Şiir, Sadece: Ben Renkliyim

2 Mart 2017 Perşembe

Ben Renkliyim

Liza Teyze
(Evet?)
Ben neyim?
(Ne demek sen nesin?)
Irmakta bir çocuğa rastladım
Dedi ki o bir Zuluymuş.
Teyzem güldü.
(Sen Renklisin,
üç çeşit insan vardır;
Beyazlar, Renkliler
ve Siyahlar
Beyaz insanlar en önce gelirler
sonra da Renkliler
en sonra da Siyahlar gelir.)
Neden?
(Çünkü bu böyledir.)
Ertesi gün Joseph'i gördüğümde
Göğsümü döverek
Ben Renkliyim dedim.
O da ellerini çırptı ve güldü.
Joseph ve ben o yaz
uzun öğleden sonralarının
çoğunu birlikte geçirdik.
Ben ondan biraz Zulu öğrendim.
o da benden biraz Afrikaans öğrendi.
Dopdolu geçiyordu günlerimiz.
En başta ırmak vardı araştırmak için.
Sonra benim yüzme derslerim vardı.
O yaz sopalarla kavga etmesini
söğüt dalları ve yapraklarından
yeşil şapka örmesini
ellerimle
kurbağa ve iribaş yakalamasını
ceylan kapanı kurmasını
ırmak kuşlarının sellerini yansılamasını
öğrendim.
Bizi ısıtan sıcak bir güneş,
ıslak bedenlerimizi kuruttuğumuz yeşil çimenler,
oynamak için killi çamur,
boğuşmak için ince kumumuz vardı.
Kocaman çekirgelerimiz vardı, yarıştığımız
Ağustos böcekleri vardı
gün kararınca sürülerle ortaya çıkan,
ve yüzlercesini yakaladığımız.
Gevrek kızarmış tuzlu böceklerin
o ayrıksı tadı vardı.
Söğütlerde hışırdayan rüzgarın sesi,
fırtına çıktığında duyduğumuz
gök gürültüsü vardı.
Kahkahalara boğulan iki çocuğun sesleri,
bizim seslerimiz vardı.
Joseph'in beyaz adamdan önce yaşamış
siyah kralları anlatan öyküleri vardı.
Evde sordum;
Liza Teyze
(Evet?)
Bizim de Renkli krallarımız var mıydı
beyaz adamdan önce?
(Hayır)
Peki, biz nereden geliyoruz?
Joseph ve annesi beyaz adamdan önceki
siyah kralların soyundan geliyorlar.
(Çok konuşuyorsun sen) dedi teyzem
gülerek ve saçlarımı okşayarak
(Git yıkan artık.)


Peter Abrahams
Çeviren: Özcan Özbilge

Hiç yorum yok: