Şiir, Sadece: Ölüm
Ölüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ölüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Eylül 2018 Çarşamba

Ölüm

1

Evimizde babamın hatır günü
Güneş bütün hışmıyla yükseliyor evin tepesinde
Seviyordum, çok seviyordum
Yaratanda sıkışır gömüt
Asi gizini seviyorum gömülüşün
Toprağın mahmur çehresini
Seviyorum, bağrındaki ot kırıntılarını ve çamuru.


2

Ey ateşin alevi şayet alacaksan
Buzları çatlatma, selamı titretme
Ateş bağrın bir küre olsa
Yeri biz bekledik ahiret uyurken
Ateş yaşlı da olsan ancak
Seninle döndü o eski şaşkınlık
Geçerli zamana,
İşte güneş eski hatır günlerinde
İki gözkapağı altında battı çocuk
Çocuksa ufku da görür.


3

Evimizin üstünde parladı sessizlik ve suskunluk ağladı
Babam şimdi öldü, kökler kuru, ve yıllar ölü


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

5 Ocak 2017 Perşembe

Ölüm

Ne korkusu vardır, ne de emeli
Can çekişmekte olan bir hayvanın;
Korkularla, umutlarla eceli
Bekleyip durmak yazgısını insanın.
Kaç kere ölmüştür insan üstüste
Ve kaç kere dirilmiştir art arda.
Bir büyük adam gururuyla işte
Katillerin karşısına çıkar da
Küçümser, hor görür, alaya alır
Ecelin kesmesini soluğunu.
Ölümü etle kemik gibi bilir -
İnsan kendisi yaratmıştır onu.


William Butler Yeats
Çeviren: Talat Sait Halman

30 Ekim 2014 Perşembe

Ölüm

sırça atın mavi kanatlarına 
inen sabırsız balyoz 
karışırken yelesi rüzgârın saçlarına


Ayten Mutlu

18 Ekim 2013 Cuma

Ölüm

I

Dünyaya birçok kez gelmişim
Yok olmuş yıldızların dibinden
Ellerimde tuttuğum
Ölümsüzlük bağlarını dokuyarak
Şimdi öleceğim yeniden
Vücudumu örten toprağa sarınarak!

II

Ne papazların sattığı
Gökyüzünden bir parça aldım.
Ne de tembel zenginler için
Metafizikçilerin,
Düzüp koştuğu, karanlıklardan.

III

Ölüm içinde yoksullarla bir olmak istiyorum
Göğü elinde tutanların kamçıladığı
İnceleme yeteneği olmayanlarla!
Şimdiyse ölüme hazırım
Beni saran bir elbise gibi
Sevdiğim renkten
Boyu posuma tıpatıp; uygun
Ve benim için gerekli olan
Beni saran bir elbise gibi!


Pablo Neruda

Ölüm

Pense gibi köpek balıkları,
deniz dibinin kadifesi gibi,
dar aylar gibi ortaya çıkıyorsunuz
birdenbire o kızıl yumurtayla:
yağla parıldayan yüzgeçler karanlıkta,
üzünç ve hız, hangi suça doğru
baş döndüren ışığıyla bir taçyaprağı gibi
korkunun gemileri,
bir ses bile olmaksızın, yeşil bir ateşte,
bir kıvılcımın bıçak vuruşu.

Denizin derisinde aşk gibi
kayan temiz gölge biçimleri,
gırtlağa dalan aşk gibi,
güvercinlerde pırıldayan gece gibi,
şarabın hançerlerdeki ışıltısı gibi:
muazzam meşinlerden geniş gölgeler
tehditkâr sancaklar gibi: kollardan
dallar, ağızlar, dalgalanan bir çiçekle
yutulmuş olanı çevreler gibi diller.

Hayatın en küçük damlasında
bekliyor kararsız bir ilkbahar
dokunulmaz sistemiyle kuşatacak
boşluğa titreyerek düşeni:
kötücül fosfordan bir kuşağı
yitik olanın kara ölüm savaşına
götüren o morötesi bağ,
ve boğulmuşun battaniyesi örtünmüş
mızraklardan ve yılan balığından bir ormanla,
her şeyi yutan dipte
titreyen ve dipdiri bir mekik gibi.


Pablo Neruda
"Evrensel Şarkı"nın "Büyük Okyanus"dan

17 Ekim 2013 Perşembe

Ölüm

Halkım, burada karar vermiştin
bozkırın ezilen işçisine elini uzatmaya, ve çağırmıştın
bir yıl önce adamı, kadını, çocuğu
bu Meydan’a.

Ve burada aktı kanın.
Anayurdun ortasında döküldü kanın
önünde sarayın, ortasında caddenin,
görsün diye bunu bütün dünya,
ve silmesin diye kimse kanı,
ve onun kızıl lekeleri kalsın diye
baş eğmez gezegenler gibi.

Bu olduğunda bütün Şilililerin elleri
açtı parmaklarını bozkıra doğru
ve onların sözcüklerinin birliği
dalgalandı dürüst bir yürekten:
sen o zaman, halkım, başladın
gözyaşlarıyla, umutla ve acılarla dolu
eski bir şarkıyı söylemeye:
işte o zaman gelmişti celladın eli
ve boğmuştu alanı kana.


Pablo Neruda
"La arena traicionada", "Canto General"den

5 Mart 2013 Salı

Ölüm

Maviyi anlarsın. 
Denizi anlarsın. 
Mavi denizi 
Zor anlarsın...


Melih Cevdet ANDAY

22 Ekim 2012 Pazartesi

Ölüm

Ölüm; ben onu çiçeklerle giderken gördüm.
Ölüm; ben onu yaşamları bilerken gördüm.
Obur doymazlıkların obur açlıklarında,
Ölüm; ben onu, varlıkları silerken gördüm.

Ama bir de yokluğun ve yüreğin önünde;
Ölüm; ben seni utanç ile titrerken gördüm.


Özdemir Asaf