Şiir, Sadece: Şükran Kurdakul Şiirleri
Şükran Kurdakul Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şükran Kurdakul Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Şubat 2018 Cumartesi

Armağan

Bunca yıl çok ışık birikti avuçlarımda
Senin olsun
Esinlen sevgi dokuyan ellerimden
Bunca yıl şiirin, kardeşliğin, kavganın
Has bahçelerinde yarattım bu gerçeği.
Sabrım senin olsun.
Aşkım senin olsun.

Acıların sütüyle büyüttüğüm umutlar
Mahpushane avlularında boy verdi,
Dolunay menekşelendi kirli kara camlarda.
Her görüşte yeniden vurulduğumuz ana evren
Özgürlüğe boyadı saksımdaki çiçeği
Senin olsun.

Biz ki acılar döneminden
Ellerimizi kirletmeden geçtik.
Direncim senin olsun,
Sevgim senin olsun.


Şükran Kurdakul
Acılar Dönemi

Oradaki


Kendi uzaklığımdan kurtularak
Hüküm giymiş dizeler gibi
Çıktım parmaklığımdan
Kendimde duydum ellerimi.

Nicedir sessizliğimde kanayan
Acımın yorgun yüreği
Dirençlerin yıkımların ardından
Eski kaygılara götüremedi beni.

Defterlerim, kitaplarım, kalemim
Güzelliğin ustası, umudum da ustası olan
Açıldı geleceğin çocuk bahçeleri
Geceye doğru ranzamdan.


Şükran Kurdakul
Acılar Dönemi

2 Şubat 2018 Cuma

Yirmi İki Yıl Sonra

Unutulmaya kalkan bir trenin
Eski bir istasyona bakan penceresinde
Bir yolcuyu sorar gibi arayan
Jandarmalar, ellerimin garip nöbetçileri
Daha ilk kampana bile vurmadan
Yalnızlığın kelepçesini taktı içime.

Şehir arkada kaldı, geçtiğim son caddeden
Ne yasakların gölgesini alnında gördüğüm
Işığı kilitleyen karanlık kafeslerinde
Bu sonsuz özgürlüğe ne zaman varmışım ben
Dünyanın duygusunu gözlerinde içeren
İçimdeki adam, kabına sığmıyor gene.

Kaç akşam geçirdiğim Birinci Şubeden,
Bir tünelden kopar gibi çıkıyor trenimiz..
Jandarmalar, ellerimin garip nöbetçileri .
Hangi yalnızlığa gittiğimizi söyler mi?


Şükran Kurdakul
Halk Orduları

Kırık Değirmen

Bir içimin alacakaranlığına dayanmak meselesi,
Bir bu fena İstanbul akşamını yaşamak
Nice odaların kapanmış penceresi
Gene bana iniyor yalnızlığıma sığınmak.

Gene benim, şimdi tek başına, sonra beraber.
Bir yanım mağrur sağlam, bir yanım gücüme gider.
Bir yanımda karşı koyma, bir yanımda ezilmeler.
İkili tutkular gibi canıma okuyacak.

Her şeyler devam eder bu bildiğim gidişte.
Evli evine giderken yolcu yoluna.
Ne rüzgarlar yapacağını yapmış ki bana
Kırık değirmenler gibiyim, dönemiyorum işte.


Şükran Kurdakul
Nice Kaygılardan Sonra

Diyorum

Durdum baktım, içlenmekse herkesler içleniyor
Durdum baktım, herkes ince, herkes kırık
Nöbet gecelerinde saatler sabahlamak bilmiyor
Ampul sönük, yürek garip, tavan basık
Beri yanda bir sıra iplik çıkar
Bir sıra iplik girer
Beri yanda ayakta durmamak ister artık
Bütün tezgah başındakiler.

Durdum baktım, içlenmekse herkesler içleniyor
Bir diyorum, göz kapaklarına yazık
Bir diyorum diz kapaklarına
Düşüversem evimin sokaklarına bir
Bir diyorum Asiyemin sıtma iğnesi
Bir diyorum yoksulluğun buncası
Bir diyorum onca dokumanın parası
Elimize binde kaçı verilir

Durdum baktım, içlenmekse herkesler içleniyor
Ampul sönük, yürek garip, tavan basık
Hikayeler gazetede aynen devam ediyor
Dinmemiş göz yaşları Ferdane teyzenin
Postacının çantasına merak boşuna
Radyolara boşuna kulak veriyor
Bir diyorum, göz kapaklarına yazık
Bir diyorum Asiyemin sıtma iğnesi
Bir diyorum yoksulluğun buncası
Diyorum yetmeli artık.


Şükran Kurdakul