Şiir, Sadece: Anayurdum

23 Mayıs 2017 Salı

Anayurdum

Ansızın bir özlem sarıyor içimi, fısıldıyorum:
Anayurdum.

Yitirdik yolumuzu, yitirdik yolumuzu
Acılar ve hüzünler arasında,
Aşkımızı uzak şehirlere ünledik,
Şiirlerimizi solmuş güzelliklere adadık
Eski bir kaynağın yapraklarını hışırdatan
Bir rüzgarın kıyısında.

Hep beni bekliyordun bu arada,
Sadık yurdum, taşlı toprağım benim,
Patates tarlalarım,
Yoksulluğun boynu bükük yulafları,
Kara çalılar,
Yaban güllerinin ince güzelliklerini
İnatla koruyan fondalar.

Hep beni bekliyordun bu arada,
Bir kumaş dokuyarak
Kızlığının alçak gönüllü yüceliğinde,
Sen sevgililerin dillerindeki
Övgüleri bilmeyen anayurdum.

Sen çıplak ayaklı kraliçem,
Bembeyaz kuzuların çobanı,
Güneşte esmerleşen ermiş,
En güzel suların kıyılarında
Eteklerini toplamış çamaşırcı kadın.

Seni görüyorum
Evimin eşiğinde.
Batı ocaklarında bir ateş yanıyor,
Kıvılcımlar saçıyor göğe.
Bronz çanlar çalıyor şimdi,
Uykunun kanadı altına giriyor sonra.

Uykunun kanadı altında
Susuyor küçük kuşlar
Yumuşak yuvalarının boşluklarında.
Yalnız sen ayaktasın,
Gözlerine siper etmişsin ellerini,
Beklemekten ve özlemden boşalmış gözlerine.

Dilendiğim torbamı eşiğe atıyorum,
Asamı kırıyorum artık, yollarımın candaşını,
Çimenli kucağına düşüyorum yüzüstü,
Anayurdum.


Ian Kostra
Çeviren: Ülkü Tamer

Hiç yorum yok: