Şiir, Sadece: Gülseli İnal
Gülseli İnal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gülseli İnal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Haziran 2018 Cuma

İlliyin

Sen suların Fida'smda bulunmuş kemik yığını
sürgünler açtı ve toprak nasıl kürekleniyordu
gördün düşünde o çıplak kayayı
ayaklanan suyu, ölmüş bir pers için
bir değişim ses ya da labirent
bilirsin aynalar çok aldatır, kıştır üstelik
ah söylemez ki tatlı ağzın böyle şeyler
incili sözcük şimdi divan durduğun
hiç kimse yok artık hiç kimse
büyük bir boşluk, giderek büyüyen yaldızsız gecede
rüzgarın deli ruhu
sürüklerdi anları
çıplak mağrasına
tek bir kitapsı sözcük söylemeden
bile
ezgiler gemisi geçerek yaralı göğsünden
iz bırakırdı yeni bir gövdede
ki oradan uyuşuk bir zembille
soyunuyor ruhun bu uygarlığın
kaygan gediğine

harap yaban yaşam bu
arasıra ölü göz
kemiklerin acırdı sonsuz bir sevda için
doyulmamış gün için balrengi ölü göz için
kimbilir nasıl olacaktı, olacaktı ki
ben yeni kavradım yaşamayı bilisiz çocuk, kör böylesine
sevinemiyor, koşamıyor, korkuyordum
görülüyordu herşey kentin büyük aynasından
ki orada yıldız gemiler, kemik kentler, ışığı aklın
İşaretler, surlar bilmecesi
şimdi yoklar saatine dönüştü
(Ey cansız sen)
bıkkınlık şimdi selvilere geçiyor, derindeki kömüre
geride yalnızca saçların
bu yapışık bu bileklerimden bağlayan beni
soyuyorlar bizi yaşam içre donmuş
binlerce ve binlerce iz yürür senin kayanda
senin altında durursan atlar
sızlar kaya
sızlar ten
bir sürgün yeri oldun hep
pınarları duru sularla kıvılcım kaynayan
ve sürgünlerine yenilir sevda
böyle yanık
böyle taze
kıvraklığına taptık güneşin
ifrite tapanlara, ki arada sırada
mavi gözleri gözükürdü Leviathan'ın
pembe ifrit
gece ağacı
doruklarında ölü yüz
kararır kitaplar, kömürdür artık kalem, saçların lale
sapıdır
dökülürdü yine de enseme saçlar, gel dokun diye
koklarsın diye bir gün, günlerden ayçiçekleri hantal ağır
limanımın kuşları
havalanın ve götürün artık saçlarımı
kumral eda, kıvamsız yaşam, ölümüz bizim
laleler ve lale canını ver bize.


Gülseli İnal
Letoon

10 Nisan 2018 Salı

Ruasıcyristal'den

XII.

belirsiz ilkbahar çığlığı, hafif çığlık
gül gölgelerinden ilk yaradılıştan
güçsüz azrailden
ayışınlarının aktığı yere
kızıl buyurganlar vadisinde

gökler mi yoksa toprak mı
hangi mekan açıktır insanoğlu için
lahit rüzgarları mı, tek bir toz zerresi bırakmayan
yiyip yutan canlı gövdeyi

o masal akşamları için
sönük bakışlı melekler soyar gövdeyi
taşlaşmış kanın emrinde çıplak çiçek gibi
ıpıslak soğuk ve beklentisiz gövde
isteğin oluştuğu yerde
bırakın parçalansın yüreğim.


Gülseli İnal
Dans Natura

9 Nisan 2018 Pazartesi

Çıplak Dağda İmidatio Dei

Yalnızken ağzın ezgiler günlüğü
uçuk beyaz aya doğru
uçar senin düş evin
Kildare taşlarıyla örülü
örtük bir duvar öte
sonsuzluğun yüreğinde
bir de
yıkık bir oba
belki düş belki serap
ağır kollarıyla gemicin
halatları topluyor avluda

Gizli gece örtüsü
Kuzey'i seslerden geçilmez kılardı
hırpani gövden bir ara
bir alev
yanıp giderdi Meduza'nın meleklerine
ne farkın var gözyaşı yontusundan
orada uçurum orada sevda yanığı
orada bir avuç kül savrulan
Ah gökten geçeni görüyor musun
diz çökeni birden
mitik kuşların yüreğinde yitirildin
tüm tabletler yazıtlar senin için
sabah delice hırçın
sonsuz rüzgar duraklarında.


Gülseli İnal
Letoon