Şiir, Sadece: Ali Yüce Şiirleri
Ali Yüce Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ali Yüce Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Şubat 2018 Cuma

Sevdalı Sözcükler

Beni tanımadın mı dedi
Bir sözcük bir sözcüğe
Çevir zamanın yapraklarını
Belleğini iyi yokla
İyi bak gözlerimin içine
Anılar devşir yüzümden

Bir yağmur sonrasıydı
Yan yana düşmüştük hani
Bir şiirin ilk dizesinde
Göz göze gelmiştik birden
Bir şey kımıldamıştı içimizde
Sonra sürülmüştük şiirden
İzinsiz öpüştük diye

Anımsadım dedi öbürü
Elim eline değince
Bindim sevdanın mor atına
Gittim o eski günlere
Küçüldükçe büyüdü hüzün
Adını bilmediğim bir şey
Çıt diye kırıldı içimde

Ne acılar çektim bilsen
Nelere katlandım gurbette
Senetlere tutanaklara geçtim
Yıllarca ad oldum bir kötüye
Bir an bile unutmadım seni
Göz göze gelmedim hiç
Senden başka bir sözcükle

Sesin sesime değince
İçimdeki süt denizleri
Köpürmeye başladı gene
Öpüşe banınca dudaklarımızı
Kendi kokusunu duydu yosun
Şiirin gizli aynasında
Kendi rengini gördü menekşe

Haydi gel dedi
Dişi sözcük erkek sözcüğe
Başka bir şiire girelim
Görünmeden ozan abiye


Ali Yüce
Halk Çağı

8 Şubat 2018 Perşembe

Semerine Tapan Eşek

Dinlediler
Tarihin kart sesini
Tahta kulaklarıyla
Emdiler taş memesini
Öpüştüler öpüstüler
Demir dudaklarıyla

Ölçtüler boyutlarını
Sırtlarındaki yaranın
Tarihsel zaman ile
Eni bin yıl
Boyu bin yıl
Derinliği bin

İste kırık bir miğfer
Bir ceket düğmesi
Bir araba tekerleği
Şişmiş bir at
Ses kırıkları bir kralın
Karpuz kabuğuyla yanyana
Yüzüyor kanlı bir suda

Susamıştır şimdi
Kendi kokusuna bir çiçek
Özlemiştir
Kuş kuşluğunu
Böcekliğini böcek
Pahalı bir renge boyanmış
Semerine tapan eşek


Ali Yüce
Boyundan Utan Darağacı

Dede

Pipo gözlük bere boyunbağı baston
Yüz çizgi damar sinir siyatik diz
Merdiven öksürük ıhlamur yün kuşak
Aspirin nargile bronşit tesbih
Şubat hanım mangalı karıştır palto
Minder alt katta emekli polis kızım
Kapıya bak nasılsınız yünlü geceler
Siz de nasılsınız ben eskiden
Böylemi idim zaman testere

Muhsin bey vardı bir gece kafaları
Çektik iyi mi sonra nasıl oldu bilmem
Bıyıklarım terleyiverdi bana bir şeyler
Oluyordu tabancam dolu olarak amma
Baba adamdı Muhsin bey güldü sevda
Düşmez başına bana bak Mahmut dedi
Seni severim ya nöbetçiyim damarlarımda
Yasa dolaşıyor bu gece nöbetçiyim
Yap ya bu gece değil şarap gibi kız
Hem seviyorum hem titriyorum tabancam
Dolu olarak sonra kayınpeder
Düğünde oynadı kaykıla kaykıla

Yün eldiven yün tabak yün çatal kaşık
Beni biraz ileri çek duvarı geri it
Gelirken çakmağıma taş getir Ahmet
Yün yorgan yün döşek yün yastık
Sinir öksürük pipo bronşit nargile
Etleriniz soğuyor kefenimiz yünlü
Mü olsun pamuğu sökün yerine yün dikin
Bu su niye acı sen kimsin şu buzu
Soğut su ateşi ateşle hanım gömütümü
Isıt kızım tabutumu süsle ben eskiden
Böylemiydim zaman testere


Ali Yüce
Boyundan Utan Darağacı