Şiir, Sadece: Gazel XXVII

15 Mart 2011 Salı

Gazel XXVII

Fâ'ilâtün/Fâ'îlâtün/Fâ'ilâtün/Fâ'ilün


1. Sâkiyâ câm dut ol âşıka kim kayguludur 
    Kaygu çekmek ne içün câm ile âlem doludur

2. Telh güf târsuz olmaz leb-i yâr ey âşık 
    Çoh heves eyleme ol şerbete kim ağuludur

3. Koyalum başı hum-i bade ayağına gelün 
    Dutmamak olmaz anım hürmetini bir uludur

4. Munca kim kûh sıfat başuma daşlar urılur 
    Dîde-i bahtum uyanmaz ne ağır yuhuludur

5. Dil-i pür-hûnuma yağdurma belâ peykâmn 
    Hazer it şişeye nâ-geh zarar eyler doludur

6. Gönlümün zahmına peykânunı itdüm merhem 
    Genc-i gamdur n'ola ger beyle demür kapuludur

7. Nerkisün fikri Fuzûli göz ü gönlümde gezer 
    Dırtar âhû vatan ol virde id otlu suludur


Fuzuli

1. Ey saki! O âşığa kadeh tut, çünkü kaygılıdır. Ne için kaygı çekmeli, âlem kadehle doludur (kaygı çekeceğine kadeh çeksin).

Dolu kelimesi boş karşılığı ve dolu kadeh anlamlarıyla tevriyeli kullanılmıştır. Saki, kadeh, dolu kelimeleriyle ihamı tenasüp sanatı ya­pılmıştır.

2. Ey âşık! Sevgilinin dudağı acı sözsüz olmaz. O şerbete çok heves etme ki ağılıdır.

Acı söz deyiminde mecaz vardır. Dudak ve şerbet ile acı ve ağı kelimelerinde müraat-ı nazir sanatı vardır.

3. Gelin başımızı şarap küpünün ayağına (dibine) koyalım. Hürmet etmemek olmaz. O bir uludur.

Eskiden padişahın veya büyük bir kimsenin ayağına baş koy­mak veya ayağını öpmek suretiyle saygı gösterilirdi: Hürmet kelimesin­de tevriye vardır. Saygı ve haramlık anlamlarında kullanılmıştır. Müs­lümanlıkta şarap haramdır. Hürmetin haramlık anlamı ile bade arasın­da ihamı tenasüp bulunmaktadır. Baş ile ayakta tezat vardır.

4. Başıma dağ gibi bunca taşlar vurulduğu halde bahtımın gözü uyanmaz, ne ağır uykuludur.

5. Kan dolu gönlüme belâ okunu yağdırma sakın, şişeye birden zarar verip kırar, çünkü doludur.

Divan edebiyatında gönül şişeye benzetilir. Şişe gibi çabuk inci­nir, kırılır. Gönlün kanla dolu olması ıstırap ve keder dolu olduğunu ifa­de eden bir deyim olup gönülde kan bulunmasından kinayedir.

6. Okunun temrenini gönlümün yarasına merhem ettim. Gönlüm gam hazinesidir. Böyle demir kapılı obuasına şaşılmaz.

Gönül hazineye, ok temrenleriyle dolu gönül yarası da hazinenin demir kapışma benzetilmiştir.

7. Nergise benzeyen gözünün düşüncesi Fuzûli'nin gözünde ve gönlünde gezer. (Nitekim) ahu otlu ve sulu yerleri vatan edinir.

Otlu, sulu yer, otu ve suyu bol olan yer anlamında kullanıldığı gibi, ot kelimesi tevriyeli olup ateş anlamında gönül ile ilgilidir. Gönül ile ot, göz ile sulu kelimeleri arasındaki ilgi dolayısıyle beyitte düzensiz leff ü neşr vardır.

Hiç yorum yok: