Şiir, Sadece: Mehmet Yaşın
Mehmet Yaşın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mehmet Yaşın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Mayıs 2018 Perşembe

Hayal Tamiri

Büğülü taşlar gibi nineden kalma sevgili camekanlar
elim değmeyegörsün, içten içe bir ışık...
Her şey nasıl da saklanmış iç içe bohçalarda
ve yy.'lık valizler, köfünler ve kakmalısandıklarda.
Hakikatli bir şey var bu sadelikte, eskilerden.

Boyaynası, yarımdolap, kadifepuf, minder
ve gül dalı komi çalar... Burası canımız'çin bir ev.
Cila da istemez, kalsın öyle sevilmenin eskiyen izleri
yara beresiyle sallanansandalye.
Şiir yazarken olduğu gibi tamir ediyorum kendimi

(artık koruyabilirim kendi çocuğum gibi çocukluğumu.)

                                        &

Ama tamire giden daha kötü geldi eskisinden kötürüm
bir insan tarafından kullanılmayacakmış gibi.
"Tabii ki kullanılmay'cak",'diyor karım:
"Boş yere onca zaman harcadığın şu hasırçit
şu buritaşı, oluklukiremitler... Ve onca öldürünme."

(Olmayan şeyleri tamir ediyorum bir hayali korumak için.)


Mehmet Yaşın
Lefkoşa, 1996

9 Mayıs 2018 Çarşamba

Sığınaktan Çıkınca

Sığınaktan çıkınca tanıyamadık ülkeyi
değişmişti renklerle sesler
köylerin yolların adı birer birer.
"şimdi nasıl bulacağız evimizi?"
Nereye sapsak bir çıkmaz sokak
barikatların kestiği.

Aramaya koyulduk işaretlerle,
"Köşedeydi okul... Atlantis Bar'ın yanı...
Geçince üç ulu çam ağacını..."
Ağaçlar yakılmış, kışla yapılmıştı köşeye
bir düş olmalıydı Atlantis
izi bulunamadığına göre.

Cesetleriyle verildi yeni evlerimiz
kış uykusuna in bulan ayılar gibiydik
hatta yeni doğum belgesi alırken ve kimlik
"biz" diyorduk yine - ama hangi biz? -
Hiç var olmuş muyduk aslında
göçen komşulara karşıt olmaksa tanımımız.

Geziye çıkmışız gibi Doğu'da
fotoğraf makinalarımızla limana koşuyorduk
Karşı'dan göçmenler gelirken çoluk çocuk.
Çalım satarak "siz" diyorduk onlara
kendimizi taslıyorduk kendimize -
Oysa çırçıplak kalmıştık asker şapkamız çıkınca.

Savaşta terkedilen bir evin telefonu elimde
- açan yok, herkes öldü mü yoksa? -
Bir ben mi kaldım yaşayan yıkıntılar altında...
Yaşlılar yadırgıyor, gençliğe girenlerse
eski bir gömüt-taşındaki unutulmuş yazı gibi
bakıyorlar dizelerime.

Bunca yıkım varken belki denizdir umut veren
içimde hiç dinmeyen bir ses var:
- Daha silinmedi Kıbrıslılar
portakalların çiçeklendiği bu bahçeden.
Biz kendimizi, yurdum pasaportunu arar
girebilmek için dünyanın kapısından.


Mehmet Yaşın
Pathos
Lefkoşa, 1984

8 Mayıs 2018 Salı

Yakınlık

Sesleri gelirdi perdenin arkasından
ama seninle konuşmazdı hiçbiri
aralarına karışmak istemiştin:
(a) Onlar gibi giyindin, sigara içtin (  )
(b) dillerini öğrendin hatta (   )
ama konuşmazdı hiçbiri.
Telefonun da çalınmadı gereksiz durumlarda
ne de açıldı sana telefonları
yanıt, Makinalarıyla dertleştin
üç dilde, yıllar boyu.

Ellerinde demir kanatlar
oturtulmuşlardı arka odaya:
(a) Ortodoks renklerin, (   )
(b) eski dergi kesiklerinin ortasına. (   )
gözleri de üstündeydi sanırım
oysa bu gölge oyununda
gördükleri kimse sen değildin
ve aynalı-gözlüklerini çıkarsalar bile
seni delip geçen bakışlarına
bir anlam veremezdin.

Utanıyorum gerçeği söylemeye:
(a) Ancak içki şişesinin içindeydi aşk (   )
(b) arkadaşlık ise hesap işi. (   )
Sen yasak bir kitapsın sana
kendinden uzaklaşmaktır çünkü yakınlığın ederi.

Üzgünüm, güzel yeryüzü...


Mehmet Yaşın
Adam Sanat, Ekim 1990
Atina

7 Mayıs 2018 Pazartesi

Şiir Ölümü Öldürür

Neşe'ye

Sen karanlıkları karalar
aydınlıkları yazarsın.
...Küçük boyacı,
kalemini bırakma sakın
o mızraktır elinde.
Ne güzel kızarsın
şiiri silaha benzetince,
oysa fırlatılan her dize
kurşun yarasından beter yara açar
ölümün yüreğinde.


Mehmet Yaşın
Sevgilim Ölü Asker

29 Eylül 2017 Cuma

Sevgilimin Türküsü

Sevgilimin türküsüydü deniz
mavi sesine demir attı savaş
sevgilim,
ölü asker.

Sevgilimin türküsüydü buğday
altın bakışlarına kelepçe vurdu savaş
sevgilim
ölü asker

Sevgilimin türküsüydü Barış
beyaz gülüşünü ikiye böldü savaş
sevgilim,
ölü asker.

Duyuyorum sevgilimi
türkü söylüyor ölü asker.
evimizin kapısını çalıyor mavi türküler.
Duyuyorum,
barış için en güzel türküleri söyler
savaşta ölenler.


Mehmet Yaşın