Şiir, Sadece: Sennur Sezer
Sennur Sezer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sennur Sezer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Mart 2018 Cuma

Doğuran Bir Kadına Direnç

Tırnaklarını etine geçir bağırma
Isır kanat dudaklarını parçala
Bırakma yaşamayı bırakma umudu
Daha çok yok sabaha

Yorulur gövdene inen sancılar
Acılar bıkar
Beklemeyi bil
Başkaldırır gövden başkaldırır
Susar

Önce öleceğim sanacaksın
Direnmen bitsin diye uğraşacak sanem
Gitgide sıklaşacak kamçılar
Sessiz ağlayacaksın

Unutacaksın başın nerde nerde ayakların
Bin kollu bir boşluk beyninde
Dünyadan uzaksın

Kim duyar sesini haykırsan
Gücünü tüketme
Dayan bir sınav bu
Gülümse


Sennur Sezer
Direnç

Asker Çantası

Yorgun omuzlardan yere kayar bir çanta
Ve kabuk değiştirir bozkırda binbir böcek
Ekmek kadar eskidir ve ekmek kadar kutsal
Şimdi seni özlemek

Güneş yenilenirdi biz çılgın öpüştükçe
Yenilenirdi deniz yengeçler ve çakıllar
Kara çirkin düşlere yumardık gözlerimizi
Uyanırdı martılar

Hangi uzak stepte bir asker vurulurdu
Biz kışlalı düşlere uyanırdık usulca
Bozkır akşamlarında solacak bir gelincik
Acırdı soludukça

Yorgun omuzlardan yere düşer bir çanta
Sen uzak kışlalarda mutlu umutlu coşkun
Ve ılık bir matra susuz dudaklarında


Sennur Sezer
Yasak

Soyut

Bir kadının mavide salınır ayakları
ve çocuğu doyurmaz oluverir ağlamak
Açlık en bayat ekmek
sofralarınızdan ırak

Tarlalar başak başak borçlara sararır
uzar büyük şehirler fabrikalar kurtulmak
Fildişi kulelerimiz daha sarsılmadan
bu ne denli uyumak


Sennur Sezer
Gece Kondu

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Notlar

III.

Ferhad'ı bırakıp
külüngü düşün, balyozu, murçu
Ve taşın ağrısını
demir değdiğinde
dağa
Demirin sancısını da
anımsa.

Ya Ferhad'ın yüreği
Issızlıkta
bir deniz gibi
gümbürdedikçe
düşünüp dalgaların yanyanalığını
Nasıl sızlar
yalnızlıkla.


Sennur Sezer
Kirlenmiş Kağıtlar

Er Kişi Niyetine

Oktay Arayıcı'ya


Bu avluyu dolduran herkesin
Yalındır özgeçmişi
Doğdu tanıdı yoklukları
Güzel bir dünya istedi
İtilip kakıldı
Direndi

Daha güzel bir dünya için
Bir söz, bir renk, bir öykü yontmak
Bir şarkı söylemek
Bu avluyu dolduran herkesin
Görevi

Yazdıkların güzel günlerle yeşerdikçe
Özleyeceğiz seni
O yüzden kalabalık
Çarpıyor üzüntüyle
Bir yürek gibi

Çocukların için
Bu kırık şarkı
Dört tahtadan bir kutuya sığan
Kostak delikanlı


Sennur Sezer
Bu Resimde Kimler Var

Mektup

........................
Nicedir yazamadım
Hanginize yazmaya başlasam
Ötekine yazdıklarım karışıyor
Ya da düşündüğüm onca sözcük
Yazılınca sanki pıhtılaşıyor

...........................
Neyi özlediniz en çok
Gece göğe bakmayı ben de özlüyorum
Sokak lambalarından
Gök görünmüyor
Oysa yüzüne çarpar yıldızlar
Bozkırda göğe bakanın
Gün yarım bir mevsim İstanbulda
Büyümesi durmuşçasına çocukların

................................
Başı döner kalabalığa girince
Nicedir uzakta olanların
Dün alıçlar gördüm de bir okulun önünde
İpe dizili dağ yemişlerini
Gençliğimizi anımsadım

..............................
Sokakta sesinizi duyar gibi oluyorum
Sanki biriniz hemen kapımı çalacak
Sofraya bir tabak daha koyuyorum


Sennur Sezer
Yazko Edebiyat
Ocak 1983

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Çine Bir Şarkı

Bir su dökülürdü
Ellerin dökülürdü omuzlarıma
Sarar dürer uzağa alırdık uykuyu
Kuyu diplerinden bir kavga
Su yüzüne nasıl
Nasıl bildirirdi kendini
Kaygu

Bir su dökülürdü
Ellerin dökülürdü omuzlarıma
Sevgimiz ışır ışımaz
Bir martı kopardı geceden
Islak saçlarına, sinsi
Sevda adına ne kurulmuşsa
Eskirdi

Ezgi, ağır ve bulutsu
Sarardı başağrılarımla uzak
Masal başkentlerinden
Çin'den bir şarkı düğümlenirdi:

- Ming eskici değildi ama
Yamardı her gün
Kürek kemiklerine ölümü
Sızlardı önünde
Kaderi küçük kızların
Nerde o, derdim, nerde o
Kral sofralarından
Soframa uzanan değnek
Sızlardı kürek kemikleri
Ming eskici değildi -

Çin
Hiç yaşamadığım çıplak ve yaban
Düğünlenirdi kaş çatışlarında:

- Bilmediği halde okumayı
İsimleri tanırdı
Ölüsü olan
Şu biraz eğik yuvarlak Çing
Bu gururluca çizgi Çang
Ve kan damlar gibi parlak
Şehit listeleri -

Gece böyle güzel
Kara ve yalın
Uzat sokakları
Tek bir çiçek atılsın suya
Çünkü resmi yapılmaz yalnızlığın


Sennur Sezer
Direnç

19 Temmuz 2011 Salı

İnsanlar Öldürülürken

Hangimiz geçmedi aşkın köprüsünden
Sarmadı bir gövdeyi yaşama sevinciyle
Küskün doygunluklarla bekleyip sabahı
Yalnız geçecek gecelerini saymadı

Belki çirkin bir sözdür borç ve para şiirde
Alkol gibi gizlice söz edilir açlıktan
Hangimiz tanımadık sofrada yoksulluğu
Utanmadık konuklar geldikçe, evimizden.

Yıldık mı, yorulduk mu, döndük mü, önemli bu
Sığındık mı bilinen çaresiz yalanlara
Ölenler, öldürülenler kırdı mı direnmeyi
İşlemedi mi dipte kanayan eski yara?

Şimdi sorgular bizi kendi çocuklarımız
Yanıtlar mı onları bizim yazdıklarımız
Söyle baba ne yaptın,
Anne ne yaptın söyle öldürülürken insanlar?


Sennur Sezer
Direnç