Şiir, Sadece: Açlık

31 Ekim 2016 Pazartesi

Açlık

Korkunç açım:
karnımın derinliklerinde açlık
gövdemin enlem ve boylamında
Her an duyuyorum,
acımasız tırnaklarıyla tırmalıyor beni;
dayanılmaz acılar içindeyim.
Hoşnut olabilirim
şöyle günde doğru dürüst iki kez yesem.
Başka bir dileğim yok kesinlikle.
Çok insan başka şeyler de ister.
Bir ev ister, araba, para.
Biraz da açlık şan olsun diye.
Benim isteklerim pek fazla değil.
Pek az şey istiyorum.
Yemek istiyorum.
Bir yangın hissediyorum
karın boşluğumda.
İstediğim şey sıradan ve basit.
Pirinç istiyorum
ister soğuk olsun ister sıcak
önemli değil
ister soğuk olsun ister sıcak.
İki kez yernek yesem,
inanın bana,
vazgeçebilirim bütün arzularımdan.
Haksız arzularım yok.
Cinsel açlığı bile çıkardım aklımdan.
Davet eden bir gövdeye sarılmış
sari de istemiyorum
kabarmış bir göbeği açıkta bırakan,
Sari'ye sarılmış gövdeyi de istemiyorum.
Canı isteyen sahip olsun ona
istemiyorum bu tür şeyler
söyledim ya.
Bu isteğimi yerine getirmezseniz ama
başınız belaya girecek
krallığınızda.
Yanlışın haklısını
kötünün iyisini
bilmez aç insan,
ne yasa, ne kural, ne töre tanır.
Parçalayacağım hiç duraksamadan
ne bulursam önümde ve ardımda.
Hiçbir şey kurtulmayacak
hepsi gidecek birer birer
dişlerimin arasına.
Ve siz de çıkacak olursanız karşıma
lezzetli parçalara dönüşeceksiniz
devsel açlığın karşısında.
Aç mide duymazsa
ve izin verilirse büyümesine
felakettir işin sonu inanın bana.
Önüme ne çıkarsa
ne görürsem
gövdeye indireceğim birer birer
çalıları, ağaçları
gölleri, ırmakları
köyleri, kentleri,
kaldırımları, su borularını,
sokaklarda yürüyen insan yığınlarını,
kadınların bacaklarını, kalçalarını,
iaşe bakanını, bayrağı dalgalanan makam otomobilini.
Hiçbir şey, hiçbir şey
elimden kurtulamayacak.
Bana yiyecek bir şey ver, alçak,
yoksa yiyeceğim haritayı bile açlığımdan.


Rafik Azad
Çeviren: Özdemir İnce

Hiç yorum yok: