Şiir, Sadece: Garip Bir Savaş

30 Mart 2018 Cuma

Garip Bir Savaş

Önce tanklar geldi ,
Cephede yerlerini aldılar.
Öncü birlikler çoktan keşfe çıkmışlardı,
Az sonra telsiz bildirdi roket hedeflerini
Tantana başladı.

Onca transistör, havan topu, er
Bir komutla
Mızrak oluverdiler.
Toprağın çeşitli yerlerinden
Kopup gelen sürüyle insan
Başladı acı çekmeye.
Kırıldılar, yırtıldılar, parçalandılar,
Kalanlar adım adım, hendek çukur
Kararlaştırılan kente ilerlediler

Bir asker vardı ki aralarında
Bozmakta savaşın ciddiyetini
Saçları taralı, üstü başı temiz pak
General oldu
Yönetti birlikleri,
Pilot oldu bir ara,
Sonra bir miğfer geçirip
Çatışmanın en civcivli yerine seyretti.

Anlaşılan bu mehmetçik şerbetliydi kurşuna
Şarapnele, alev makinasına, el bombasına
Ast üst tanımadan büyük bir zevkle
Dolaşıp durdu, yorulmak bilmeden
Siperden sipere.

Kent alınıp, erler dalınca sokaklara
- Sıkılmış olmalı oyunun tekdüzeliğinden -
Bir makinalının önüne attı kendini.
Kanlar içinde düşüp çamurlu yola,
Seyretti yattığı yerden
Savaşın gidişini.
Önce arkadaşları, sonra bir kamyon,
Sonra koca bir tank geçti üstünden,
Donuk gözlerinin ardında keyiften kımıl kımıl
Gözledi parçalanırken gövdesini
Pike yapan uçakları
Kenti boğan sisi.

Tarih bu, yazmaya adam gerek.
Eylemi ölümsüz kahramanların.
İşte İstanbul, Burçlar, bayraklar,
Asılı topuğundan bir serdengeçti
Arka planda ticaret ve rüzgar.


Barış Pirhasan
Tarih Kötüdür

Hiç yorum yok: