli
ve siste iki şahin
kanatlarında bir inci gerdanlık.

- Anne ne demek bunlar
Nedir gizlenen sisin ardında?

- Bir düştür bu oğlum
inilti gibi ağır bir düş.
Yargıdır, zindandır o karanlık
iki kardeştir o iki şahin
prangadır o inci gerdanlık.


Blaje Koneski
Çeviren: A. Behramoğlu

Trenden Seyrederken

Yemyeşil bir ülke, yollar arada
Benim çocukluğum geçti burada.
Şimdi o dağlar, ardımdan ağlar.

Bunlar ötesinde bir köy uzayan
Bir dost yok mu mendil sallayan?
Şimdi o dağlar, ardımdan ağlar.

Tren çiğner ne varsa yolun üstünde
Vaktiyle bir çocuk vardı bu köyde.
Şimdi o dağlar, ardımdan ağlar.

Anılar geriye çağırır çok kez
Yaşamca iter başka yerlere.
Şimdi o dağlar, ardımdan ağlar.


Blaje Koneski
Türkçesi: Necati Zekeriya

5 Şubat 2011 Cumartesi

Özlem

Sakin bir yerde
tutkular parçalar beni
Yitirilen davul sesi kulaklarıma gelir
yeniden

Gökyüzü özlem çeker düşe
toprak uykusuzdur
Dokumacılar dokuyun güneşi
yüreğim tezgah olsun size
belki kuşandığım ruh mutluluk verecek bana
dayanaksız gökyüzünden her şeyi görmek
mümkündür

kuş haça kondu ansızın
beni özlem dolu gözler götürür ta ötelere
uğradım deniz kıyısına bu sabah
sessiz bir yer bulamadım nedense
Sıcak bir söz mü? Ağrılarla dolu bir
yoldur o

yüreğimize nakış dokur
Bir sürü kuş içinde
sevgimi mi yitirdim
yoksa süre içinde belirsiz mi kalıyorum


Radovan Pavlovski
Çeviren: N. Zekeriya

Toprak Olmayacağım

Toprak olmayacağım Su olacağım ben
Suların bir ucu şimşeklere dayanır
Nehirleri ağlatan ey Kara bulut
toprak olmayacağım ben
zemzem suyu olacağım
ilaç yerine arayacaklar beni
yollarda evlerde eczanelerde
Toprak olmayacağım ben
su benim içimdedir dışımdadır su benim
her şey şimşeklerle gelir içimden
Nedense Çar Samuil'in yüzüyle
şimşekler gözlerim önünde yumuşar
Ben öldükten sonra doğururken şaşıp kalma
Ben suyla gelip geçtim
suyla içtim köklerini kötülüklerin


Radovan Pavlovski
Çeviren: N. Zekeriya

4 Şubat 2011 Cuma

Ayışığı

Çocuk başlarıyla
kırkayaklar

Parkta
kımıldamadan duran
anıtları Roma'nın

Kesilmiş harflerle
günceler

Akan bir su
kaynağı değişmeyen

Gelişigüzel
toplanmış yemişler

Ellerimiz var
ikircimmli

Ayışığı altında
kocaman toprak testilere
nasıl sığmalı.


Vlado Uroseviç
Türkçesi: Necati Zekeriya

3 Şubat 2011 Perşembe

Gözetleyenler

İnsanlar
büyür camlar ardından
bakarlar günbatımlarına

Ovalara
ev eşyaları sığmaz
her yan buz

Ah ne güzel
ne güzel şu gün batışları

betikler yorgun
sözler anlamsız

Ah ne güzel ne güzel şu gün batışları
ırmaklar ardında

Her yan buz


Vlado Uroseviç
Çeviren: N. Zekeriya

Kılıçlı Göz

göz gözü görmez
akın akın doğan
dolunay
sevecenlik dolu
tanımlanması güç
yığın yığın

cenk cenk
gül
kılıç kanlım
çiçek sözlüm
gül kılıç


İlhami Emin

28 Ocak 2011 Cuma

Günler

Boynumda gerdanlık gibi
bir süs, taştan yapılma
abanıyor omzuma günler
eziyor omzumu ağırlıklarıyla.

günlerim benim, zavallı günlerim
acıdır yazgısı gündelikçinin.

Uyanırsın sabahın köründe
gece dönersin zifir karanlıkta
sevinçle gidersin işine
dönersin acıyla.

Eh, köpek hayatı bu bizimkisi
lanet olası, lanet olası!

Köle olarak doğmuşuz bir kere
sor ki hayvandan farkımız var mı?
ömrünce didin dur boş yere
doldurmak için elin ambarını.

başkasına beyaz ev kur
Kaz kendine kara çukur!

Öküz gibi çalış tarlada
titreye titreye acıdan
günlerin gerdanlığı boynunda
dövülmüş çelik halkalardan.

gün günden ağır daha
demir bir zincir boynunda.


Koço Ratsin
Türkçesi: Ataol Behramoğlu