Şiir, Sadece: Yevgeni Yevtuşenko Şiirleri
Yevgeni Yevtuşenko Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yevgeni Yevtuşenko Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Nazım'ın Kalbi

Usandığım zaman gerçeklerin yalanından
kaygının küstah baskısından
tunç Nazım'ı anımsarım
ve sesini
biraz hançeri:
"Merhaba kardeşim ...
Ne o neden suratın asık öyle?
Boş ver!
Yoksa şiir takıldı mı bir yerde?
Gel beraber bitirelim.
Para mı yok?
Çaresine bakarız dert değil
Sevgili mi yok?
Aldırma buluruz ..."
Oysa asıl kendisinde bir şey var
içini yaralayan
yüzünün buruşuklarından dehşetle akan:
"Hepsi iyi ya
şu kalp ağrısı ...
Adam sen de
ağrıyadursun yaşıyoruz ya..."
Bazıları için şiir
bir roldür,
bir dükkancıktır bazıları için
kardır.
Onun gibileri içinse
ağrıdır şiir
rol değil.
Nazım'ın kalbi de işte
ağrıdı durdu böyle.
Üzerine titreyen doktoru bir defasında
hani pek de güvenmeyerek
demişti bana:
"Bakın, demişti,
Keskin konulardan kaçının ki
ağrımasın Nazım'ın kalbi..."
İlahi doktor!
Hastanız gitti.
Fayda etmedi çabalarınız.
Ama kalbi
gizli gizli çarparak
devam ediyor ağrımaya
ölümünden sonra da
İçimdeki acı ağrıyor
Ruslar için Türkler için ağrıyor
Nazım gibi mahpusta hür herkes için
ağrıyor.
Hapishane şefkatiyle yetişen o kalp
(ölümden sonra bile)
dinlemiyor doktorları,
korkak olduğumuz zaman ağrıyor,
neme lazım dediğimiz zaman
ve
kendisi gibi iyilikle
cesaretle
"Merhaba kardeşim..." diyemediğimiz zaman ağrıyor.
Varsın ağrısın kalplerimiz
hepsi için
yeter ki ağrımasın
kalbi Nazım Hikmet'in.


Yevgeni Yevtuşenko
Türkçesi: Lel Starostov

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Üç Dakikalık Gerçek

Bu şiir, Küba'nın bir ulusal kahramanı
olan Jose-Antonio Echevarria'nın anısına
adandı. Arkadaşları ona, İspanyolca
"elma" anlamına gelen MANİANA
adını takmışlardı.

Bir delikanlı vardı Manzana adında.
Bir saydam kaynaktı gözleri
uğultuluydu
yüreği
bir tavan arası gibi tıpkı
güvercinlerin,
gitarların,
tabloların
tıka basa doldurduğu.
Severdi mısır yemesini çıtırdatarak,
bayılırdı beyzbol oynamaya,
çocuklara, kuşlara,
ve, çılgın kasırgasında
bir paçanganın
biterdi
kaşları altındaki
iki tansığın
bakışına.
Ama bir delikanlı vardı Manzana adında,
bir çocuğa benzerdi,
ama yalımlanırdı yüreği iğrenme ve horlamayla
ne zaman karşılaşsa
sözde sofularla
ve aldatmayla.
Oysa, o zamanlar Küba'da
binlerce maskeyle bezenmişti yalan
salonlarda kol gezerdi
ve
bir kral gibi
kurulurdu
Başkan'ın
arabasında.
sütun sütun dolardı gazetelere
utanmadan,
ve günün ışımasıyla birlikte
rock'n roll'
la karışık
fışkırırdı
radyo
istasyonlarından.
Ve işte o zaman Manzana adlı delikanlı,
ün için, şan için değil,
sadece herkes,
sadece gerçeği görsün diye Küba'da,
ele geçirmeye karar verdi radyo vericisini,
Ve
arkadaşlarıyla birlikte
elde tabanca
daldı oraya,
aldı elinden mikrofonu
bir güzel şarkıcının,
ve onun sesi cesaret
ve inanç yani
sesi Küba'nın anlattı
gerçeği halka.
Üç dakika, fazla değil!
Sadece üç dakika!
Ve sonra bir silah sesi,
sesssizlik sonra.
Son noktasını koydu
bu tamamlanmayan söyleve
Batista'nın kurşunu.
Ve tekrar
bir rock'n roll başladı şen şakrak,
ve o,
o anda ölümsüz, vermiş hayatını
üç dakikalık gerçek için
yatıyor, genç ve mutlu.
Sözüm sanadır Dünya gençliği:
ülkende egemen olursa yalan,
gazetelerde boy gösterirse yalan hiç durmadan
Gençlik!
Manzana'yı hatırla!
İşte insan dediğin böyle yaşamalı
ve eğlenmemeli gerek
dalga geçerek.
Ölüme yürümek,
unutup
huzuru
Ama söylemek
üç dakika bile olsa
rahatı,
gerçeği söylemek
gerek!
üç dakika olsun, yeter!
Sonra,
ölüm hoş gelir
safa gelir.


Yevgeni Yevtuşenko
Çeviren: Ö. İnce